"Bizim sevilmek gibi bir niyetimiz olmadı, gülmek için de bir sebebimiz kalmadı artık."
💧
"Lan oğlum kendinize gelin. Bir kız için değer mi?" Emir’in söylediklerine aldırmayıp elimdeki birayı kafaya diktim. Bir kız için değer miydi bilmiyorum ama Derin için her şeye değerdi, onu biliyorum.
Efe denen pezevenk her şeyi Derin'e anlatmıştı, yani anlatmıştır heralde. Efe Derin’in yanına aramızdaki sırrı söylemeye gittiğinde peşinden gitmedim. Ne kadar saklayabilirdim ki bunu? Ha bugün öğrenmiş ha yarın. Sonuç olarak benimle ilgili gerçeği öğrenir öğrenmez uzaklaşacaktı benden.
Okuldan çıkıp buraya geldim, sahile. Arabamın torpidosundaki içkiyi alıp diktim kafama. Henüz ilk şişeyi bitirmemiştim ki bizimkiler elinde içki şişeleriyle geldi. İşte bu yüzden seviyordum onları, dağılacaksak beraber dağılalım, sonra birbirimizi toplarız kafasındaydılar hepsi de.
"Anlamıyorsun oğlum, anlamıyorsunuz" dedim sersemlikle. İçtiğim kaçıncı şişeydi bu bilmiyorum ama ufaktan ufağa dağılmaya başlamıştım.
"Vallaha anlamıyorum ben sizi, bak şu çocuğa Zeynep diye diye kendini paraladı aylarca. Kız tam yanına gelince de kızı kovmaktan beter etti. Hele sen, kızı yıllarca bekle. Sonra kız sana bir adım atınca kaç? Olacak iş değil valla." Doğukan Zeynep’i evden mi kovmuştu? Yok artık!
"Niye kovdun lan kızı evden? Hödük!" Diye söylendim Doğukan’a. Aylarca başımızın etini yedi Zeynep diye diye. Şimdi niye böyle yapmıştı ki?
"Abi kız benden nefret ediyor, onunla aynı havayı solumaya bile tahammülüm yok demiş. Napim saatlerce yanımda mı tutayım kızı? Madem benden bu kadar nefret ediyor, bu kötülüğü ona yapıp da bana katlanmasına izin vermedim."
"Kimden duydun la bunu?"
"Derin’le konuşurlarken duydum. Yoksa ben istemez miydin onunla vakit geçirmeyi. Kızın beni görmeye tahammülü bile yok." Vay be, abi kardeş aynı derdi paylaşıyoruz.
Bu nasıl bir kaderdir arkadaş, hiç mi yüzümüz gülmez.
"Ulan bari birimizin yüzü gülseydi be aşktan yana, hadi ana babadan gülmedik bari aşktan yana gönlümüz ferah olaydı." Ben böyle kaderin ta...
Ne ana, ne baba, ne sevgili... ulan bir insanın hiç mi istediği bir şey olmaz şu koca hayatta? Hiç mi yüzü gülmez lan? Bir de bugünü taçlandırıp kutlayalım diyordunuz değil mi? Bizim sevilmek gibi bir niyetimiz yok gülmek için bir hevesimiz de kalmadı zaten.
"Hadi bu salağı anladık, odunluk yaptı kovdu kızı. Ya sen, sen neden kiza düşmanınmış gibi davrandın abi? Bu kız değil mi seni o karanlıktan çıkartıp aydınlığa sürükleyen, üstelik bunu sadece bir gülüşüyle yapan. Bu kız değil mi seni senelerce bekleten, sana yağmuru sevdirip yıllarca yapmadığın şeyleri yaptırıp duvarlarını yıkan. Şimdi ne oldu da böyle oldun?" diye sordu Emir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARMAŞIK LİSE
ChickLit"Bu araba... şu araç yani, senin mi?" diye sordu şaşkınlıkla. "Yani, eğer bu kadar çok beğendiysen gezdirebilirim seni." Adını bilmediğim kız küçük bir kahkaha atınca yanlış bir şey söylediğimi anlamıştım. Ama yanlışın hangi kelimede olduğunu bulama...