"Ben tüm bu sevgisizliğe ve hor görülmeye, anasızlığa rağmen şu koca dünyayla baş etmişim ama senin bi' tek gülüşüne yenik düşmüşüm be yavrum."
💧
"Yalnız abi ben bir şeyi anlamadım, madem çocuğun eline o parayı verecektin neden onca uğraşa girip mal gibi pazarı soyduk? Verdiğin parayla çaldıklarımızın kaç katını alırdı çocuklar?" Emir'e gülüp masadaki rakıyı elime alıp bir yudum içtim ve tekrar masaya bıraktım.
"Herif çocuğu herkesin içinde tartakladı, sırf iki mandalina çaldı diye yetişmesem dövecekti küçücük çocuğu. Lan çocuk o daha çocuk! Belli ki aç, derdi karnını doyurmak. Ne halt etmeye dövüyon çocuğu. Ne var işte iki tane de sen çocuğun eline versen, ama yok. Verirse götüne girecek çünkü dimi o mandalinaların kabukları! Al işte, sen kendi rızanla vermezsen işte böyle alırlar elinden. Oh çok da iyi yaptım." Emir kahkaha atıp rakısından biraz içti.
Keyfim yerindeydi bugün, hem çocuklara yardım ettiğim için hem de artık Derin'le birlikte olduğum için. Bu anı çok beklemiştim. Çoğu kişiye ergence veya saçma gelebilir bu yirmi yaş aşkları, ama ben tam üç senedir o kızı bekliyorum. Kimse benim yüzüme bile bakmazken o güldü bana.
İlk defa biri suratıma hakaret edercesine bakıp gülmek yerine beni insan yerine koyup benimle konuşmuştu ve bana gülmüştü. Üstelik bu küçümseme amaçlı bir gülüş değildi, aksine içimi ısıtacak kadar samimi bir gülüştü. O zamanlar tam dibe batmıştım. Efe'nin abisini öldürdüğüm için kendimden nefret ediyor aynalara bile bakamıyordum, doktor olma hayali kurarken katil olmuştum, yaşamak dahi istemiyordum.
Kimsesiz Arel'in yanına bir sıfat daha eklenmişti, artık sadece köksüz değil; aynı zamanda katildim. Kimsesiz, savunmasız ve zavallı olan Arel tek gecede bir canavara dönüşüp KATİL AREL oluvermişti.
Hayat kurtarma hayalleri kurarken can almıştım.
Herkesten her şeyden kaçtığım sırada Derin'in gülüşüne esir düşmüştüm. Görür görmez etkilenmiştim ondan, o kadar saf ve masumdu ki sırf günün birinde tekrar onu görürüm diye bu ihtimali düşünüp iyi biri olmak istemiştim. Eğer olurda bir gün tekrar onunla karşılaşırsak beni boş beleş biri sanmasın diye uğraşıp durdum.
Serkan abi biz dört sokak çocuğuna yardım eden biriydi. Okulu bıraktığım için çok uğraştı benimle, beni geri okula döndürmek için az dil dökmedi. Ama ben yine kendi bildiğimi okuyup kabul etmemiştim, Derin beni bir katil olarak tanısın istemediğim için okula geri dönmüştüm. Hatta üç ay boyunca her gün onu gördüğüm holdingin önüne gidip durdum. Hiçbirinde karşılaşamadım onunla, tekrar tekrar uğrayıp durdum ama o sokağa.
Başlarda her gün, sonra her hafta, her ay derken kendimi sürekli onu gördüğüm sokakta buldum. Hatta ne zaman boğulacak gibi olsam oraya gidip nefes almaya çalıştım. Her ne kadar o orada olmasa da, hatırası bile beni kendime getirtmeye yetiyordu. Bu yüzden Derin'e olan sevgim üç günlük ergen hisleri değil. Eğer o gün Derin'i görmeseydim bile ben yine onu aramaya devam edecektim ve onu bulana kadar asla vazgeçmeyecektim. Beni tekrar hayata döndüren kızı unuttuğum zaman, kendi benliğimi unutmuş olurdum çünkü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARMAŞIK LİSE
ChickLit"Bu araba... şu araç yani, senin mi?" diye sordu şaşkınlıkla. "Yani, eğer bu kadar çok beğendiysen gezdirebilirim seni." Adını bilmediğim kız küçük bir kahkaha atınca yanlış bir şey söylediğimi anlamıştım. Ama yanlışın hangi kelimede olduğunu bulama...