"Biz de geri vites yok! Gerek görürsek
İlerden döneriz...""Sizi bunca saat baş başa bırakacağımı düşünmüyordunuz değil mi?" elindeki feneri bize doğru açıp kapatıp gülerek içeri giren Emir’le derin bir nefes alıp elimi kalbimin üstüne koyup bastırdım. Resmen korkudan nefesim kesilmişti.
"Bensiz alem yaparsınız ha? Duydum, çok alındım." karşımda otuz iki diş sırıtan Emir’e daha fazla dayanamayıp üzerine yürüdüm öfkeyle.
"Bana bak sen çok oldun artık!" Arel’in belimi saran kollarıyla Emir’e ulaşamasam da tekme atmaya çalışıp diz altlarına tekmelerimi geçirmeye çalıştım. Arel’in belimden daha sıkı tutup beni havalandırmasıyla ayaklarım havada sallanmaya başladı. Her ne kadar Emir’e vurmak için uğraşsam da havada yüzmeye çalışıyormuşum gibi duruyordu dışarıdan.
"Aa, deli mi ne? İçinden şeytan çıktı kızın, Arel sen bırak şunu. Bugün beni döven yarın sana da saldırır. Yol yakınken gel vazgeç bu sevdadan." İrem’in arkasına saklanıp kınarcasına konuşup elini bana doğru uzattı konuşmaya işaret dilini de katarak daha da vurgu ekliyordu.
"Bak hala konuşuyor!" diye bağırdım, Arel’in kucağından inmeye çalışarak. Arel bu halime bıyık altı gülüp bir şey demiyordu. Güldüğünü görünce sinirimi ondan çıkarıp "Sen neye gülüyorsun acaba?" diye çıkıştım. Arel’in gözleri anında büyürken, konu ne ara beni buldu, dercesine baktı.
"İndir beni." dedim, emir verircesine.
"İndircem ama sende kimsenin üstüne uçmayacaksın?" dedi sorgularcasına, Emir’e öfkeyle bakarken bakışlarımı aynı kararlılıkta Arel’e çevirdim. İç çekip gözlerimi yumdum, onayladığımı belli edercesine. Arel gözlerime sorgular türde baktı, sanırım sözüme pek inanmıyordu ki, "söz mü?" diye sordu, tekrardan. Yüzümü Arel’in yüzüne iyice yaklaştırıp gözlerine öfkeyle bakarken, "Söz!" dedim, yüksek bir tonda. Arel beni kolları arasındam çıkarıp ellerini teslim olurcasına havaya kaldırdı. Öldürücü bakışlarım Emir’in üzerindeyken üstümü temizler gibi yapıp gömleğimin uçlarından tutup çekiştirdim.
"Bizim burda olduğumuzu nerden biliyordunuz?" diye sordu Arel, o da rahatsız olmuştu bu ani baskından.
"Serkan abi aradı, seni aramış ama ulaşamamış. Biz de en son okulda olduğunuzu bildiğimizden buraya geldik." İrem’in yaptığı açıklamayla biraz olsun sakinleşmiştim.
Arel sıkıntıyla iç çekti, "Peki, benim çok üstün bir zeka sahibi olan kardeşlerim! İnsan gibi kapıyı çalıp içeri girmek aklınıza hiç mi gelmedi?" diye sordu, kinaye dolu bir sesle. Öfkesini bastırmak için dişlerini sıkıyordu. Sakinleşmesi için koluna dokundum. Gözleri bana kayınca hafiften tebessüm edip gözlerini yumdu.
İrem iç çekti, "vallaha onu şu gerizekalıya sor, çünkü tüm fikir ondan çıktı. Hatta ses çıkarmayayım diye ağzımı bağladı beyinsiz." O ses İrem’e ait değil miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARMAŞIK LİSE
Chick-Lit"Bu araba... şu araç yani, senin mi?" diye sordu şaşkınlıkla. "Yani, eğer bu kadar çok beğendiysen gezdirebilirim seni." Adını bilmediğim kız küçük bir kahkaha atınca yanlış bir şey söylediğimi anlamıştım. Ama yanlışın hangi kelimede olduğunu bulama...