-Ryfon-
Gözlerini araladığında başına neler geldiğini hayal meyal hatırlıyordu. En son hatırladığı şey gücünün tamamen tükenmiş ve ondan sonra bayılmış olmasıydı. Ondan sonra başına gelen hiçbir şeyi hatırlamıyordu.
'Demek ki sonunda uyandın.' Ses tonu sevecendi. Ona seslenen adamı görmek için hareketlendi ama vücudundan yayılan ağrı olduğu yere sabitlenmesine neden oldu.
Adam yavaş adımlarla Ryfon'un yanına yaklaştı ve dikkatlice Ryfon'un sırtından tutarak yastığı destek olacak şekilde beline yerleştirdikten sonra yatağın hemen yanında bulunan sandalyeyi çekip oturdu.
'Senin türünün orada ne işi vardı?' Meraklı gözlerle Ryfon'u tararken Ryfon da aynı sorunun cevabını arıyordu. İnsanlar neden peri-elfi tutsak almak isterdi? Bu kadar mı gözleri dönmüştü?
'Ormanın dışındayken yakalandık...' Kesik kesik konuşurken vücudundan yayılan ağrı konuşmasına bile engel oluyordu ama buna dayanabilirdi. Ryfon da sorularının cevabını bulmak istiyordu.
'... Diğerleri kaçabilsin diye yakalanmak zorundaydım.' Düşünceli bir şekilde önüne bakarken aniden başını çevirmesi acıyla yüzünü buruşturmasana neden oldu. Adamın yüzünü tararken düşüncelerini okuyamadığı için Ryfon istemsizce kaşlarını çattı.
Mavi gözleriyle Ryfon'a bakıyordu. Ryfon aklından geçenleri anlayamadığı için sinirleri bozuluyordu. Neden onu kurtarmıştı? Kurtarmış mıydı yoksa bu da bir oyun muydu? O da mı işkence edecekti? Bu sorularının hiçbirine cevap bulamıyordu. Ama en önemlisi adamın içinde bir kötülük sezmedi. Tam tersine iyilik vardı. Tanıdığı hiçbir insanda böylesine saf bir iyiliği hissetmemişti. Bu adam kimdi? Ryfon'un daha da çok ilgisini çekmeye başlıyordu.
'Neden sizi yakalamaya çalıştıklarını biliyor musun?' Koyulaşan mavi gözleriyle duygularından ödün vermeden soru sormaya devam etti.
'Açıkçası bende bu sorunun cevabını duymak için en az senin kadar meraklıyım...' Dedikten sonra biraz durdu ve başını havaya kaldırıp düşündü.
'Ama sanırım bir kitap arayışındalar. Ne kitabı olduğunu bilmiyorum ama onun için hayatlarını verecek kadar gözleri dönmüşe benziyordu.'
Ortamda derin bir sessizlik oluştu. Bu sessizliğin nedenini anlayamadı Ryfon. Yaklaşık bir dakika süren sessizliği adamın sesi oldu.
'Aradıkları adam bendim.' Mavi gözlerini Ryfon'a sabitledi. Ani bir hareketle boynundaki kolyeyi çıkardı ve Ryfon'a doğru uzattı. Kolye sallandığı için Ryfon ilk başta idrak edemese de zamanla birlikte kolye sallanmayı bıraktı. Dikkatlice kolyeye baktı. Gümüşten yapılmış, kitap formunda bir kolye.
'Bu o, bahsettikleri kitap mı?'
'Görüntüsüne aldanma.' Onaylar gibi başını salladı.
'Peki, bu aradıkları kitapsa neyi bu kadar özel? Bir kitap ile ilgili konuştuklarında gerçek bir kitap olduğunu düşünmüştüm.' Ryfon'un kafası karışmıştı. Büyülü bir kolye olsaydı o büyü gücünü hissederdi. Ama şu an en ufak bir titreşim dahi hissetmiyordu.
'Gördüğün şeyler bazen en büyük yanılgı olabilir.' Kaşını kaldırıp mavi gözlere baktı. Adam sırıttı. Ciddiydi belki ama aynı zamanda eğlendiğini belli ediyordu. Bu Ryfon'un daha da meraklanmasına neden oldu.
'Ne demek istiyorsun?'
Adam elinde tuttuğu kolyeyi avuç içine koyup elini yumruk yaptı. Yumruğunu yavaşça dudaklarına yaklaştırıp bir şeyler fısıldadı. Ne dediğini duyamadı Ryfon.
Parmaklarını tek tek açtıktan sonra avucun içindeki kolye yavaşça büyüyüp gerçek bir kitap görünümü aldı.
Kitaptan yayılan büyü gücü kelimelere sığamayacak kadar inanılmazdı.
Ryfon tepki vermedi, veremedi, zihninin içinde bile. Düşünceleri toz bulutu halinde yok olurken şaşkınlıkla ciddiyetini hiç bozmayan mavi gözlerinin sahibine baktı.Normalde kolay kolay şaşıran biri değildi. Tabi şaşırdığı şey kolyenin bir kitaba dönüşmesi değildi. Çaylak bir büyücünün yapabileceği basit bir büyüydü. Ryfon'u şaşırtan asıl olay, bu insanın kendi büyü gücünü ve onunla birlikte kitabın inanılmaz büyü gücünü hapsedebilmesiydi. Ryfon kadar güçlü birinden bu gücü saklayabilmişti. İnanılmazdı.
Ryfon gördüklerine inanamıyordu veya inanmayı reddediyordu. Çünkü bu düşündüğü şey gerçek olamazdı.
'Düşündüğün şey gerçek... O yüzden yardımına ihtiyacım var.' Adamın yüzündeki üzgün ifadeyi görünce Ryfon neye şaşıracağına şaşırdı.
Düşüncelerini okuyabilmesine mi yoksa öğrendiği gerçeğe mi? Gerçek olamazdı.
'Sen kimsin?'
Benim adım Barnaby. Ben bu diyarın gözcüsüyüm. Tanıştığımıza memnun oldum Kanlı Orman'dan Prens Ryfon.
Duygularından ödün vermeden, robot gibi sorduğu sorunun cevabı kafasında yankılandığında Ryfon'un inkar etmeye çalıştığı gerçek gün yüzüne çıkmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Dünya
FantasyBir zamanlar, ejderhalar ve insanlar dünyaya hüküm sürerken anlaşmazlıklar sonucunda, aralarında savaş çıkmış ve bunun üzerine insanlar, ejderhaları öldürebilmek için Ejderha Avcıları adında bir birlik kurmuştur. Leila, en yakın arkadaşı bir ejderha...