BEN KİMİM?- BÖLÜM 28

96 11 0
                                    

_Elmira_

Merdivenleri kullanarak yaklaşık 15 kat indikten sonra, gerçi 10. Katı indikten sonra saymayı bırakmıştım da neyse. Önümüzde 5 metre yüksekliğinde olduğunu tahmin ettiğim bir kapı belirdi. Kapının üstünde eskidiğini belli eden çizikler ve kırılmış yerler vardı.

Ryfon, emin adımlarla kapıya yaklaştı ve kapının kolundan tutarak açtı. Ben ise hala aynı yerimde duruyor, tedirginlikle kapıya bakıyordum.

'Sorularını cevaplamaya hazır mısın Elmira?'

Hazır mıydım? Bunu tahmin etmek zordu. Çünkü duyacağım şeyler beni daha da büyük bir çıkmaza sürükleyebilirdi. Belki de her şeyi öğreneceğimden dolayı rahatlayacaktım. Belki de çoktan öğrendiğim şeyleri tekrar duyacak, yaramın üstüne tuz dökülecekti. Ama gerçeklerden kaçmanın bir anlamı yoktu. Bir gün her şeyi öğrenecektim ve ne kadar erken o kadar iyiydi. Güçlü olmam gerekiyordu.

Ciddiyetle bakan Ryfon'la gözlerimiz kesişti.

'Evet hazırım.' Emin olduğumu belli eden ses tonumu duyduktan sonra yüzünde hafif bir tebessüm belirdi.

Sırtını bana döndü ve kapıdan içeri girdikten sonra Ryfon'u takip ettim.

İçeri girdiğimde etrafıma bakındım. Sıra sıra dizilmiş kitaplıkların yüksekliği tavana kadar erişiyordu. Raf raf, yüzlerce hatta belki de binlerce kitabın bulunduğu devasa bir kütüphanenin içindeydik. Burada kitaplardan, iki çift sandalyeden ve bir adet dikdörtgen masa dışında başka hiç bir şey yoktu. İçeriyi aydınlatmaya yetmeyen küçük pencereler olmasının yanında lambalar, pencereleri aratmıyordu.

Ryfon sağdan ikinci kitaplığa doğru yürürken bende peşinden gidiyordum.

'İlk neyden başlamak istersiniz küçük hanım?'

Küçük hanım?

Omzumu silkerek benim için fark etmediğini belirttim.

'Ama burasının nasıl oluştuğunu az çok biliyorsun öyle değil mi?'

Hey sen! Düşüncelerimi okumaktan vazgeç!

'Tanrıçayı kızdırmak kötü bir fikirdi.' Dedim ve ellerimi kaldırarak yanlara açtım.

Ryfon dediğime gülerek karşılık verdikten sonra gözlerimi kısarak ona baktım.

'Şimdi sen benim düşündüğüm her şeyi biliyorsun öyle mi?'

'Aslında bakarsan sadece bilmemi istediğin şeyleri görebiliyorum.'

'Bir şey bilmeni istemiyordum...'

Alaycı gülümsemesi yüzüne yayıldı. 'Sen beni istediğin kadar ikna etmeye çalışabilirsin ama kendini kandıramazsın küçük hanım.'

'Bana şu şekilde seslenmeyi bırak.' Diyerek kaşlarımı çattım.
Küçük hanım diyen oğlan daha bir kaç saat önce 9 yaşındaki çocuktan farksızdı ve şimdi gelmiş bana küçük hanım diye sesleniyordu.

'Nasıl seslenmeyi? Küçük hanım mı? Bana göre küçüksün.' Beni taklit ederek kollarını yana açtı ve yüzünde hakim olan alaycı gülümsemesi daha da yayıldı.

Haklıydı...

'Madem kendini bu kadar çok seviyorsun bana kim olduğunu ve ne olduğunu tam olarak anlatmak istersin diye umuyorum.' Bu sefer alaycı bir şekilde tebessüm etme sırası bendeydi.

Kısa bir süre düşünür gibi yaptıktan sonra tek kaşını kaldırdı ve yanıma yaklaştı. İyice dibime girince arkaya doğru bir adım attım ve kitaplık olduğunu düşündüğüm bir yüzeye çarptım. Geri gidecek yerim yoktu ama Ryfon daha da çok yaklaştı. Kalbimin teklemesine aldırmamaya çalıştım. Vücutlarımız neredeyse değecek bir pozisyona gelince durdu ve gözleriyle gözlerimi hapsetti.

Yaklaşık otuz saniyelik bir süre zarfının sonunda sol kolunu, sağ omuzumun bulunduğu yerin biraz üstüne uzattı ve raftan bir kitap çıkardığını görünce gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Ryfon ise hiçbir şey olmamış gibi raftan aldığı kitabı açarak içine bakmaya başladı.

Ortamda gergin bir sessizlik dolaştı.

'Bana güvenmen gerektiğini hala anlayamadın sanırım.' Kitaba bakarak konuşmuştu. Cevap vermedim. Zaten ne düşündüğümü ne hissettiğimi biliyordu. Kelimelere ne gerek vardı?

'Düşünmek insanı içten içe yer. Konuşmak insanı rahatlatır.'

Omuzumu silktim. 'Konudan sapıyoruz.'

'Niye bana yardım etmeye çalışıyorsun?'

'Yardıma ihtiyacın var.'

'Her yardıma muhtaç insana yardım eder misin?'

'Bizim türümüz insanlara yardım etmez.'

'Bende bir insanım bana neden yardım ediyorsun?'

'Çünkü değilsin. Sen farklısın Elmira.'

Karanlık DünyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin