Olayların üzerinden bir hafta geçmişti. Zeynep ve Sinan'ı görenler kendilerini geri çekiyorlardı. İkisi okula geldikleri andan itibaren Leyla, Ali, Çağrı gibi güçlü isimlerin canını yakmışlardı. Duru ise Zeynep'lerin yanında daha çok takılmaya başlamıştı.
Zeynep ile oluşan arkadaşlıkları Hazal'ı bile hafiften kıskandırıyordu. Çağrı ise Zeynep'i göz hapsine almıştı, kızın attığı her adımı izliyordu. Konuştuğu her erkek canını sıkmaya başladığında ne olduğunu bile anlamadığı için yapmaya başladığı aktivite artık her anını kapsamıştı.
Koşuya bile babasının zoru ile çıkan Çağrı şimdi Zeynep'in koşu yaptığı saatlerde istekle çıkıyordu. Sinan ve Zeynep sınıflarına çantalarını koyduğunda Hazal hemen kızın yanında bitmişti.
"Bak şimdi tuhaf gelicek biliyorum ama Vefa ve Bade'yi terasta görenler var o gün yani acaba Bade olabilir mi?" Zeynep Hazal'a baktığında aklında binlerce kurgu dönüyordu.
"Bade olucağını sanmıyorum Hazal. Duru demedi mi mutlu anlatıyordu diye niye itsin Vefa'yı."
Hazal başını onaylar anlamda sallayarak Zeynep'in yanındaki sıraya oturdu. Ahmet sınıfa girerek Zeynep'e baktı.
"Eee Zeynep söz vermiştin, nerde benim kahvem?"
"Tamam tamam gel alalım kahve. Hazal sende gelmek ister misin?" Hazal Zeynep'lerle çıkarken Çağrı tarafından yolu kesilmişti. Çağrı kızı Zeynep'ten uzaklaştırarak merak ettiği soruyu sordu.
"Bu Ahmet ve Zeynep ne alaka Hazal? Üstelik Zeynep benle göz göze gelmezken niye senle bu kadar yakın ?"
"Sanane Çağrı. Hani bitmişti sende Zeynep, uğraşma." Hazal gözlerini devirerek söyledikleri ile hareketlendi. İleride onu bekleyen Zeynep'leri gördüğünde güldü.
"Ha bu arada kızı gözlerinle yemeye son ver"
Hazal'ın saçlarını savurarak söyledikleri ile hırsla bağırdı."HERKES YİYOR SORUN YOK BEN YİYİNCE Mİ SORUN OLUYOR AM*NA KOYİM"
Koridordaki kafalar Çağrı'ya dönerken Zeynep yanındaki Ahmet'le gülüşerek merdivenleri inmeye devam etmişti.
"Bakmıyor bile ya, hay ben kafamı sikiyim. Öyle göte böyle..."
Çağrı Sinan'ın kahkahası ile döndüğünde karşısındaki mavi gözlü adama baktı. Sinan'ın gülmesi azalana kadar bekledi.
"Ya haksız mıyım Sinan?" Sinan azalan gülüşünün tekrar arttığını hissetmişti.
"Haklısın kardeşim, haklısın ancak Zeynep insanların sözlerini unutan biri değil. Bunu en iyi sen bilirsin"
Çağrı elleri ile yüzünü sıvazlarken sırtını duvara yasladı.
"Tamam uzun sürsün düzelmesi ama Ahmet ne alaka amk?"
"Vefa'nın olayı ile ilgili bir şeyler biliyor büyük ihtimalle. Zeynep o yüzden yakın davranıyor"
Çağrı Sinan'ın kendini sakinleştirmek için açıkladığı olaya daha da sinirlenmişti.
"Bir Zeynep mi Vefa'nın arkadaşı. Önce Ali şimdi Ahmet üç gün sonra da Mehmet'ten mi laf almaya çalışacak. Git konuş yapmasın şöyle şeyler"
Sinan yaslandığı duvardan Çağrı'nın yanına ilerlerken gülüyordu.
"Götün yiyorsa sen söyle ben Zeynep'e karşı çıkmam" Çağrı derin bir nefes alarak Sinan'a döndü.
"Bu kadar korkman normal değil." Sinan kafasını iki yana sallayarak güldü.
"Kendine yaptığı eziyetlerin onda birini başkası sana yapsaydı çoktan ölmüştün. O yüzden Zeynep ne derse onu yaparım"