Flashback (Nesrin'in tutuklanması sonrası)
Hastane odasında gözlerini açan Zeynep odadaki Çağrı kokusu ile gülümsedi. Gelmişti, bu koku ancak ona ait olmalıydı.
Gözleri küçük koltukta uyuyan Hazal'a kaydığında kızın üstünde bir şey olmaması endişelenmesine neden oldu. Kolundaki serumu çıkartarak üstündeki pikeyi yavaşça Hazal'ın üstüne örterek odadan çıktı.
Serinlik bedenini sararken nemli hastane bahçesine çıktı. Lacivert gökyüzünün bir kısmı güneş ışıklarına mağlup olarak turunculaşmıştı. Rüzgârlı hava kapalı pencerelere inat yağmurun ardındaki nemli toprak kokusunu taşıyordu. Derin bir nefes alarak gökyüzünün rengini değiştirmesini izledi.
İçeride uyuyan Hazal bu süreçte uyanıp Zeynep'i aramaya çıkmış ve en sonunda onu bulabilmişti. Kucağındaki battaniyeyi Zeynep'in ve kendi omuzuna atarak bekledi.
"Bitti"
Zeynep'in yorgun sesi Hazal'ın bile yorgun hissetmesine neden olmuştu.
"Vefa artık gerçekten huzurlu. Arafta değil artık benim kardeşim."
Hazal'ın sarılışı sıkılaşırken Zeynep gün doğumunun turunculuğunda Vefa ile vedalaşmıştı. Sonraki günler ise eziyet gibi geçmişti. Zeynep ve Hazal sürekli onları izleyen birileri olduğundan şüphelenmişti.
Yolda yürürken, telefonda konuşurken, ders çalışırken sanki onları izleyen gözler vardı. Zeynep'in Çağrı'ya yazdığı mesajlar cevapsız kalıyordu, Hazal bile o geceden sonra Çağrı'ya ulaşamamıştı. Sınav günü geldiğinde ise bir kargaşa vardı.
Kader dua okuyor, arabayı kullanan Bilal küfür ediyordu. Sinan ise hala uyuma derdindeydi. Zeynep son kez bakması gerekenlerin üzerinden geçerek kağıdını bir yana koyduğunda tekrar izlendiğini hissetmişti.
Gözleri yandaki arabaya kaydığında kendisiyle aynı yaşlardaki çocuğa gülümseyerek önüne döndü. Onu izleyenin o çocuk olduğunu düşünmek istemişti ancak yanılıyordu.
Flashback son
Topuklularının sesleri loş ışıklandırılmış koridorda yankılanırken onu görenlerin verdiği selamı önemsemiyordu. Toplantı odasının çelik kapısının önüne geldiğinde kapının korumalar tarafından açılması ile bir gıcırtı çıkmıştı.
Büyük masanın ucundaki Hazal'ın gözleri arkadaşının gözlerine değdiğinde iki kızın tüyleri dikenleşmişti. Hazal yerinde dikleşecek eli ile Zeynep'i gösterdi; masada oturan özel olarak toplanmış istihbaratçılara yönelik konuştu.
"Zümrüt. Size bahsettiğim gibi başınıza geçecek ve şu an görevde olan istihbaratçımız"
Ona dönen bakışlarda en dikkatini çeken şaşırmış mavi gözler olmuştu. Zeynep'in kaşları havalanırken gözlerindeki alay anlaşılır seviyedeydi. Mete ise karşısındaki kadının neler olabileceğini ancak anlamıştı.
Zeynep'in bakışları donuklaşarak masadaki diğer yüzleri inceledi. Hepsinin nasıl bir sınavla burada oturmayı hakettiğini düşünmeden edememişti. Masadaki insanlar artık onun canını kurtaracak insanlardı. Zeynep için komutanlarına, ailelerine yalan söyleyecek insanlardı.
Yerine oturduğunda şu ana kadar Zeynep'in geldiği nokta hakkında bilgi verilmeye başlanmıştı. Odadaki ağır koku Zeynep'in anılarına gitmesine neden olmuştu.
Flashback
Başındaki ağrı ile açtığı gözleri tanımadığı duvarlara bakarken nerede olduğunu idrak etmeye çalışıyordu. En son anatomi dersini çalışıyordu. Acıyan el bilekleri onu ayakta durmaya zorlasa da bacaklarındaki güçsüzlük izin vermiyordu.