Zeynep'ten
"Şimdi mantıklı bir açıklama istiyorum senden."
Karşımda zor durduğuna emin olduğum Hazal'a gülümsedim.
"Beni öptü"
Derin bir nefes sesi geldiğinde onun sınırlarında olduğumu anlamıştım.
"Seni öptüyse, sende onu öpmüşsün demektir Zeynep"
Dudaklarımdaki gülüşün sinirlerini bozduğunu biliyordum. Bana kızgın değildi anlıyordu ancak Çağrı'ya kızgındı. İçindeki kırgınlık bunu katlıyordu.
"Hazal onu seviyorum. O da beni seviyor"
"İlk söylediğine bir itirazım yok. Onu sevdiğin için katlandığın şeylere birebir şahit oldum ben. Ama onu sevgisine asla inanmıyorum"
Ellerimi uzatarak bana yaklaşmasını beklediğimde elleri ellerimi buldu.
"Hazal mutluyum gerçekten seninde yüzleşmen gerekmiyor mu sence ?"
Elleri ellerimi okşarken derin bir nefes aldı. Onu zorlamak istemiyordum ama böyle devam edemezdi.
"Sen onun kardeşi gibiydin"
"O kardeşine arkasını dönüp gitti ama Zeynep. Ben bunu kabullenemiyorum."
Ellerim omuzlarına ve sonra saçlarına çıktığında bana itaat ederek kafasını dizlerime koydu.
"Ben gidişleri anlayamadığım için affedemedim ailemi Zeynep. Biliyorsun"
"Biliyorum bebeğim"
Sıcak göz yaşları dizlerime dökülürken sessizce okaşadım saçlarını. Ellerimin arasında kayan sarı saçları hayal ederken gülümsedim.
"Özür dilerim"
Dilediği özürün nedenini biliyordum, tıpkı benim çaresizliğimi bildiği gibi. Karanlık benim en gerçek korkumdu, Vefa'nın geceleri yanımdan ayrılmamasının nedeniydi. Çağrı'yı ilk fark etmemin nedeniydi, beni karanlıkta bırakmaması.
"Yine olsa yine yaparım. Senin canın benim gözlerimden daha kıymetli. En büyük korkum sizi kaybetmek."
Bacağıma damlayan göz yaşları hızlandığında sessiz kalarak sakinleşmesini bekledim. Burnuma dolan koku Mete ve Çağrı'nın burda olduğunun kanıtıydı.
"Hazal"
Sesime karşılık vermeden derin bir nefes aldığında anlamıştım uyuduğunu. Dizimden kalkan baş ile Mete'nin kokusu yoğunlaşmıştı.
"Yatağıma yatırır mısın onu?"
"Tabi"
Yatağımın çökmesi ile Hazal'ın uzandığını anlamıştım. Ellerim o tarafa doğru yöneldiğinde kurumuş eller beni tuttu.
"Çağrı Mete ile yürüyüşe çıkmak istiyorum seninle değil"
Memnuniyetsiz homurdanması ile gülümsesemde ayaklarımda hissettiğim ayakkabılar ile dikkatimi oraya verdim. Mete'nin giydirmesine izin verdikten sonra elimi tutan elinde ilerleyerek kolunu tuttum.
"Bir şansın var onunla yüzleş buna ihtiyacınız var. Kardeşler küs kalmamalı"
"Ona dikkat et Mete"
Mete'nin beni ilerletmesine izin verdiğim süre boyunca sessizdim. Bedenime değen soğuk rüzgar kendimi iyi hissettirdi.
"Gökyüzünü nasıl gözüküyor"
Yanımdaki bedenin gerilemesi ile gökyüzüne baktığına emindim.
"Yıldızlı gece tablosu gibi"