Final

160 13 27
                                    

Toprak alanda postallarını sertçe vurarak adımlarken yönlendirdiği askerler mevzilerinde yerlerini almışlardı. Çağrı daha önce açılan boşluğa girerek bedeninin üstüne toprağı serpti gecenin en karanlık anında.

Çağrının bedeni görünmez hale geldiğinde silah sesleri gelmeye başlamıştı. Koca bedenin üstünden koşarak geçen insanları hissederken azalan dakikanın farkındaydı.

"Komutanım"

Mete'nin sesi ile üzerindeki topraktan ellerini kaldırarak tam göğüsüne basan bacağı tuttu ve kendine çekti. Çekilmenin etkisi ile adam düşerken bedeni yukarıya çıkmıştı. Gözleri karanlık gözlere bakarken yüzündeki kibir gülümsemesi ile düşmanına baktı.

Kibirli gülümseme ensesine dayanan namlunun soğukluğu ile yok olurken, karşısındaki adamın yüzünde gülümsemeye neden olmuştu.

"Ayağıma geldin komutan"

**

Çağrıların gitmesinin üzerinden haftalar geçmesine rağmen haber olmaması herkesin endişelenmesine neden olsa da kimse birbirine yansıtmıyordu.

Çıktığı ameliyattan sonra Çağrı'dan gelecek bir haber ile telefonuna sarılan Zeynep yine mutsuz olmuştu.

Haberlerin açık olduğu odaya girdiğinde kendisine bir kahve koyarak koltuğa uzandı. Kapattığı gözleri ile Çağrı'yı ve ona atacağı tripleri düşünüyordu.

"Alınan son bilgilere göre yüzbaşı Çağrı Koçak ve askerlerinin hala esir olduklarıdır. Detaylı bilgiler için bölgeye bağlanıyoruz"

Zeynep duyduğu isim ile koltuktan aniden kalkmış ve hastanenin dışına koşmaya başlamıştı. Ne ayağındaki temiz ayakkabıları ne de üstündeki doktor önlüğü kızın umrunda değildi.

Askeriyenin boş alanına girdiğinde Albay ile tartışan Hazal ve Hakan'a  doğru koştu. Çoktan helikoptere binen  Duru ve askerlerine bakarken içinden sayıklıyordu. Hayır beni de bekleyin

Ancak bazı dilekler kabul olmazdı. Yüzüne kapanan kapı ve dönen pervanenin rüzgarı Zeynep'in kıvırcık saçlarını vücudu ile savururken son bir umut koşmaya çalıştı ancak başaramadı.

**

20 şehit haberi tüm ülkeyi yasa boğmuştu. 2 kişiden ise hala haber yoktu. Kendi birliği ile Çağrı'nın birliğinin çoğunun cenazesine katılmak ve acı haberi ailelerine vermek zorunda kalan Zeynep'in sabrı tükenmişti.

Her gün bir askerinin ağaçlara asılmış ve deşilmiş bedenlerini bulmak kimseye iyi gelmiyordu. Hazal Zeynep'in yanında mezarın yanına çöktüğünde hissizleşmişti.

Kışın en soğuk günü ya da yazın en kavurucu sıcağındalardı. Biri buz tutmuş diğeri yangın olmuştu.

"Çok bencil biriymişim" dedi Hazal sanki günah çıkarması gerekiyormuş gibi. "Mete ve Çağrı hala bulunamadı belki yaşıyorlardır diye düşünüyorum. Her askeri gördüğümde onlar değil diye seviniyorum."

Zeynep'in gözleri gökyüzüne dönüktü. Hazal'ı duymuyordu ya da duyamıyordu. İçindeki yangın oturduğu toprağı kavuruyor ancak Çağrı'yı bulamıyordu.

"Askerlerimin ölüsünü görmek neden mutlu ediyor diyeceksin şimdi bana" Hazal'ın sorusunu kafasını sallayarak cevapladı. İçindeki yangın en çok kurumuş dudaklarına vurmuştu. "Onlar öldüğü için acı çekiyorsun Hazal, sadece yaşama ihtimali olanlara sevinmek daha kolay geliyor"

Ellerini sanki ateşini söndürmek için toprağa dayayarak ayağa kalktı. Şehitliğin yanından ağlayan ailelere bakmadan çıkmaktı tek amacı ancak bir beden engel oldu ona.

"Şeynep" Hülya'nın takma adı ile kızılın kızı Zeynep'in bir parmağını tutmuştu. Diğer elleri daha bugün gömülen askerinin, kardeşinin, dostunun mezarını gösteriyordu.

"Bak anneeem" küçük kızın anlamadığı ölümün acısı düştü Zeynep'in kalbine. Eğilerek kızla boylarını eşitledi. "Sana söz veriyorum. Belki yıllar sonra anlayacaksın Zeynep. Annenin intikamını alacağım hemde senin tatmin olacağın şekilde" küçük kızın şaşkın gözleri birşey anlamadığını belli eden şekilde büyürken son kez baktı adaşına.

Hülya'nın hamile olduğunu ilk öğrendiğinde ki endişesi geldi aklına. Ya ona bakamazsam Zeynep. Ben sonuçta bir askerim ya şehit olursam ve kızıma beni anacağı güzel anlar bırakamazsam. O zamanlar Hülya'yı sakinleştirmiş ve çocuğu doğurması için destek olmuştu. Sen iyi bir askersin ve çok iyi bir anne olacaksın. Her görevde yanında olacağım ve iyi olduğuna emin olacağım. Sana söz veriyorum kızıl. Tutamamıştı sözünü arkadaşının deşilmiş bedeni şu an toprağın altındaydı ve bu onu zorluyordu.

Hülya'nın kızı olduğu belli olan kızıl saçlı küçük adaşına son öpücüğünü verdi. Bu sadece Zeynep'in anlayacağı bir vedaydı. Cebinde taşıdığı flashı kızın küçük avucuna bıraktı. Daha sonra işaret parmağı ile kızın sol göğüsüne dokundu. "Annen her zaman burada ve bunun içinde olacak. Seni çok seviyor"

**

Mete askeriyeye 100 metre kalmışken bilinci kaybedip üstündeki beden ile düştüğünde gözcü asker sayesinde görülmüştü. Yanlarına koşan askerler canlı gördükleri Mete ve taşıdıkları beden ile ne hissedeceklerini anlayamayacak hale gelmişlerdi.

Kalabalık alana giren Zeynep'in gözleri yerdeki cansız bedene kaydığında kalp atışları durdu. Yüzü tanınmaz hale gelen adamı kalbi tanımıştı. Yerde yatan onun sevgilisiydi, yüzbaşı Çağrı Koçak'tı.

**

"O kapıdan çıkarsan ne bir ailen ne bir kimliğin ne de bir mesleğin olur Zümrüt. Seni bu ülkeden değil bu dünyadan silerim"

Zeynep'in adımları sekteye uğramadan bedenini çıkardığında arabasına binmişti. Bu sonun başlangıcıydı. Kıyametti, Zeynep'in kıyameti.

**

Hazal Mete'yi beklerken aylar olmuştu. Mete kimseyle görüşmüyor ve Çağrı'nın öldüğünü kabullenmiyordu. Hatta çoğu zaman bir boşluğa bakıyor ve Çağrı'yla konuşuyordu.

Rehabilitasyon merkezinin  Mete'nin penceresinin baktığı banka oturarak elindeki dava dosyalarını incelemeye başladı. Mete her zamanki gibi pencereye bakarak sessizce çalışan kadını izledi.

**

Kestiği son bedenin ardından duvara bağladığı adama tehlikeli bir gülümseyiş sundu. Azat yerinde kıpırdanarak kaçmaya çalışsa da Zeynep yanında özel olarak taşıdığı keman yayını çıkardı.

"Bu bir ilk olacak ve bir son." Başlattığı kamera kaydı ile Azat'ın bedeninin arkasına geçti ve adamın kalın boynuna doladığı keman yayını sıkmaya başladı. Çırpınmaları artan adamın boynundan kanlar akmaya başlamıştı. Azatın yüzü morarana ve Keman yayı omurgaya isabet edene kadar devam etti Zeynep sıkmaya.

Mağaranın içinde Çağrı'nın ve diğerlerinin kanının kaplı olduğu baltayı alarak son bir hamle yaptı yere düşmüş bedene. Cansız bedenin başı bedenin ayrıldığında kameraya son kez baktı. Kapanan kayıdı cebine koyarken benzini döktüğü yerlere basmadan çıktı mağaradan ve ateşe verdi. İçerideki dolu benzin noktaları gecenin karanlığını aydınlatırken hiç gitmediği yere gitmeye başladı.

Sessiz şehitlikte  bir el kurşun sesi duyulduğuna dair ihbar alan Sinan'ın yörüngesi oraya kaymıştı.

Bulduğu beden onu sarsmış olsa da şaşırmamıştı. Zeynep'in kanı Çağrı'nın toprağına bulamış ancak güzel yüzünde daha önce görülmemiş bir huzur gülümsemesine sahipti.

En Güzel Halinle Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin