21

95 16 73
                                    

Çağrı'dan

Kısık sesi attığım tüm adımların sonu gibiydi. Bunu söylemesi bile atılması demekti biliyordum. Zeynep'in camının önünde gözlerim sokaktaki çocukluk arkadaşlarımın üzerinde gezindi.

Hepsi Mete'nin söylediklerini dinliyorlardı. Hepsi biliyordu, bir ben kopmuştum onlardan Zeynep'in elleri sayesinde.

"Özür dilerim annen için"

Kısık sesi camın kenarından uçurumun kenarına götürdü beni. Zeynep'i ilk gördüğüm uçurumun kenarındaydım yine. Bu sefer atlamak isteme nedenim yanımdaydı.

"Annen için üzülmüyorum ama bunu bil"

Titreyen sesinden bile anlardınız ağladığını, ah benim beyaz incilerim yine Zeynep'in gözlerinden akıyordu.

"Git dedim çünkü yıkılırdın Çağrı"

Yıkılmadım mı? Gözlerim karanlık gökyüzüne bakarken camdan güneş ışığı vurmuş saçlarını izledim. O günkü gibiydi, Zeynep her zaman o günkü gibi göz alıcıydı zaten.

"Ben seni nasıl kaldırırım bilemedim. Gidersen yıkılmazsın sandım."

Bedenimi dışarı sarkıtarak atladım. O gün anlayamadığım uçurumdan attın beni güneş kızım. Sokaktakilere gözükmeden karanlık sokağı bahçeden ayıran tele ilerledim.

"Yine mi gidiyorsun?"

Gözükmeden demiştim değil mi? Tanıdık bir çift mavi göz buldu beni.

"Özlemedin mi hiç?"

Kızgın sesi kimeydi bilmiyorum ama çok özlemiştim.

"Biz çok özledik seni Çağrı"

Arkamda bıraktığım herkesin sesi titriyordu bugün. Arkamda bıraktığım için miydi göz yaşları bilmiyorum. Gerçeklerle yüzleşmek için geç bir vakitti.

Tele ilerleyerek kesilen yerden çıktım. Kalbimdeki yaradan çıkan kanlar gibiydim. Ait olduğum yerden kaçıyordum.

"Geldik sana ama yoktun"

İlk kez döndüm arkama Hazal'a baktım, arkasındaki Sinan'a ve bana bakmayan Duru'ya.

"Amerika'ya geldik annen tutuklanınca ama yoktun. Baban bile bulamadı seni. Bunları bizle konuş diye söylemiyorum bil diye söylüyorum sana."

"Neyi bilmeliyim?"

Hazal'ın gözlerinden onlarca duygu geçti o an ancak en son duygu saf bir öfkeydi.

"Seni neden affetmediğimi bil"

"Beni affetmen mi gerekiyordu"

Sesimin alaylı çıkması ile gözlerinde yanan ormanlara şahit oldum. Buraya doğru koşan Zeynep'in adım sesleri duyuluyordu.

"Senin yüzünden çocukluğumuz bitti bizim. Sen gittin diye eksik kaldık biz haberin var mı senin ? Ben"

Bana doğru attığı adımı engelleyen Zeynep'in aramıza girmiş olmasıydı. Ancak bu sözlerini engelleyememişti.

"Senin yüzünden buradayım ama ne affı değil mi ? Sen ne biliyorsun ki."

"Anlatsaydınız bilirdim"

Yorgundum, düşünmek istemiyordum ama bunu kimse anlamıyordu. Kavga etmek için bile enerjimi harcayamazdım.

"Yıllar geçti Hazal. Sen değiştin, ben değiştim. İnsanın ağzını tadı bile değişiyor yıllarda, bazı şeyler geç gelince dal kıpırdatmıyor bende."

En Güzel Halinle Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin