"Patlamanın kamera kayıtları bulundu komutanım"
"Aç ve yansıt"
Çağrı elindeki kalemi çevirirken beyaz ekrana yansıyan görüntüyü incelemeye başlamıştı.
"Zeynep'in bu saniyeler arasında kadraja girmesi gerekiyor"
Mete'nin sesi ile Zeynep kadraja girmişti. Ali dehşet içinde Mete'ye bakarken Mete masadaki oyukları inceliyordu.
"Oğlum Zeynep hanımın hali ne"
Mete Ali'ye bakarak ellerini kaldırmıştı. Çağrı Mete'ye bakarken masadakilere bağırdı.
"İkinci bir emre kadar ekrana bakmanız yasak."
Askerler başlarını yere eğerken Çağrı içeri giren Zeynep'in görüntülerini önündeki bilgisayardan bulmaya çalıştı.
**
Çağrı'dan"Vallahi komutanım dedim ben Hazal'a. Zeynep hanıma kıyafet alacak paramız mı yok sanki dedim. Bu ne dedim, Çağrı komutanım beni sever dedim."
Mete'nin masamın önünde hazır olda sıralamaya başladıklarını Hazal koltuğunda onaylama mırıltıları eşliğinde dinliyorlardı.
"Hatta ben bu göreve başkası da çıksın dedim ama illa Zeynep dediler durdular. Dedim olmaz benim yengem yapamaz başka adamlarla temas dedim. Valla komutanım ben dedim"
Hazal kafasını sallarken bana bakmıyordu, bu inadının neden olduğunu bile anlamamıştım.
"Sonra komutanım ben asla kucak mucak bilmiyorum. Azat olayı da benden önce oldu zaten. Zaten komutanım adam yaşasaydı keserdik biliyorsunuz"
Mete'nin gözleri ile aşağı göstermesini şok içinde izledim. Ne ara Zeynep'i kabullenmişti bu kadar. Hazal gözlerini devirerek karşımdaki koltuktan kalkarak üzerini çırptı.
"Arada tozlarını alın şuranın ya kıyafetlerim toz oldu. Neyse ben böyle de güzelim." Saçlarını savurarak işaret parmağını Mete'ye doğrulttu.
"Gel dedin geldim ve onayladım her şeyi. Zeynep adamın orasını değil boğazını kesti ve bu komutanın Zeynep'i kıskanacaksa da önce benden izin alacak"
"Alla alla benim komutanım neden senden izin alıyormuş" Mete'nin ellerini beline koyarak Hazal'a doğru eğilmesi ile dudaklarım büzüldü.
"Savcıyım ben savcı. Hoşt" Hazal'ın elini tutarak kendisine yapıştıran Mete'yi kafamı sallayarak izledim. 'Aferin izle de öğren' bir sus koyduğumun iç sesi bir sus.
"Bende kıdemli teğmen Mete, bak bu da yüzbaşı Çağrı Koçak. Biz kimseden emir ya da izin almayız"
Hazal'ın gözlerindeki parıltıyı biliyordum. Yakalamıştı, Mete'nin yanlışını yakalamıştı.
"TEĞMEN"
Mete hazır ola geçerken Hazal'ın yüzünde zafer gülüşü vardı.
"Senin unuttuğun şey benim makamım. Ben emir vermek için yaratılmış olanım"
'Allahım niye çekirdek yok' ellerim istemsizce ağzıma giderken Mete'nin sinirden kızaran yüzü eğlenceliydi.
"Siz sevişsenize"
İkisinin kafası bana döndüğünde içimden söylemediğimi anladım. Hazal beni öldürmese iyi ? Ya tayin falan çıkartırsa ? Allah'ım Hazal'ın gazabından sana sığınıyorum.
**
"Çağrı hakkında hatırladığın şeyleri anlatmaya başladığına göre iyisin"
Duyduğum cümle kapıdan çekilerek duvara yaslanmamı sağladı.