Zeynep'in yanıma oturması ile dudaklarımı biribirine bastırarak gülüşümü sakladım. Birkaç dakika sonra aydınlanan ekrana dikkatimi vererek yanımda oturan kadına bakmamak için kendimle cebelleştim.
Film aslından bir çok yönden benim asla yapmayacağım şeylerden bahsediyordu. Kızın babaannesi ölmüş çocuk yok, kız ağır depresyonda ama çocuk yanında olduğunu hissettirmek yerine hayatına devam ediyor. Bunlara rağmen kızım gitmesi yanlış, bir insan sevdiğinden nasıl gidebilir?
Akan yazılar ile gözlerim edebiyatçıya kaymıştı. Aklımdan geçenler dilimden çıktığında sessiz salonda yakınlaşmıştı sesim.
"Kız hak etti"
Söylediklerime karşılık erkeklerin hepsinden ses çıkarken Sinan'ın kafasını olumsuz sallaması ile kaşlarım çatıldı. Hadi ama Sinan nasıl hak etmedi?
"Sence de öyle mi Zeynep?" Edebiyat hocasının sesi herkesin sesini bastırdığı Zeynep gülümsemesi yüzüne yayıldı. Ben bu gülümsemeyi terk edemem mesela.
"Hayır"
Zeynep'in tereddüt bile etmeden verdiği cevap ile şaşırmıştım. Neden haksızım ben Zeynep?
"Peki neden?"
Edebiyat hocamızın ağzından çıkan sorunun cevabını merakla bekliyordum. Zeynep'in gözleri arkamda kalan ekrana kaydı. Çocuğa içten veda ettiği anda.
"Aşklarının ömrü dolmuştu"
"Aşkın ömrü olmaz" Çümkü aşk sonsuzdu bir ömrü olamazdı.
"Peki neden hakettiğini düşünüyorsun?" Bana bakarak söyledikleri ile gülümsedim.
"Çocuğu bırakıp gitti çünkü" Zeynep'in sadece bir kaç kere duyduğun kıkırdaması kulaklarıma ulaştı.
"Ama çocuk onu çok önceden terk etmemiş miydi?" Filmde evden çekip giden kızdı, yüz yüze bir veda bile etmemişti üstelik.
"İlk erkek terk etti, belki evden çıkarak değil ancak kalbinden çıkararak terk etti kızı. Uzun zamandır sevgililerdi, mesleklerini ellerine almışlardı öyle değil"
"Hangi aşık adam daha az para kazanıyor diye evliliği erteler, kızın anneannesi öldüğünde yanında olmaz. Kızın yas sürecinde onu destekleyemez."
Haklıydı ama yine de kız seviyordu. Hem ilişki böyle bir şey değil miydi? Herkesin yorulduğu, biraz dinlendiği bir an olurdu. Sadece çocuk yanlış zamanda yorulmuştu.
"Gidicek cesareti olmadığı için kızın gitmesini bekledi. Hangi aşık adam başka bir kadınla evlenir, kıza sarıldıktan birkaç hafta sonra"
Gözleri beni delip geçerken ruhu bile kıpırdamadı. Konuşmak istedim ama söyleyecek bir şeyim yoktu.
"Erkeklerin unuttuğu da bu zaten. Size göre aşk başkası ile olmanıza engel olan bir durum değil. Aşık olduğunuz kadına, aşkınız dalgalandığında fazlalık gibi hissettirecek kadar acımasızsınız."
Kahverengileri öfke ile kararırken bana doğru yürüdü. Hadi ama güzelim ben değilim o adam.
"Kadınlarında aşkı dalgalanır ama erkeğe ilgisini bırakmaz. Sizi cennet bahçesinden cehenneme sürüklemez, soru işaretlerine neden olmaz kafanızda. Kadınlar içlerindeki dalgalanmanın durulmasını sabırla bekler, bazen dalgalanma duyguları da alır kalbinin en içine götürür. Okyanusa sürüklenmiş yüzme bilmeyen bir canlı gibi en derinine çeker ve yok eder o duyguyu."
"Sonra sessizleşir kadın. İlgi istemez, kavga etmez, bir beklentisi olmaz karşısındakinden. Çünkü çoktan özgürdür. Size göre bir gün ya da bir saat gibi gelen bir anda verir karar çıkar gider. Hayatınızdan ve siz dalgalanmalarınızla baş başa kalırsınız."