Karşımdaki adamın uzattığı belgeyi aldığımda terleyen ellerimi hissedebiliyordum.
Ahmet Kara, Zeynep Sarı'nın DNA'ları %99,9 uyumludur.
Gözlerim zemine odaklanmışken dudaklarımda hissiz bir gülüş oluştu. Bunu anneme nasıl sormalıydım. Sormam gereken bir hesap var mıydı?
Karşımda gelen Sinan'a buruşmuş belgeyi fırlatarak okumasını bekledim. Gözleri büyüyerek bana baktığında benzerliğimizi ilk kez anlamlandırmıştı. Ben Ahmet Kara'ya anneme benzediğimden daha çok benziyordum.
"Ne yapıcaksın şimdi ?"
Sorduğu sorunun cevabını bilsem cevaplardım ama çok geçti. İçimdeki acı daha çok artarken Mehmet'in bana abilik yaptığı anlar gözümün önünden geçiyordu. Her zaman şefkatli bakışları ile beni koruması işimi zorlaştırıyordu. Ben onu bir dost gibi severken o kız kardeşini seviyordu.
"Bilmiyorum ama annemle konuşmam gerekiyor"
**
İşime yeniden başlayalı bir hafta olmuştu. Girdiğim ameliyatların haddi hesabı yoktu. Yeni doktor daha gelmemişti.
Gözlerim Mehmet'in kupasındayken büyük bir yudum aldım. Çok geç bulmuştum, ona abi diyemeyecek kadar erken kaybetmiştim. İçeri giren Mete'ye baş selamı yaparken burada ne işi olduğunu merak etmiştim. Arkasından giren sarışın ile güldüm.
"Abicikkk"
Kaldırdığım kollar hemen Berk tarafından kaplandığında ayaklarım yerden yükselmişti.
"Küçücüğüm zayıflamışsın"
Bana kızarak söyledikleri ile gülümsedim. Zayıflamıştım ama bu benim için iyi bir şeydi küçük göbeğim yok olmuştu.
"Seni buralara getiren ne?" Gülerek omuzlarını silkti.
"Birileri seni ikna edebileceğime inanıyor. Bende en azından görürüm dedim geldim."
"Mete yüzbaşına söyle Berk benimle. Akşam iş çıkışında takılırız sonra bırakırım senin beklemene gerek yok"
Mete başını sallayarak selam verip uzaklaşırken Berk'in koluna girdim.
"Eee cemre ile nasıl gidiyor."
"Kovalamaca işte"
"Oğlum hala mı ya ? Hem orospuluk yapan o neden sen kovalıyorsun ki?"
Kantindeki çikolatalardan birini alarak parasını öderken bana göz ucuyla baktı.
"Çağrı'da orospuluk yaptı"
Kaşlarını kaldırarak söyledikleri ile çarpım bir şekilde güldüm.
"Allah belamızı vermiş desene"
Kahkahasına karışan kahkaham ile beni kolunun altına alarak saçlarıma bir öpücük kondurdu.
"Şerefsize üniforma yakışmış ama"
Gözlerimin önüne gelen Çağrı ile dilimi damağıma değdirdim.
"Üstündeki üniformayı yırtmak için her şeyi yaparım"
Yan bakışlarla bana bakarken ciddiyetimi görünce güldü.
"Devlet malına zarar veremezsin"
Dudaklarım büzülürken cidden üzüldüğümü anlamıştı.
"Noldu"
"Yani Çağrı'nın vücudunda hiç morluk oluşturamayacak mıyım? Ya da o bende ? Bizde devlet malı sayılıyor muyuz?"