Bölüm 1

2.5K 80 4
                                    

Ben, Nur topları ve aile saadetimiz

"Evet, nereden başlamak istersin?"

Bu galiba geldiğim beşinci psikolog. Her yerde anasınıfında öğrenmiş gibi aynı tekerlemeyi tekrar ediyorum sanki.
Adın, yaşın, ailen.. sonra hooop uzan şuraya da çocukluğuna inelim.
Çocukluk herkesin hatırlamak istediği bir şey mi kardeşim?
Vay efendim çok takıntılısın! Ailenden sevgi mi alamadın? Yanlış yönlendirilmişsin! Uff aman çok negatifsin!
Diyorda diyorlar işte.. Tedaviye geldim hayat hikâyemi anlattım bir de üzerine azar işittim oh mis!

Ben mi anlatamıyorum bunlar mı anlamıyor beni! Yakında bağıracağım 'doktorr gece bir cinnet geliyor bana kendimi keseceğim!' Diye.
En iyisi arabeske bağlayayım ben.. ben sevdim eller aldı bana göt üstesi oturmak kaldı falan diye!
Yok bu da olmayacak. Ne diyeceğim ben şimdi?
Aynı şeyleri tekrar etmekten de sıkıldım. E şimdi bu kadına da kendimi kovdurursam ağzımdan öpecek evdekiler.

"İstediğin yerden başla. Ben sormayacağım, sen anlat. Seni rahatlatır mı bilmiyorum ama bira şişesine aşık olduğunu iddia eden danışanlarım bile oldu. Rahat bırak kendini, çözülsün dilin nereden istiyorsa oradan başlasın."

Ay öperim kız seni şimdi. Aslında tatlı bir kadın. Fazla güzel tabii yani benim yanımda dünya starı falan. Neyse ne! Gözler yeşil, elmacıklar belirgin uzun boy, kalkık popo ışıl ışıl bebeksi bir yüz falan yeme de yanında yat dedirtecek bir kadın. Yani bir zahmet öyle olsun, tonla para ödedim buraya. Ben olsam güzellik salonlarından çıkmazdım. Hemen de çamur atıyorum, belki kadın doğal güzel. Yok yere kadını yerdim iyi mi?

"Tamı tamına 29 yaşındayım. Sevgi dolu bir ailede büyüdüğüme inanıyorum."
Bence annemin beni terlikle dövüp, oklavayla kovalaması da bir sevgi biçimi.
"Babam emekli aile hekimi annem ev hanımı, birbirlerini severek evlenmişler."
Ne aşk ama! Annem babamın aklıma girebilmek için her yolu denemiş.

"Üç teyzem, bir halam bir de eniştem ile beraber yaşıyoruz çünkü bizim ev büyük. Evli teyzemin evi yanımızdaki apartmanda ama genelde bizde kalır kendisi." Babama zamanında babasından yüklü bir miras kalmış o da bu dubleks evi yaptırmış. Çok kral hareket olmuş ama herkes biz de mi yaşayacak böyle sürekli, höh be kardeşim!

"Annem evlendiğin de dedeme bir çapkınlık gelmiş, dişi sineğe bakar olmuş." Tabii anneannem bunun daha küfürlü bir versiyonunu sundu daima bize.
"Anneannem de o sırada hamile kalmasın mı? Tak diye annem de bana hamile kalmış o sırada. Ana kız birlikte doğurmuşlar."
İnsanın teyzesiyle arasında 2 ay olur mu ya? Vay be Nermin hanım yaktın bizi!

"Neyse ki o zamanlar anneannem daha gençmiş. Eskileri bilirsiniz çok hızlılar genelde. Halamla da aramda bir yaş var. Babaannem menopoza girdiğini düşünmüş. Dokuz ay sonra hoop halam kucağında. Tesadüfler silsilesi."

Hiç mi belirtin olmadı be cancağzım? Nasıl bir hamilelik yaşadın? Ne bileyim insan aşerir, midesi bulanır, uykusu gelir. Hiç olmadı karnın şişecek nasıl anlamadın?

"Hamileliğini nasıl anlamadığını sorduğum da midem rahatsızdı o sıra demişti. İç karnıda epey genişmiş anlamamış işte. Büyük teyzem Feray, çok akıllı bir kadınmış ama okumayı değil evlenmeyi istemiş. Hobi olarak başladığı evliliği meslek hâline getirmeye karar vermiş anlaşılan bu yüzden tam dört kere evlenmiş. Hiç çocuk istememiş. İlk eşini boşamış, ikincisi aldatmış, diğer ikisi de vefat etmiş." Böyle bir çizelgeye bakınca acaba teyzeme büyü mü yapıldı ki diye düşünüyorum.

"İkinci teyzem Feris. Harika bir evliliği ve üzerine aşırı düşkün mühendis bir kocası var. Üç tane nurtopu gibi kızları var." Ne nur ama! Kızları görünce maşallah çekmekten dilim uyuşuyor. Hepsi nasıl güzel! Nasıl bir gen uyumu! Mübarek gün mü doğdular anlamadım. Hayır yani genel algı sarışın mavi göz güzeldir ama bunlar öyle de değil.
İkisi esmer bomba biri kumral fırtına. İnce bel, büyük göğüs ve kalça, kalın kaşlar uzun kirpikler, pürüzsüz bebeksi yüz! Ve Tanrı kadını yarattı sözünün doğruluğunu kanıtlamaya gelmişler dünyaya.

"Eniştem bütün parasını hep kumara yatırmış, elinde avucunda ne varsa hepsini yemiş. Zar zor bir daire almışlar babam yardım etmiş. İşin komik yanı babamla da asla anlaşamazlar." Benim cefakâr babam çocukları düşünüp yardım etmiş. Heyt be cengâver! Sevmiyor olsa da düşmanı kapısına gelince çevirmemiş! Yeşilçam filmlerinde oynayacak adamsın be reis.

"Kızlarının biri evli, diğeri yurtdışında çalışıyor en küçük olanda arkadaşlarıyla ayrı evde yaşıyor."

Bak bak lükse bak! Ben arkadaşlarımla ayrı eve çıkacağım desem annem beni yağmurlu havada susuz bırakır. Yanıyorum anam desem elindeki suyu içer bir de üzerine odun atar! Herkese geniş bir bana darlık yaparlar ne olacak! Hep en küçükler kıymetli olur zaten.

Off bu kadında çok güzel. Çipil çipil gözleriyle bakıyor, dikkatimi dağıtıyor.

"En küçük teyzem Fulya, kendisi boş gezenin boş kalfası. Gece alemlerinin aranan ismi. Üniversite okuyor hâlâââ! Kendine oradan iyi bir koca bulmayı ümit ediyor tabii devir değişti. Aslında aşık olmak istiyor ama bunu açıkça söylemeye utandığı için böyle bir yalan uyduruyor. Halam da bu dönemin en popüler mesleği olan fenomenlikte yükselmeye çalışıyor."

Ben anlamıyorum onları. Çocukken beyin nakli falan mı yaptırdılar bunlara? Gencecikler, tazecikler ve hayata geliş amaçlarının evlenmek olduğunu düşünüyorlar.

"Annem çok düşünen ve asla susmayan, her konuda fikri olan bir kadındır. Babam gençken fazla sinirli bir adammış annem de kendini bu şekilde ifade etmiş. Babam emekli olup evdeki sağlam prizleri bile tamir etmeye başlayınca sakinleşmiş. Tek çocukları benim."

Şey demiş olabilirler bu yapabileceğimizin en mükemmeli zirvede bırakalım ya da diğer nesillere de bunu aktarmayalım. Her ikisi de seçenek ama umarım ki birinci seçenektir.

"Normal bir hayatım oldu. İçedönük, korkak dışlanan bir tip değildim hatta çok karışıktım. Herkesle kolayca iletişim kurabilen bir tiptim ki hâlâ öyleyim. Sadece biraz farklıyım, insanım yani olsun o kadar da değil mi?"

Onların kalıplarına uymak zorunda değildim yani öyle düşünsem de tam tersini suratıma çarptılar her seferinde. Ne var yani gece yağmur sesi açıp uyumakta? Uykum gelince saçlarımı oynayınca çocuk gibi oluyormuşum. Her şeye bir cevabım varmış. Sizin sanki yok!
Allah bana bir dil vermiş, ağız vermiş. Konuşmayacaksam ne yapayım bu organları ben!

"Üniversiteyi arkeoloji ve sanat tarihi üzerine okudum. Mühendislik fakültesinde bir çocuğa aşık oldum. Burada başlıyor aslında benim hikâyem. Ha bu arada annemin adı Leman, babamın adı Daver. Dedim ya severek evlenmişler, aşklarını da benim adımla ölümsüzleştirmek istemişler. Adım Leyda. Genelde pırlantaların hanımefendisi derler ama siz adımla seslenin bana."

Pırlantaların HanımefendisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin