Bölüm 21

314 16 0
                                    

Hayaller ve Yemekler

Bana göre her aşk tamamlanmalı. Yarım sandıklarımız bile miladını doldurup gidiyor da biz anlamıyoruz. Yani çevreye bakınca ben onu anlıyorum. Çünkü ben ilk aşık olduğum adamla şak diye evlendim. Bana bile sürpriz oldu. Genel olarak arkadaşlarımın anlattıkları bana tamamlanmış bir aşk gibi geldi sonra da zaten bitmiş hepsi.

Bana bakınca görüyorum ki yarım yamalak bir şeyim, böyle tutsan tutamazsın atmaya kalksan elinde kalır öyle tuhaf. Yaşamadık mı? En iyisini, en kalitelisini yaşadık. Sorunda bu zaten biz hep birlikte yaşadık ve hayat bir yerden sonra bize ayrı kalınca da yaşanabileceğini gösterdi.

İyi mi oldu? Bilmiyorum. Kötü mü desem de diyemiyorum. E sonuç iyiyse iyidir işte hiç kafa yormak istemiyorum.

"Evvett ilk yarışmamız geliyor. En çok tohum eken bu yarışmanın galibi."

Muhtar dayının sesini duymasam ben iç hesaplaşmalarıma devam ederdim de bölündü işte. Köyün yaşlılarının bahçelerini seçmişler bilerek bak bu işte çok ince bir düşünce. Zaten üç grup var biri biz, biri köyden diğeri de tatilcilerden oluşuyor. Kimsenin ödülde, parada gözü yok maksat eğlence olsun.

Konu ne ara buraya kadar geldi onu da anlamadım. Kendimi zaman akımı filmlerinde gibi hissettim tabii ki başrol benim!

Bu konu için biz Ruhi'yi uygun görmüştük ama Mine tutturdu ben yapacağım diye. Avazı çıktığı kadar bağırmasaydı bir şekilde müdahale edebilirdik de kimse onun sesini duymak istemiyor. Öyle bir tonlaması var ki merkeze kadar ulaşmıştır sesi. Birileri konser var sanıp gelmeseler bari.

Tırnağı duvara değse ağlayan kız gelmiş tohum ekmekten bahsediyor. Bu bölümü kazansak bile 1-0 rezillikle başlamış olacağız da o kadarı da artık nazarlık olsun.

"Bir! İki! Üç! Başla!"

Komut geldiği an iki kişi gayret göstererek başladı kazıp ekmeye. Mine ise bir toprağa bakıyor bir bize. Tamam akıllısı bizi bulmuyorsa delisi niye dibimizde bitiyor?

"Yaaa ben dokununca tırnaklarıma hep toprak giriyor."

Yağğğ öyle mi? Biz söyledik sana ama bunu. Aklın neredeydi o zaman cebine mi koymuştun?

"Mine! Getirme beni oraya. Yap şu işi!"

Gözlerini devirerek etrafını inceledi. Tohumu ekenlere baktı sonra huzursuzca kazmaya çalıştı.

"Eline çapayı alsana!" Diyerek bağırdım ki işin kolay yolunu öğrensin.

Hani böyle maçın bitmesine yakın son an da gol atılır ya hah işte Mine'nin ki o hesaptı. Eline çapayı alıp harekete geçince öyle bir hızlandı ki diğer yarışanlar şaşkınlıktan durup izlemeye başladı.

Biz şaşırmadık direkt kelimenin anlamı olduk. Huzursuz, huysuz ve gıcıklık yapan yarışma başında vazgeçmeye kalkan kız gitti yerine makine takılmış olanı geldi. Nasıl oluyorsa bunu taktik versinler hep böyle olsun. Kullanma klavuzu falan vardı da biz mi okumadık acaba?

Öyle bir an'a geldik ki nefeslerimizi tuttuk, terimizi elimize silip, gözlerimizi diktik. Ya hiç mi akıl etmediniz şemsiyeyi? Sıcaktan kavrulduk burada. Kafama buz gibi soğuk su dolu tencere koysan beş dakikaya gelmeden kaynar.

"Bu yarışma galibi ibibikler!"

Ay bir de bu var değil mi? Sevinemiyorum ki kazandığımıza. Bir grubun adı aslanlar diğerinin alfalar bizimki ibibikler. Ruhi'nin horoz arkadaşı var adı ibibikmiş ve tutturdu o olacak yoksa yarışmaya kimseyi sokmam diye. Zaten yanımda Çınar'ı görünce çok sinirlendi falan bir de isim konusunda birbirimize girmeyi istemediğimiz için kabul ettik.

Pırlantaların HanımefendisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin