Bölüm 11

711 39 7
                                    

Bu üçlü çok güçlü

Öğlenin en güzel vakti, uzun uzun bakmak, dinlemek, görmek için vardır demek isterdim ama şu anda Ruhi ile kuru fasulye pikniğindeyim.

Kuru fasulye pilav ile piknik yapmayan da ne bileyim yanii.. Ah Ruhi Ah. Bana her şeyi hazırlayacağını söyledin bir de. Çabanı takdir ettim ama sanki bu olmadı be.
Pilav kaşıklarken hiç böyle hayal etmediğimi düşündükçe geriliyorum. Bak sinir taa böyle en tepeden inip geliyor.

"Beğendin mi?"

"Beğendim beğendim, hayallerimden bile daha güzel."

Aynen ben hep kuru fasulyeli piknik hayal ederdim ne güzel denk geldi. Kızamıyorum da şimdi o kadar emek çekmiş. Çekmese de olurmuş aslında da neyse artık. Bindik bir alamete yiyoruz kuru fasulye.
İnsan yanına ayran da yapar bari tadı çıksaydı böyle olmadı.

Ruhi uzun uzun bana bakıyor ben pilava. Yanımızda akan şırıl şırıl bir dere var, kafamı soksam kaç dakika nefessiz kalabilirim diye hesap yapıyorum.
Bozguncu bir ses aramıza giriyor ve tüm dikkatimi dağıtıyor.

"Bu kim le şimdi?" Diyor Ruhi amansız öfkesiyle.

Elimi gözlerime siper edip bakıyorum Fırat traktörle dağı taşı aşarak geliyor. Yanında da Çınar var, onun yanında da Peri.
Kuru fasulye kafa yaptı galiba ben de saçma sapan şeyler görmeye başladım. Onların üçü ne alaka yan yana?

"Heyyy biz geldik!" Fıro elini sallayarak bana selam verirken tekrar bakıyorum yine aynı şeyleri görüyorum.

Evren bana şaka mı yapıyor? Hayal kurayım derken mucize mi gerçekleştirdim ne yaptım?
Biri çıkıp sarssın beni lütfen!

"Fırat?"

"Abl.. aşkımm."

Aşkın batsın Fırat! İnsan insana bunu yapar mı? Okeye dördüncü mü toplayıp getirdin ne yaptın? Saklambaç oynayacağız da adam mı yoktu? Ne işi var bunların burada? Ya ben ağız tadıyla kuru fasulye yiyemeyecek miyim?

"Ne işiniz var burada aşkım benim." Usulca Fırat'ı çimdiklemeyi ihmal etmedim.

Gözünden süzülen bir damla yaşla baktı yüzüme. Bağıracaktı ama delikanlılığı elden bırakmak olmaz şimdi o yüzden sustu.

"Ne bileyim bu mandalak sizin eve gitmiş. Leman teyze de benden yeşillik istedi ben onu götürünce karşılaştık. Senin de burada olduğunu söyleyince bunlar da tutturdu bizi de götür oraya diye."

Sen niye anneme yeşillik götürüyorsun ya da annem senden neden istiyor? Oğlum sen müzisyen değil misin? Ne yapıyorsun acaba saz çalarak manavlık mı yapıyorsun?

"Ay burası ne kadar güzel Çınar. Tam hayal ettiğim ortam. Baksana şu güzelliğe, şu otların yeşili bile farklı. Şu renklerim muazzamlığı.."

Fırat gözlerini dikip, başını eğmiş Peri'nin ne yaptığını anlamaya çalışarak bakıyordu.

"Bu hangi köyden?" Dedi Ruhi dibime kadar yaklaşarak.

"Hiç köy görmüş gibi mi duruyor acaba?"

"Deli len bu. Bi de bana derler. Ben hiç dikenleri alıp okşuyom mu? Aklını çıldırmış bunla."

"Anlamadım bana mı sesleniyor?" Dedi Peri başını çevirip bize bakarak.

"Elinde tuttuğun bitki deve dikeni de, onu söylüyor."

"Ne yani yenilmiyor mu?"

"Sen dene bi bakalım, bizi de bilgilendir." Dedi Fıro sinirle başını çevirerek.
"Hep böyle bunlar, doğal diye her bulduklarını yiyecekler illa. Biz her gün basıp duruyoz çimene, ineklere azıcık kay bizde yiyem diyoz mu?"

Pırlantaların HanımefendisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin