Bölüm 7

892 40 2
                                    

Kaderde prenses olmakta var, cadıya akıl danışmak ne haddime!

Bi boş bakış, bi yarım gülüş bir de sıçış olarak ilerliyor bu mevzu romantizme gerek yok.
Kibrit kadar ışık saçmayanları güneş yerine koydum ben o yüzden bu sona gelişler. Ama itiraf edeyim bana koyan çok fazla şey oldu bu hepsine sınıf atlatır.
İnsan yeni sevgilisiyle eski karısının memleketine gelir mi ya?

Bu nasıl bir umarsızlık? Bu nasıl tutarsızlık? Bu nasıl aşk? Bu ne yakışıklılık? Bu ne güzel gülüş be adam? Bak yine kafamı karıştırıyor pislik!

"Şimdi bana şu koca koca gemileri yaktıracak it herif!"

"Abla ayıptır söylemesi de gemileri benim seksenlik dedem de yakar mevzu denizi yakmak."

"Ulan sen kimin tarafındasın Fıro? Bana destek olacaksın zaten yeterince kösteğim var!"

Biz kendi aramızda didişirken göz ucuyla baktığımda Çınar'ın ayağa kalkıp yanımıza yaklaşmakta olduğunu gördüm.

"Elimi tut çabuk elimi tut!"

"Ne yapayım?"

Anlayacağı yok bunun. Tuttum hızlıca Fıronun elini. Tatlı tatlı bakmaya başladım yüzüne.

"Abla su mu çarptı ne oldu garip garip hareket ediyon."

"Kes sesini geri zekâlı insan çocuğu."

"Leyda?"

Başımı hafifçe çevirip sanki tanıyamamış gibi baktım. Ay şimdi gözlerim dolacak, sarılmak için can attığım adamı görmezden geliyorum. Benim kafanın işleyiş şekli bozuldu yenisini alabilir miyim bunun?

"Çınar?"

"Nasılsın? Çok uzun zaman oldu görüşmeyeli."

Valla sen görüşmedin Çınarcık. Ben seni her saniyenin salisesinde stalkladım. Hatta adını bile bilmediğin akrabalarını buldum. Sizin Vehbi enişte kendisini kayıp göstermiş ama herif gitmiş Alanya ya günü gün ediyor. İstersen adres verebilirim.

"Harikayım. Yeniden doğmuş gibi, ilk defa nefes alıyor gibiyim. Burası bana çok iyi geldi. Sen nasılsın?"

"Benim aynı iş güç koşturuyorum."

"Yapma ama bu kadar düz yaşayamazsın sen. Üç yıl önce de yaşamamıştın hatırlıyor musun?"

Ayağıma kadar gelen topu pas mı geçseydim? Kafana çanta geçirmediğime dua edeceği yer de eski dost muamelesi yapıyor bana aptal!

"Belki sen beni dinlemediğin için beni duyanı seçmişimdir."

Kafana sandalye yiyince de böyle düşünebilecek misin bakalım? Hanzo! Hâlâ üste çıkmaya çalışıyor. Hatanı kabul etmek o pohpohlanmış popona zor mu geldi?

"Annen nasıl?" Dedim iğneleyici bir tonda.

"İyi iyi, gönderdiğin hediyeler için de çok teşekkür ediyor sana."

Ters ve samimi bir şekilde konuştuğunda hem kızgın hem de neşeli olduğunu anladım.
Ne var yani doğum gününde çiçek gönderip 'tebrikler harika bir gelini kaybettiniz' diye not yazdıysam ne olmuş?
Ya da bana alınan her şeyi geri gönderip 'yenisi ancak benim eskime layık' dediysem ne olmuş yani?
Hiç abartılacak şeyler değil bunlar.

"Çok sevindim, birini mutlu edebilmişim en azından sizin aileden."

"Şimdi de insanları mutlu etme işine giriştin galiba." Gözüyle Fıroyu işaret etti.

Pırlantaların HanımefendisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin