Bölüm 8

802 41 6
                                    

Sağa çek kaptan uzayda inecek var.

Kafenin tam önündeyim. Bir saat geç kaldım ki aslında hiç yapmam. Genelde herkesten bir saat önce gider beşinci çayımı içer, karnımı doyurmuş olurum. Çünkü ben iflah olmaz bir heyecan delisiyim. Şöyle sonradan süzüle süzüle gitsem olmaz.
Buraya da normalde iki saat önceden gelirdim ama benim fasulye kazıkları bırakmadılar kollarımı.

Ciddi ciddi bırakmadılar ha şaka değil. Ben 12 de hazırlanıp çıkarken yapıştılar ahtapot gibi kapı önünde çakıldık kaldık. Ona okeyim yani tamam beni daha dirayetli gösterdiler ama peşime takılmalarına ne gerek vardı?

Daha fazla beklemeden içeri geçtim.
"Selam." Diyerek oturdum sandalyeye.

"Bir saat iki dakika skorun var."

"Anlamadım?"

"Dakik biriyken zamansızlığa evrilişin tam bir saat iki dakikayı bulmuş."

Gülümsedim. Buraya gelmek için denizanaları savmam gerekti diyemezdim tabii ki adama.

"Ne içersin?"

"Latte olsun.."

"Yanına da çilekli pasta?"

"Bilmem olabilir." Yüzümü ekşittim. Çünkü böyle yapmam lazımmış. Bak Çınar ben senin bıraktığın kadın değilim imajını bu şekilde çizebilirmişim.

E ama öyleyim. Yani bıraktığı kadınım. Ben çilekli pastayı çocukken de seviyordum. Çınar'la birlikte gelişmedi ki bu. Dans etmeyi, resim yapmayı, kitap okumayı da ondan önce seviyordum. Niye değiştiriyorum, değişmiş gösteriyorum? O benim için çaba sarf etti mi hem?
Ben böyle söyleyince çok bilmiş oluyorum. Dokuz doğru söylesen ondokuzuncu da donunu dikersin, bu lafı da Mine'den öğrendim.

Kahvelerimiz geldi, pastamda tabii. Ben çok cool bir imaj çizmek için uzaklara bakıyorum. Uzaklar dediğim de ağaçlar. Önümüzde asırlık ağaçlar var, dallarına falan bakıyorum ne yapayım.

"Erkek arkadaşın sorun etmedi umarım."

Erkek mi? Bir de arkadaş? Haaa Fırodan bahsediyor. Dün tanıştık ama ömürlük bff olduk.

"Yok, kendisi çok anlayışlı biridir."

"Önyargılı biri değilimdir ama sert bir karaktere sahip gibiydi."

Ne kadar kibar adam görüyorsun değil mi? Dızcılıkta yüksek lisans yapmış diyemiyor, sert karakteri var diyor. Ah görgü gel biraz bizim evde misafir ol.

"Öyle duruyor ama gerçekten harika bir insan. Senin kız arkadaşın oldukça rahat duruyordu ne yalan söyleyeyim."

"Kız arkadaşım? Sen Peri'den bahsediyorsun galiba."

Ne perisi be? Olsa olsa cadı olur ondan.

"Nişanlın galiba yanlış telaffuz ettim."

"Leyda, sen.."

"Tamam Çınar uzatmayalım lütfen. Senin hayatına karışacak değilim. Yaşandı ve bitti aramızda olanlar. Biz bir hayatı paylaştık geçmişte. Buna kimse karışamaz. Kimse de kıskançlık sergileyemez. Zaten oldurabilseydik şimdi hayatımızdaki insanlar olmazdı."

Filozof musun be kızım? Bu nasıl konuşma. Ağzından asalet akıyor dur öpücem. Nasıl gururlandım ama kendimle. Normalde sen pislik yaptığın için bu konumdayız, o kadında seni aldatıp gırtlağa kadar borca sokup sonra da senden eşek yüküyle nafaka alır inşallah derdim ama demedim.

"Haklısın."

Tabii haklıyım. Fırat keko falan ama iyi çocuk yani kolundaki canım anam ve kanayan gül dövmesi olsa da süper bir karakteri var.

Pırlantaların HanımefendisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin