Dönerse kimindir bilmem de dönmezse de el salla, peşinden mi koşacaksın bir de?
Dünya bir yerden alsa bin yerden veriyor derler ya hah işte öyle. Mesela ben kavuştum aşkıma başkasının kayıp gidiyor avuçlarından.
Sevinmiyorum tabii ki, kıymetini biliyorum diyelim. Daha çok bilmeye çalışıyorum yani.
İnsan sevince çiçek açıyormuş, kışta bile bahar geliyormuş. Herkes aşkı bir kalıba sokup anlatıyor, meğer aşk bir yerlere sığmıyor, taşıyormuş.Dünyada milyarlarca insan var ve birileri diğerleriyle birlikte. Mühim olan dengini bulmakmış dengi dengine yürüyebilmek için.
Mesela ben çocukken televizyonda kar haberlerini görünce mutluluktan havalara uçardım. Bizim memlekete yağacak, benim de beyazlar içinde ayak izim olacak diye sabah akşam beklerdim. Konum belli tabii, istediğim kadar bekleyeyim sonuçta belli.Üniversite yıllarında kar yağdığını görünce mutluluktan havalara uçtum. Cidden uçtum yani bankın üzerinden direkt yere olmak üzere. Nasıl heyecanlıyım, nasıl mutluyum! Herkes garipseyerek bakıyor 'ne yapıyor' bu der gibi. Umrumda mıydı? Asla değildi.
Çocukluk maceralarımı Çınar'a anlatınca kahkaha atmıştık beraber. Çünkü Çınar, babasının işleri dolasıyla hep diz boyu kar yağan yerlerde bulunmuş o zamana kadar. Birimiz hasret kalmış birimiz bitkin düşmüş.
Bir sabah aradı beni, çık dışarıya dedi. Yüzümü yıkamayı unutup koşa koşa indim. El ele tutuşup beyazlar içerisinde biz yürüdük.Herkes derin uykuda, güneş yeni doğmuş ve yeni yağmış kar. İlk ayak izi bizim. Sonra ben kayıp düştüm orası ayrı mevzu.
Bunu niye düşündüm şimdi bilmiyorum. Ha evet, bağlamak istediğim nokta birbirimiz için yaptıklarımız. Yeri gelip uykumuzdan yeri geldiğin de bıktıklarımızdan fedakarlık etmemiz. Biz birbirimizin dengiyiz.
"Denk değiliz işte Canan! Niye anlamak istemiyorsun?"
Bak ben bir saattir kendime güzel şeyler söylüyorum, tatlı tatlı konuşuyorum. Siz niye benim anılarımı bölüyorsunuz kardeşim.
"Saçmalıyorsun çünkü Can! Maddiyatla aşkın ölçüldüğü nerede görülmüş?"
"Şimdi görüyorsun işte. Ya bir sana bak bir bana. Kızım ben garsonum senin şirketin var. Bugün olmasa yarın bir şekilde açılacak aramız. En başından bitirmek daha mantıklı değil mi?"
"Ne en başı ya? Biz beş yıldır birlikteyiz! Aklın başına yeni mi geldi?"
Ovv! Can kusura bakma Canan bu konuda sonuna kadar haklı. Ben sandım ki iki bilemedin üç aydır falan birlikteler. Beş yılda beş ülke değiştirir beş ayrı dil öğrenirsin. Daha banel bahane bulsa anlarım ama bu çok vasat.
"Ben şimdiye geleceğimizi düşünmedim. Ayrılmak istedim ama yapamadım. Aşkım o kadar büyüktü ki, söz geçiremedim. Eğer bir anda gidersem sen de unutursun sandım."
"Hahahaha yalnız bu salakça, peşine takılacağını düşünmeyecek kadar tanımıyor musun sen sevgilini?"
Ay ben sesli mi düşündüm onu? İkisi de bana sinirli sinirli bakınca aldım cevabımı.
"Bak şu elin yabancısı bile anladı ve bir saat olmadan tanıdı beni. Sen hiç mi tanımadın Can?"
"Olmuyor Canan, denedik bak görüyoruz ki olmuyor."
"Araya girmek gibi olacak ki bence olsun da siz bir şey mi yaşadınız? Yani bunu sizin gözünüze sokacak ne olmuş olabilir? Beş yılda fark edemeyipte neyi şimdi fark ettiniz?"
Huyum kurusun diyeceğim de öyle bir ihtimali göze alamadığım için düzenli aralıklarla suluyorum kendisini. İlla ki karışacağım ortada olana. Kızım birazcık sus, tut çeneni diyorum ama nerede o irade ben de?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pırlantaların Hanımefendisi
Humor29 yaşında eşinden ayrılan biriyseniz hayat sizi zorlayabilir. Bunalımdan çıkamadan kendinizi aile evinde bulduysanız, çıldırmanıza ramak kalabilir. E ne yapalım sünger çekerim geçmişe dediğiniz an halay çekiyor olabilirsiniz ve iş orada değişir. ...