Bölüm 14

684 34 7
                                    

Aramızda neler olabilirdi ben akıllansaydım acaba?

Tamamen sersemlemiş, oldukça afallamış ve gereksiz bir inatla kalakaldım ortada.
Ben ne yaptım? Hüznüyle baş başa kalırken, niye yaptım öfkesiyle kendimi tokatlama arzum çelişiyor.
Sahiden sahi miydi yaşadıklarım?
Çınar tüm ispatlarıyla karşıma dikilmişti ve ben hâlâ sorguluyordum.

Zaman belki de bize zaman tanımak istemişti. İnsan kendi kaderini kendi yazarmış derler de ben karaladım herhalde.

Dün yaşadığımız o andan sonra 'ocakta yemeğim var' diyerek ayaklarım popoma değerken koşa koşa kaçtım. Çınar da afallayıp kaldı ne yapsın? Adam belki tüm bunları telafi etmek için bir romantik yemek, tatlı sözler beklemişti benden ama görüyorsunuz ki konu ben olunca sapla saman karışıyor.

Dün gece anneannemin sedirin de kıvrılıp uyuyakalmışım. Yüzyıllık uykum varmışta hep o an'ı bekliyor gibiymişim. Üç yıllık bir uyku birikmişi vardı üzerimde. En son derin uyuduğum da evi terk etmiş, boşanma davası açmış ve uzun ağlama krizleri sonrası yorgunluktan yığılıp kalmıştım.

Sabahın ilk ışıklarıyla da Nermin sultanı öpüp hemen eve uçtum. Herkes tabii uyuyor ben çığlık çığlığa eve dönünce korkuya kapılarak uyandılar.

"Uyanın! Ben geldim ben! Evinizin neşesi! Gönlünüzün bülbül sesi! Eski kocasıyla barışmış kişi! Ben geldim! Günaydın tül perdeler! Günaydın ocakta fokurdayan yumurtalar! Gün..."

Bacağıma giren terlik tüm şevkimi kırdı ve son sözüm boğazıma dizildi.

"Günletirim şimdi seni Leyda! Kızım deli misin sen ne bağırıp duruyorsun?"

Koşa koşa yanına gidip sımsıkı sarıldım anneme yanaklarını sıkıştırıp öpücük yağmuruna tuttum.

"Kız dur yüzümü yıkadın." Diyerek beni itmeye çalışıyor ama gülmekten de kendini alamıyor.

"Her şey yanlış anlaşılmaymış anne! Çınar beni aldatmamış olayın aslı bambaşkaymış."

"He sen de buna inandın?" Diyor Mine hâlâ kapalı gözleriyle ayakta durmaya çalışarak.

"İspatladı kızım! Tüm gerçekliğiyle bütün olayları ispatladı. Adama beni seviyorsan takla at mı deseydim?"

"Atmıştır zaten sen yokken."

"Off oturun şuraya da anlatayım olup biteni."

Sırayla hepsi uykulu gözleriyle masaya dizildi. Heyecanım ağzımdan, kulaklarından hatta burun deliklerimden fışkırarak anlattım tüm olan biteni.

"Sen bu adamı üç yıl tek başına bıraktın mı bıraktın. Bu adam boş durmuş mudur? Hiç sanmam." Dedi Fulya bayatlamış sesiyle.

Ne güzel teselli veriyorsun sen ya? Motivasyon konuşmalarına aday olsana.
Sevgilin seni terk ettiğinde ben üç gün seninle ağlamıştım-aslında ağlayasım vardı- nankör!

"E ne olacak şimdi? Şap diye geri mi evleneceksiniz?"

"E yani." Dedim normal olanın bu olduğunu belirterek.

"Kız saçmalama! Ben bile senden çok şey biliyorum." Dedi annem azarlayıcı biçimde gözlerini devirerek.

"Siz var ya çıldırtırsınız insanı. Hani ben ondan daha iyisini, daha çok sevenini bulamazdım? Bu adam bana geri dönüyor niye geri evlenmeyeyim?"

Teyzem kolumdan tutup yanına oturtuyor beni ve Mine ve Fulya ayağa kalkıyor.

"Birinci madde, senin yaptıklarından sonra o da sana aynısını yaşatmak için geri dönmüş olabilir." Diyor Fulya.

Pırlantaların HanımefendisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin