S1 : B8

92 11 0
                                    

TUANA MELTEMSOY

"Acil rahatsız ediyorsa Serdar hocadan seni özel odaya alışmasını isteye-"
  
   "Sorman hata," diye mırıldanırken köşede ağlayan bebek sesleri birbirine karışıyordu, o kadar çok ses vardı ki bir an için kaç bebek olduğunu çözemedim.

   Üç? Beş?

   On.

   Bilmiyordum ama kesinlikle yüz bebeğin normal ağlamasıyla eş değerdi. Beynimdeki zonklama artmışken mütevazılık yapıp burada kalabileceğimi söylemek salaklık olurdu.

   "Tamam, biraz bekle burada, hemen geliyorum." boş sedyede uzanarak başımı serum demirine yaslayarak ağrının çağırdığı müthiş bulantımla beraber sürekli ağzıma gelen safra tadını bastırmaya çalıştım.

   Kusmuk gibi hissediyordum.

   Ulan Tuğra!
    
   Çikolatalarımı aklınca, kendisininmiş gibi rahatlıkla arkadaşlarıyla iddiaya girip, üstüne kaybedip onlara dağıtmak zorunda kalmıştı.

   Ya kaybedeceğin iddia senin neyine!?

   Benim suçum ne lan!?
 
   Onunla sonra ilgilenecektim. Bir zahmet harçlıklarını biriktirip depomu doldursundu. Zaten zamanı gelmişti başka bir yer bulmanın.

   O zaman görüşeceğiz çocuk efendii.

   Başımı kaldırıp sağa sola bakacaktım ki üzerime bir ağırlık fırlatıldı. Gözlerimi kırpıştırarak üzerimdeki ağırlığı geri doğru çekerken biri bağırdı. Lan bu bebekti. Bildiğimiz üzerime bebek fırlatılmıştı! "İki dakika tutar mısın kızım, tuvalete gidip geleceğim."

    "Dur, hanım teyze!" durdu, bana baktı. İlk önce bahane bulamadım. Sonra saçmaladığımda çok geçti.

   "Ben çocuk pazarlamacısıyım!" yutkundum, kadın bana şok içinde baktı. Kollarımdaki bebeğe baktım, ağlaması kesilmiş gülerek bakıyordu salak şey. "Ama bu çocuğa acıdım, al bunu sen benden. Bir daha kimse bana çocuk yaklaştırmasın, dokunmak prensiplerim dışı!" psikopat gibi kahkaha attığımda kadın çoktan kaçmaya başlamıştı.

  Ne yaptım lan ben?

   Çocuk pazarlamacısı oldun.

   Helal lan bana, bulaşmadığım bir bu kalmıştı.

   Geri kafa!

   Çocuk dokunmak prensiplere aykırı ama satmak çok normal.

   Valla yazık bana.

   "Şu an gördüklerimi sorguluyorum, Gecekızı." başımı hızla soluma doğru çevirdiğimde midemdekiler adeta çığlık attı. Anladık! "Yani, çılgın olduğunu biliyordum da bu da.. ne bileyim," yanıma oturdu, çenesini kaşıdı. Ters ters onu izledim. "Çocuk pazarlamacısı, ha? Organ mafyası olsaydın bir de?"

   "Komik mi lan?"

    "Estağfurullah."

    "Kes o zaman."

   Uzun bir nefes verdi, mimiklerini sabit tutmakta zorlandığı barizdi. "Eee, hastanede ne işin var?"

Ve Ben -Yarı Texting-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin