TUANA MELTEMSOY
Merdivenlerden ağır ağır çıkarken gözlerim sadece boşluktaydı. Düşünmek istemediğim her şey zihnimin bir köşesinde full HD oynatılırken sadece izliyordum.
Tepki veremeyecek kadar yorgun hissediyordum. Sanki motorumun değil de benim benzinim bitmiş gibiydi.
"Ah, Tuana, ah." o aşağılayıcı ifadesi beni süzmüştü. Hiçbir şey söylememiştim. Nasıl bir kabusun içinde olduğumu düşünmekle meşguldüm. "Hiçbir şey bilmiyorsun, değil mi?"
Bir kat daha çıkabildiğimde kendimi alkışlamak istedim, yürümeye devam ederken adımlarım beni yönlendiriyordu.
"Geçmişin yalan senin, güzel kızım." babamın bana seslendiği gibi seslenmişti. Her şeyi anlatmıştı. Ya da ben öyle düşünüyordum.
Ona inanmıştım.
Lanet olsun, şu an olmam gereken son yerdeydim.
Kendi evimde.
"Biricik ağabeyin seni yalanlarla büyüttü. E haksız sayılmaz da, hemen küsmeyin olur mu? O sadece senin iyiliğini düşünüyordu."
"Senin o orospu annen var ya, Halil'i aldattı." evet, tam olarak böyle söylemişti. Kendi kız kardeşine o iğrenç sıfatı çok kolay yapıştırmıştı. Yüzüne tükürmüştüm.
Evet, gerçekten yapmıştım, her ne olursa olsun orada annemi savunmuştum. Aliyle yüzünden salyalarımı silerken bile sırıtmıştı.
Annem, ölmüştü. Çıkıp kendini savunamazdı. Ne olursa olsun onun kızıydım, sonuna kadar onu savunacaktım.
Ama babama yaptığı şey..
Birbirlerine ne kadar aşık olduğunu hatırlıyordum. Babamın annemi bebek gibi sevdiğini, aşka o küçük yaşımda inanmamı sağladıklarını.
Gülümsedim. Vay be, çoğu çocuğun yaşamadığı o güzel hayatı yaşamıştım.
Onun yalan olduğunu düşünmek istemiyordum, o rüyaya kapılıp onunla yaşayacaktım. Bitmiş gitmiş, düşünmemin bir anlamı yok.
Evet, yok.
Düşünme, düşünme, düşünme.
Derin bir nefes aldım. Kayra'nın bana bunu neden söylemediğini anlamaya çalıştım.
Ama beni daha çok düşündüren şey biyolojik babam olduğunu iddia ettiği şahsiyetin geçen sene şehit olduğunu söylemesiydi.
Neden bir sene önce öğrenmemiştim ki? Adını bile unutmuştum. Keşke bir kez konuşabilme şansım olsaydı. Belki annemin gerçekten haksız olduğunu öğrenecektim.
Siktir lan oradan, Tuana. Bu durumda haklı olan taraf yok.
"Ve bu anlattıklarım yarısı bile değil, güzel kız." demişti, tekrar arabasına dönmeden önce. "Seninle daha sık karşılaşacağız." iğrenç sesiyle kahkaha atmıştı. "Daha heyecanlı olacak, bu benim tarzım değil."
Merdivene oturarak başımı demire yaslayıp gözlerimi kapattım. Hiç eve giresim yoktu. Aleyna'ya kısa bir mesaj çekmiştim. İyi hissetmediğimle ilgili ve buluşmayı ertelemiştik.
Böyle hayatın içine sıçayım! Demişlerdi, psikoloji okuyanın psikoloji düzetecek takati kalmıyor, diye de ben dinlememiştim.
Ay hayır, bir an hukuk okuduğumu düşündüm. Tamam, daha havalı olabilirdi ama mümkün değil kaldıramazdım, okurken başımın ağrımadığı tek kitap türü, romanlarımdı. Ben en iyisi kitap yazayım ya. Bu gidişle on sezonluk dizilere taş çıkaracak bir hayatım olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ve Ben -Yarı Texting-
Teen Fiction"Klişe mi dersiniz, saçmalık mı, bilemem ama güven duygusuyla iyi anlaşamazdık. Ve o, buram buram güven kokuyordu." ••• Motor severler, aradığınız hikayeyi buldunuz. İyi seyirler.. :):