TUANA MELTEMSOY
"Tamam, sakin ol. Onun yüzünden eve hapsolmayacağım, Asil. Sivil polisler her yerde.."
"Öyle mi? Restorana elini kolunu sallayarak girene kadar neredeydiler o zaman? Sikeceğim böyle işi! O piç yakalanana kadar hiçbir yere gitmiyorsun!"
Durdu.
Durdum.
"Sakinleş," dedim, kendim de sakin kalmaya çalışırken. "İleri gidiyorsun."
Yüzünü sıvazlayıp ellerini saçlarından hırçınca geçirip karıştırırken yutkundum. Motora yaslanıp önümdeki taşlı yolu izlemeye başladım. Bizim evin önündeydik ama belli başlı bir konuşma yapmadan içeri giremeyeceğimin farkındaydım
"Ölecektin." dişlerini sıktı. "Neler yaşadım, bilmiyorsun." derin birkaç nefes alıp gözlerini kapattı. Şimdiyse yapabildiğim tek şey onu izlemekti. Yaklaştı. Göğsümde kavuşturduğum kollarımı çözüp ellerimi sıcacık ellerinin arasına aldı. İçim ısındı. "Üzgünüm." dedi, o an bunun onun için bir formaliteden ibaret olduğunu anlasam da sesimi çıkarmadım. "Evet, aramızda kesinlikle bir çekim var. Bunu bu şekilde, o çekime direnerek ağırdan almak benim için çok zor." kalbim durdu sanki. Gözlerimi kırpmadan ona baktım. "İstersen buna itiraf de, Gecekızı. Bendeki değerin şimdiden paha biçilemez bir raddede. Erken olsun, olmasın," acele etmedi. "Seni korumak benim görevim."
Dişlerimi sıktım.
Eskiden olsa bunu bana söyleyen herhangi bir erkeğin kıçına tekmemi geçirmiştim.
Ama ondan duymak göğsümden mideme doğru sıcacık bir şeylerin akmasına vesile olmuştu.
Bu iyi bir şey miydi?
"Bir şey söylemene gerek yok," ellerimi sıktı. Her yerim uyuştuğundan mı bilmiyorum, ona karşılık vermeye çalıştıysam da hissedemedim. "Bil, olur mu?"
Düşünmedim. Düşünseydim yapamazdım. Sadece bir saniyede gerçekleşen o şey yüzünden gece boyu uykusuz kalacağımı bile bile yaptım.
Aramızda uçurum gibi gelen kısacık mesafeyi kapatarak dudaklarımı dudaklarına bastırdım.
Ne yaptığım hakkında bir fikrim yokmuş gibi saç tellerime kadar uyarılırken gözlerim kapandı. Onun ise taş kesildiğini hissettim.
An itibariyle ondan başka bir şey hissetmiyordum, bunu istemiyordum da.
Hamlemi kavraması için ona birkaç saniye verdim. Nefesini içime çekerek dudaklarımı dudakları üzerinde gezdirmeye başladığımda ellerimdeki eli belimi kavrayıp algılayamayacağım bir hızla kendine çekti. İpleri anında eline alırken ona direnmedim. Onu ilk gördüğüm andan beri düşünmeden duramadığım bir diğer hamleyi yaparak elimi yumuşacık, gecenin karanlığına karışan saçlarına daldırdım.
Hareketleri asla yumuşak değildi. Dudaklarımı sömürürken nabzımızın birbirine uyum sağladığını hissettim. Alt dudağımı, dudakları arasına alıp emdiğinde baştan aşağı titreyip tüm yükümü ona devrettim. Boğazından gelen derin, hırıltılı bir sesle daha da sertleşti. Dudağımı dişleri arasında ezdi. Belimdeki elleri tişörtümün içine sızıp sırtımda, dövmem boyunca gezinmeye başladı. En ufak hareketinde titriyordum. Bunu fark ederek, mümkünmüş gibi daha sıkı sarmaladı. Dili dudaklarımda gezinip içeri sızarak dilimi buldu. Kendimi tutamayarak inledim.
Kısa bir an benden ayrıldı. Alnını alnıma yaslayıp kısa bir nefes aldı, gözlerim kapalıydı. "Gecekızı.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ve Ben -Yarı Texting-
Teen Fiction"Klişe mi dersiniz, saçmalık mı, bilemem ama güven duygusuyla iyi anlaşamazdık. Ve o, buram buram güven kokuyordu." ••• Motor severler, aradığınız hikayeyi buldunuz. İyi seyirler.. :):