Silah artık kafamdaydı.Koşup buradan kaçabilirdim.Ben koşana kadar öldürürdü.Öfkeli bakışları atarken bir yandan da gözlerimden yaşlar damlıyordu.
"Neden ağladığını anlayamıyorum.Zaten her türlü acı çekiyorsun.Doğru yoldan kaçan sensin."dedi anlamaz bakışlarla.
"Senin anlayabileceğin bir neden değil."dedim kafamı kaldırıp cesaretimi toplayarak."Sen kimseyi kendinden çok sevmedin.Kardeşini bile."diye bağırdım titreyen bir sesle.
"Öldür.Öldür."demeye başladım.Onu zorlayacaktım.Birden tetiği çekse bile zorlayacaktım.
"Senin öldüremeyeceğim."deyince içimi hem bir rahatlama hem de öfke doldurdu."Onun yerine senin güçlerini alacağım ve seni salacağım.Fazla bir şey yapamaz hale geleceksin."dedi ve silahı indirdi.Kafama silahın arkasıyla vurdu."Şimdi...Gidiyoruz..."dediğinden başka bir şey duyamadım.Güçlerim gidiyordu.Olsun.Zihin kontrol olayı da gidecekti.
Gözlerimi açtığımda bir labaratuvar masasındaydım.Bağlıydım."Düşündüm de güçlerini almayacağım ama seni salmayacağım da."dedi Alex."Canavar gibi davranıyorsun."diye bağırdım.Alex'in geleceğini hızlı olarak oynatmaya başladım.Zihnim bir öngörüye çarpıp durdu ve onu sıkıca kavradı.Bana sarılmak için bana koşuyordu.
"Güçlerimi al da şuan neyi düşündüğümü gör."dedim gözlerimi açmadan."Gö-Görüyorum."dedi kekeleyerek."Ekrana bağlısın."diye de ekledi.
"Bırak beni.Herkes özgürlük için yaşıyor."dedim sessizce."Olmaz.Bu görüntüler her an değişebilir."diye cevap verdi."Şimdi onu değiştireceğim."dedim.Görüntüyü aklımda çevirip oynayarak Alex'i vurduğum görüntüsünü elde ettim.Baskın bir tavırla onu ekrana yönlendirdim."Bu-bunu nasıl yaptın?"dedi korkmuş bir ses tonuyla."Zamanı bükebiliyorum.İstesem şimdi bile seni öldürebilirim."dedim korkmasını sağlayarak."İstemiyor musun?"dedi sessizce."Biz kardeştik."dedim sesimi yumuşatarak.
Uzun süre düşündü."Ben ne kadar kötü şey yaptıysam aynılarını ben hakediyorum."dedi sessiz ve pişmanlık dolu bir sesle."Beni buradan kurtarabilir misin Heaven?"dedi sessizce.Zamanı bükerek bağlı olan üzerimdeki ipleri açtım.Ayağa kalktım.
Zihnimi taramaya başladım."Sen burada durmalısın.Başka türlü kaçamam."dedim sessizce.Kafasını salladı.O an düşüncelerini duymak için telepat olmayı çok istedim.Kapıyı açıp dışarı çıktım.Sessizce yürüdüm.Bir arabaya atlayıp bizimkilerin yanına yol aldım.
"Artık kendimi daha iyi hissediyordum.Ayağa kalktım.Yardım lazımdı.Hemen İntikamcılar'ın yanına koştum.HYDRA yönetim bölümünün önünde Wanda vardı.Her zaman yaptığı gibi koruyordu ortalığı.
İleride bir robot vardı.Natasha'ya saldırıyordu.Yanında belirip robotu parçaladım."
"İntikamcılar HYDRA'nın ordusuyla karşı karşıya kalmıştı.Robotlar devre dışı bırakılmıştı.İntikamcılar dışında herkes yaralı ve yorgun düşmüştü.Savaş kazanılmış gibiydi.
Tüm İntikamcılar Yüzbaşı Rogers'ın arkasında toplanmışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümü Görebilen Gözler • Quicksilver
FanfictionZaman, koskoca bir yanılgıdan ibaretti, tıpkı somut olmaya çalışan kızın olduğu gibi.