Kız gerçekten kendini zorlamıştı.İlk defa bu kadar uğraşmıştı.Burnundan damlayan kan zihnini kilitlediği uyuyormuş ama nefes almıyormuş gibi görünen kendinden çok sevdiği sevgilisinin üzerine düştü."Kendimi çok zorlamadım merak etme."diye düşündü.Kendisini duyduğunu biliyordu.Ayağa kalktı."Kıpırdayabilsen çok güzel olurdu."diye de düşündü kız.Pietro'yu kenarı çekti.Kızın baktıkça ağlayası geliyordu."Güvendeyiz.En azından Wanda bizi bulana kadar.Sonra öleceğim kesin."diye düşünüp güldü.Başı çatlayacak gibi ağrıyordu ve sallanıyormuş gibi hissediyordu.Bir duvara tutundu.Başını sanki daha fazla sallanmasını istemiyormuş gibi tuttu."Sanırım şimdi bayılacağım."dedi Heaven kendi kendine.
Başı dönüyordu,ağrıyordu ve burnu kanamıştı."Sadece uçakta oluyor diye biliyordum."diye espriye vurmaya çalıştı ama Pietro'nun onun düşüncelerini duyabildiğini ve endişelendiğini biliyordu.Yere oturamazdı.Kıpırdarsa yığılacaktı yere.Omzundaki mermi de ilerlemişti bu yüzden canı çok yanıyordu.Derin bir nefes aldıktan sonra yere yığıldı.
"Aman Tanrım.Heaven?"dedi Wanda.Kızın zihnine giremeyince endişeye kapılmıştı.Burada Ultron'la boğuşuyorlardı.Kardeşi ve arkadaşı ortalarda yoktu.Thor kısa süreli bir etkisizleştirme için Mjölnir ya da adı her neyse'yi Ultron'un kafasına fırlattı."Heaven'ı bulmamız gerekiyor."dedi Steve'e.Steve kalkanıyla Ultron'a bir darbe vurdu.Wanda askerin kendisini dinlemediğini anlayınca Ultron'u havada sabit bir şekilde bekletmeye başladı."Sen git.Biraz sonra geliriz."dedi Vision kıza.Wanda robotu bıraktı ve Heaven'ın son kordinatının bulunduğu yere doğru koştu.
Yere bilinçsizçe yığılmış yaralı Heaven'ın yanında düzgünce oturtulmuş Pietro vardı."Size ne oldu?"dedi Wanda eğilip nabızlarını kontrol etmeye çalışırken.Heaven'ınki normaldi ama kardeşininkinin atmadığını görünce paniğe kapıldı.Kızın kafasının tam üstüne bir kılıç saplanınca bir çığlık attı."Sakin."dedi tanıdık bir ses.
Wanda kafasını sesin geldiği yere çevirince Heaven'ın ilk geldiğinde çok konuştuğunu ama iyi biri olduğunu bildiği kişiyi görmüştü."Wade?"diye ağzından karşısındaki kişinin ismi çıktı.İstemsizce söylemişti adını yoksa Deadpool demeyi yakıştırıyordu kendine.Fazla samimi olmak istemiyordu bu adamla."Brave'den başka kimse bana adımla seslenemez."dedi Deadpool."Ne oldu onlara?"dedi konuyu değiştirerek.
Konuyu değiştirmezse çok kötü hissedeceğini biliyordu.En yakın arkadaşını koruyamamıştı.
"Şimdi bu konuyu açmak zorunda mıydın yazar hanım?Sinirlerimin bozuk olduğunu biliyorsun.Arkadaşız sanıyordum."
Hey.Bir kere bu benim suçum değil.Ve ayrıca hala arkadaşız.
"Elbette ki senin suçun en yakın arkadaşım senin izninle öldü.Sen benimle *sansür* mı geçiyorsun?"
Wade!Sana kaç kere yazıda küfretmemeni söyledim!Kitabımın okuyucuları tabanları yağlayıp kaçacaklar!
"Oh olsun.Ne demek Brave öldü ya?Ben hala senin nasıl bir zihnin olduğunu anlayamadım."
Arkadaşım sen niye bana takıldın şimdi?Kitap final yaptı,ikinci kitaba geçtik işte nedir senin problemin?
"Çok güzel bir vücudun olması olabilir mi?"
"Öhö.Bay Deadpool?"
Al işte.Okuyucuların gözü önünde bana asılıyosun Wade.Daha ne diyim yani ben?Aha kız öksürdü.Beni nasıl açıklayacaksın bakalım Bay Wilson?Dön şu kitaba doğru.Yazar benim karışmam.Seni farklı evrene bile gönderebilirim.*tehditkar bakış*
"İyi be tamam.Hem suçlu hem güçlü.Karıya bak."
Anlamadım?
"Kadına bak diyorum yani böyle güzel.İyi yazı yazıyor falan.Ne bileyim iyisin yani gülüm,iyisin."
"Bay Deadpool.İltifatlarınız için teşekkür ederim ama ben iyi yazı yazamam ayrıca şu an kardeşim tehlikede yani biraz yar-"
"Puhahahahaha!Bu da kendine dedim zanneti yazık."dedi Wade.Güldü.Wanda etrafına bakındı ama hiç kadın göremeyince adamın deli olduğuna bir kez daha inandı."Tamam.Tamam.Ne yapıyoruz?"dedi Wade."Pietro'yu taşımalısınız.Ben Heaven'ı alabilirim."dedi kız burnunu çektikten sonra.Wade karşısındaki kızın ne kadar üzgün olduğunu görebiliyordu."Tamam."dedi kendini toparlayarak.
"Seninle bir hesabımız var yazar."dedi mırıldanarak.
Ve yazar onu takmadı.Bir sonraki bölüme kadar susabilir misin tatlım?
"Aman Tanrım.Yazar okuyucuların gözü önünde bana asılıyor.Görüyorsunuz.Ben de senin için aynı şeyleri söylemek isterdim ama prensiplerim var.Senin gibi güzel bir genç kadınla olmayı ben de isterim ama herkes benim peşimden koşturuyor biliyorsun ve -oh.Pardon."
Teşekkür ederim.Bu arada bizimkilerin hayatı sana bağlı haberin olsun.
Pietro'yu sırtına kaldıran Wade'in arkasından Heaven'ı havada güçleriyle sabit tutan Wanda geliyordu.İntikamcılar Kulesi'nin yakınlarındaydı herkes oraya doğru yol aldılar.
Evet Wade.Gel bölümü bitiriyorum.Beraber kapanış yapalım.
"He geldim.Sevgili okuyucular.Bölümü bitirme kararı alan yazara fırlatılan yumurtalar ve domatesler bana gelmesin lütfen.Aslında ben Chimichanga severim.Sen seviyor musun?
Ne?Ha?Ne?He tamam.Ben bayılırım ona.Chimichanga'ya.Ayrıca bence okuyucular senden hoşlanmadılar.İki bölüm sonra *sansür*olup gitmeye ne dersin?
"Ya ama...Ben çok seviyorum şu FF'cilerin hikayelerine girmeyi.Ama seninkini pek sevmedim.Ben biraz *Wade'in en sevdiği şeyler,biliyorsunuz işte RTÜK izin vermedi* görmek isterdim."
Wade!Her neyse.Seninle hesabım var zaten Wade.İyi okumalar gençler.Kafama vurmayı kes Wade!FF'den dışarı çıkmanı yasaklıyorum.Bundan sonra benimle sadece konuşabilirsin.
"You shall not pass diyosun yani."
Aynen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümü Görebilen Gözler • Quicksilver
FanficZaman, koskoca bir yanılgıdan ibaretti, tıpkı somut olmaya çalışan kızın olduğu gibi.