You Are Not A Human Being.

175 19 4
                                    


Yatakta sessizce,savunmasızca yatıyordu.Tepkisiz,nefessiz.Saatin kaç olduğu,hangi günde olduklar,bulundukları ayın adı,gündüz veya gece olması zamanın...Hiç biri bir şey ifade etmiyordu,bildiremiyordu kendini.Hissetmiyordu,hiç bir şeyi hem de.Tek eli yorgunlukla göz hizzasına kalktığında elini inceledi bir süre.Bembeyaz ve fazla inceydi.Diğer elini de onun yanına getirip dokunduğunda ikisinin de sıcak olduğunu farketti.Hafifçe ve hissizce bir gülümseme yayıldı pembe dudaklarına.Ellerini tekrar indirirken saat tik-taklarının bile odanın içinde hapis kalmaktan sessizleştiğini farketti.Hafifçe gülümsedi yine.Gözlerini kapatıp derin bir iç çekti.

Birden yüzüne sert bir rüzgar çarptı ama vücudunun bununla ısındığını da hissetmişti.

Bu sert rüzgar içindeki alevleri anında küllerinden baştan yaktı,ciğerlerindeki nefes dışarı çıkamadı bile.İçine zorlukla çektiği nefesteki koku ciğerlerine,eski nefesin yanına dolarken alevleri iyice yükseldi.Titrek ve alevli bir nefes verdiğinde bir mırıltı duyuldu."Her şeyi öğrendim."Sesi bir o kadar sert olsa da onca zamanlık özlemin verdiği yıkıntı da gizliydi.Sarsılmış gibiydi,belki biraz üzgün.Kabaydı,sert çıkarmaya uğraşıyordu sesini.Her zamanki o yumuşak adam olmamak için çabalıyordu ki bu ona bu kadar yakınken ve sonsuz bir özlemin külleriyle oynayıp tekrar ateşe vermişken fazlasıyla zordu.Heaven zorlu bir nefes alıp içine hapsettiğinde inip kalkan okyanus kokulu kıyafetlerle kaplı göğüs de şişebildiği kadar şişmişti."Her şeyi."Bir süre beklediğinde ikisi birden aynı anda alevli nefesleri verdiler tavana doğru.Demir kadar güçlü kollar bedenini sardığında nefessiz kalıp gözlerini kapadı.Özlemle kendine bastırdı adam onu ve fısıldadı."Üzgünüm, mavilim."Gözlerini yapışken yaşlar örtmeye başladığında onları aralamak zorunda kaldı ve kollarını sıkıca adamın boynuna doladı.Başını hafifçe kaldırarak yüzünü  boynuna gömdü ve ağlamamaya çalışarak özlemle kokusunu içine çekti.Pietro kireç kadar beyazlamış ve yıkılmış yüzünü Heaven'ın mavi saçlarına yaklaştırıp bir öpücük kondurdu onların arasına.İkisi de ses çıkaramadan birbirlerine sıkıca sarılmaya devam ederken Pietro'nun zorlanan sesi duyuldu."Tatlım,"Heaven cevap vermedi ve genç adamın boynundaki yaşları da kendininkilerle silmeye çalıştı.Pietro kızı kendine döndürüp gözlerine baktı,kızarmışlardı ve kızarmışken gözleri duygu değişimleri yüzünden sürekli renkleri değişiyordu.Fakat sadece lacivert tonlarında geziniyorlardı.Genç adamın ölü bakışlı gümüşi mavi gözleri de kızın lacivertleşmiş gözlerinde gezindi.Yavaşça eğilip acı dolu gözyaşlarıyla tuzlanmış dudaklara bir öpücük kondurdu özlemle.Heaven'ın gözleri kapandı ve hafifçe karşılık verdi.Genç adam çekildiğindeyse kendini onun kollarına bıraktı.Pietro yavaşça kızın başını okşayarak çok hafif şekilde dolmuş gözlerini kapattı."Uyu,mavilim.Çünkü bir daha düzgün uyuyamayacaksın."


Ölümü Görebilen Gözler • QuicksilverHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin