Ölümü Görebilen Gözler • Quicksilver

What?

Paniklemiş İntikamcılar oradan oraya koşuşturuyorlardı.Gürültüyü duyan Pietro uykulu uykulu kafasını yastağının altından çıkarıp ayağa kalktı.Üzerindeki tişörtü çekiştirip ayakkabılarını geçirdi.Gecenin üçünde neden bağırdıklarını merak etmişti.Karanlık odanın perdesini biraz araladığında homurdanmaya başladı çünkü hava daha aydınlanmamıştı ve o uyanmıştı.Kapıyı açtı ve Wanda'yı kapının önünde buldu.Elini Pietro'nun yüzüne yumruk atacakmış gibi tutmuştu."Ne yapıyorsun?"diye sordu Pietro anlamadığını belli ederek.Uykulu görünüyordu,gözlerinin altı morarmıştı."Eh.Pardon.Uyandırdım mı?"dedi Wanda elini indirirken."Hayır.Uyanmıştım."dedi Pietro tek kaşını kaldırarak."Kızıl!Çabuk gel!"diye bağıran Tony'den tarafa baktı Wanda.Kız tam gidecekken Pietro onu kolundan tuttu."Sana Kızıl diye mi sesleniyorlar?"dedi şüpheci bakışlarla."Gitmem gerekiyor.Bırak!"dedi kız Pietro'nun kolundan kurtulmaya çalışırken.Pietro şaşkınlıkla kardeşinin kolunu bıraktı.Çünkü içeriden bir çığlık gelmişti."Ne?Ne oluyor orada?"diye sordu Pietro olabildiğince uykulu halini unutarak."Kanı fazla geldi dışarı atmaya çalışıyor.Patlamasını istemiyorsan kızı bırak!"diye bağırdı Steve.Wanda ve Steve yoğun bakım odasına koşarken Pietro durduğu yerde sendeledi.

Kapıya tutundu düşmemek için."Ne?"dedi sadece arkalarından.Karmaşanın içinde inlemeler duyuldu kaç kere.Pietro kendini suçlamaya başlamıştı.Kendisi yüzünden kız acı çekiyordu çünkü.Etrafta dolaşıp durdu.

Sabah herkes odasına gitmek zorunda kaldı.Doktorlar bile kızı bıraktılar.Pietro kendine gelince kızın odasına girdi.Yine kitap okuyordu."Selam."dedi kız gülümsemeye çalışırken.Pietro titreyen ellerini yumruk yaptı ve kızın yanına uzandı.Heaven'ın kafasını göğsüne yatırdı.Eliyle kızın saçlarını okşamaya başladı."İyi misin sen?Kafana saksı mı düştü de sürekli etrafımda dolaşıyorsun?"dedi kız işi espriye vurmaya çalışarak."Komik değilsin."diye lafı çarptı Pietro.Heaven ilk başta güldü ama sonra bu kahkaha öksürüğe dönüştü.Kız kıpkırmızı olana kadar öksürdü.Pietro kafasını eğip göğsünde yatan kızarmış Heaven'a baktı.Öksürüğü kesilmişti kısa kısa nefes alıyordu ve elini Pietro'nun göğsünde gezdiriyordu.Kızın boştaki yumruk yaptığı elinin içindeki kırmızı yoğun sıvıyı görmüştü Pietro.Kızın elini hızlıca kavradı ve açtı.Eli tamamen kana bulaşmıştı."Vücudum fazla gelen kimyasal kanı atmaya çalışıyor sadece."dedi Heaven."Ama bu sırada ihtiyacın olan kanı da atıyor.O yüzden bembeyaz ve hastasın."dedi Pietro ve derin bir iç geçirdi."Herkese mi anlattı?"dedi kız nefes alışını daha sesli hale getirip."Her yerinden kan çıkıyor,tatlım.Bunu biliyoruz."dedi Pietro.Bir süre sonra Heaven güldü."Her yerimden değil en azından."diye ekledi."Gecenin yarısı çığlık atıyorsun ve seni yaralı bile olmadan kanlar içinde buluyoruz.Patlıyormuş gibisin."dedi Pietro.Kızın görünümünü hatırladıkça kötü oluyordu.

"Uyumak ister misin?Belki biraz rahatlarsın."dedi Pietro.Kızın gerçekten rahat olmasını istiyordu.Kendini affettirmeye çalışıyordu ama kız gerçekten onun yüzünden camların arkasında kapalı tutulduğunu ve içinde ne olduğu bilinmeyen bir serum yediğini düşünmüyordu."İyi olur."anlamında Pietro'ya sokulup kafasını göğsüne iyice yasladı.Üşüyordu ve kansızlık ve kimyasalların sebep olduğu bir üşümeydi.Battaniyeyi kafasına kadar örtecek şekilde üzerine çekti.Pietro biraz aşağı doğru inince ikisi de battaniyenin altına girmiş oldular."Seni seviyorum."dedi Pietro kızın alnına bir öpücük kondurup.Kız çoktan halsizliğin verdiği etkiyle uykuya dalmıştı bile.

İntikamcılar Kulesi'nin terasına siyah kostümün üzerine bir şimşek işaret olan sarışın,siyah maskeli bir kadın uçarak indi."Tony?"diye seslendi tüm kuleye olağanca sesiyle.Bir kapının ardından Yüzbaşı'nın kafası çıktı.Dişlerini fırçaladığı için ağzı macun doluydu ve elinde de diş fırçası kalmıştı.Fırçayı gerkesiz yere kafasının hizzasında tutuyordu.Sarışın kadını görünce diş fırçasını havada tutan eli çözüldü ve kolları iki yana düştü.Ağzı dolu bir şekilde dediği kelime karşısında kadın bir kahkaha kopardı.

"Carol?"