Wanda doktorlara ne zaman uyanacağını sormuştu ama bir süre için o ikisinden elini çekmeye karar verdi.İntikamcılar'la konuşmaya başlaması onun için daha iyi olacaktı.Wanda hala Wade'in neden burada olduğunu anlayamamıştı.Saçma şeyler söylüyordu "yazar" ya da "yeni bölüm" gibi kelimeler kullanması Wanda'ya acayip geliyordu.
Pietro odasında uyuyordu çünkü tüm gece beklemiş ya da kitap okumuştu.Uyandığında kendini yine çok yorgun hissediyordu ama daha fazla uyuyabilmesi imkansızdı.Kızın yattığı odaya girdi.Gözlerine inanamadı ilk başta ama mutlu da olmuştu.Heaven'ı öncekinden daha beyaz bir yüz ve solgun gözlerle kitap okurken buldu.Kız içeri giren Pietro'yu görünce kitabı yüzüne çekti.Yüzünü görmesini istemiyordu.Kitabın kapağındaki yazıyı hızlıca okuyan Pietro kızın yanındaki sandalyede belirdi.Kızın saçları uçuştu ve kitabın sayfaları çevrildi."Labirent mi okuyorsun?İlginç."dedi Pietro ne kadar üzgün ve endişeli olduğunu belli etmemeye çalışırken.Kız sanki konuştuğunda daha kötü şeyler olacakmış gibi sessizce fısıldadı."Aslında daha önceden tüm seriyi bitirmiştim."Pietro gülümsedi ama çok kırgın bir gülümsemeydi."Heav.Sana bir şey söyleyeceğim."dedi Pietro sesi son kelimelere doğru kısılarak.Kız gözlerini kitaptan ayırıp Pietro'ya baktı.Yüzündeki kırgın ve yorgun ifadeyi görünce kan beynine çıktı."Neden söylemedin?"diyen Pietro'nun sesi giderek titriyordu.Heaven kendini o kadar suçlu ve kötü hissetti ki o bakışların altında."Kimseye söylememiştim."diyebildi sadece."Ben kimse değilim ama.Bana söyleyebilirdin.Yardım edebilirdim."dedi Pietro kızın üzerinde bakışlarını gezdirirken.Sesi titriyordu ve Heaven'ın bu suçlayıcı bakışlar karşısında yapabileceği hiç bir şey yoktu."Yardım edemezdin.Bilmiyorken daha mutluydun."dedi kız sesinin titrediğini belli etmemeye çalışarak."Kalbin kaldırmazdı.Yine kaldırmaz."dedi gözlerinden süzülen yaşları tutmaya çalışarak.Pietro ağlayan Heaven'a elini uzattığında daha çok geriye sokuldu kız."Ben normal bir insan olmak istiyordum.Tek bir yetenek çıktı diye hayatım mahvoldu."dedi ağlayan kız.
Kız ağzından bir hıçkırık kaçırdı.Üzgün değildi ya da kırılmış.Kızgındı.Nefret doluydu."Gider misin?Yalnız kalmak istiyorum."dedi Heaven içi parçalanarak.Aslında Pietro'ya sarılmak ve acısını haifletmek istiyordu."Gitmek istemiyorum."dedi Pietro.Onun sesi de ağlamaklı çıkıyordu.Kitabın üzerine akan yaşları silmek istiyordu.Kız ani bir hareketle kitabı kenarı fırlattı."Ben de gitmeni istemiyorum."dedi ağlarken Pietro'ya sarılarak.Pietro da kıza sarıldığı ilk anda kendini çok kötü hissetti."Heav.Sen...Sen buz gibisin."Heaven kafasını Pietro'nun omzuna gömdü ve ağlamaya devam etti.Pietro elini Heaven'ın mavi saçlarından geçirdi."Normalmişim gibi davranabiliriz,değil mi?"dedi kız olabildiğince kısık bir sesle."Ben seni normal olarak değil böyle seviyorum."diyebildi Pietro.Kızın acı çektiğini biliyordu.Onun acı çekmesine kendisi neden olmuştu üstelik.Ama eğer o üsten kaçmasaydı kendisinde uygulanacaktı deneyler.Kendini bencil hissediyordu.En azından bir kızdan daha dayanıklı bir bünyeye sahipti.Ama yaşadığı tüm acıların karşısında hala başını dik tutabilmesi kızın çok cesur ve dayanıklı olduğunu gösteriyordu.Sessizce kapı açıldı ve içeri beyazlı biri girdi."Onu uyutacağım dışarı çıkabilir misiniz?"sesi duyulunca Pietro ürktü.Kafasını çevirince doktorun arkasında bir ekip ve hepsinde deney tüpleri olduğunu gördü.Heaven'ı yavaş yavaş bırakırken kız onu kendine çekti ve kulağına "Beni bırakma."dedi."Canın yanmayacak."dedi Pietro.Oturduğu sandalyeden kalktı.Kapıya yürüdü.Hasta görünümlü gözleri ağlamaktan kızarmış ve gözleri yaşlı Heaven'a baktı.Biraz daha baksa ağlayacaktı o yüzden hemen odadan çıkmayı tercih etti.
Selaam.Ben gelmişem.Heaven'ın durumuna üzülmeyen insancık var mı aramızda.He ben şunu baştan söyliyim; bu kız mutant ama güçleri sonradan anlaşılıyor.Yani Pietro gibi,Wanda gibi.Pietro'nun saçları kahverengiden beyaza dönüyor ve Wanda'da yalnışlıkla bir evi yakıyor oradan anlaşılıyor güçleri.
Heaven'ın şöyle bir durumu var anlamayanlar olabilir o yüzden anlatıyorum.Bu kızın bir ikizi var Alexander diye.Aileleri bunları 6 yaşındayken terk ediyorlar.Anne babasız büyüyorlar.Yetimhanede kalmak zorunda kalıyorlar.Yetimhanede 10 yaşına kaldıktan sonra Heaven'ın saçları koyu kahverengiden maviye dönüşüyor.Alexander da kızı buradan kaçırıyor.HYDRA'nın kapısında dolaşıyorlar bu Alexander çok sinsi çünkü.Kızın kafasına bir taşla vurup yaralıyor.Kız bayılıyor haliyle.HYDRA'nın pisliği Strucker'da bunlar ne ayak diye bakıyor bizimkilere.Mavi saçlı kızı görünce merak edip içeri aldırıyor.Kardeşim bir canavara dönüşüyor,onu bayıltmak zorunda kaldım diye yalan söylüyor Alex.Kız uyandıktan sonra Alex her gücü deniyor kızın üzerinde.Bu sırada deneylerin küçük bir kısmı da yapılmış oluyor.En sonunda bizimki vizyonlar görmeye ve zamanı bükebilmeye başlıyor.Bunu da Alex'i kendine bir bıçak saplayacakken durdurmasıyla anlıyorlar.Kızın gücü bunlara ilginç geliyor ve 10 yıl boyunca aralıksız deneyler yapıyorlar.20 yaşına geldiğinde İntikamcılar kızı kurtarıyor ve bizim maceralar başlıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümü Görebilen Gözler • Quicksilver
Hayran KurguZaman, koskoca bir yanılgıdan ibaretti, tıpkı somut olmaya çalışan kızın olduğu gibi.