Kiraz'dan;
"Halaa."
"Kız neredesin sana diyorum!"
"Bekle az işim var geliyorum."
"Tamam çabuk ol. Aziiiizz!"
"Lann Aziiz!"
"Bağırıp durma!"
"Sizde erken cevap verin o zaman hala, nerede senin o hayırsız yeğenin!"
Halam üst kattan indiği sırada bana laf yetiştirmeye devam ediyordu.
"Dışarıya çıktı o gelir birazdan. Ne oldu dışarı çıktın geldin bir haller var sende dökül bakayım!"
"Aziz gelsin öyle ikinize birden söyleyeceğim tek tek size anlatmaya yüreğim el vermez."
"Senin gibi üşengeç bir kızı alan adama Allah yardım etsin."
"O Zaman Allah Agâh'a yardım etsin diyelim, demi hala... Neyse, neyse ben Aziz'i arayayım da çabuk gelsin."
Telefonun rehberinden 'hayırsız yakışıklı' yazan isime tıklayarak açılmasını beklerken halam ile salona geçip karşılıklı koltuklara oturduk.
"Buyur gülüm."
Yüzümü buruşturup dediği şeye cevap verdim.
"Gülüm mü?"
"Ne o beğenemedin mi, bizde işler böyle kabul edersen."
"Arjin'e gelince aşkım, bebeğim güzelim, mis kokulum oluyor da, bize gelince niye 'gölöm' oluyor it herif!"
"Lan sen benim telefon konuşmalarımı mı dinliyorsun köpek! Eve geleyim göstericem sana."
Bana köpek dediği için ona küçük bir oyun oynamak istedim.
"Ahh sırtım."
"Ne? Ne oldu?"
Halam tam yanıma gelmek için ayağa kalkıyordu ki elimle durdurup sus işareti yaptım oda ne yaptığımı anladığı için bana sen iflah olmazsın bakışları atıyordu.
"Ahh Aziz n-neredesin sen, Ahh sırtıma çok feci ağrı girdi. Halam da y-yok ne yapacağım ben Ağhh!"
"Bekle geliyorum sakar, yine kendine zarar verecek şeyler yaptın demi!"
"Ne-"
Dıt dıt dıt
"Şerefsiz suratıma kapattı."
"İyi rol yaptın ben bile inandım bir an, dua et de yalanın ortaya çıktığında sana çok kızmasın."
"Söyleyeceklerimden sonra benim şakamı unutur o."
"Bak iyice meraklandım ha, ne söyleyeceksin bana anlat ben Aziz'e söylerim."
"Cık, Aziz'in o anki surat ifadesini görmek istiyorum."
Aradan geçen 20 dakikanın sonunda Şükür ki Aziz bey eve gelmeyi başarmıştı. Eğer bana gerçekten birşey olsa bunun eline kalırsam şimdiye ölmüştüm ben.
"Kiraz!"
"Salona geel."
Ayak seslerinden sonra Aziz görüş açıma girdi.
"Hala?"
"Efendim oğlum?"
"Kiraz?"
"Efendim gülüm?"
"Telefonda yaptığın şey şaka mıydı!?"
"Aaa, öyle miymiş?"
"Kiraz!?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEYUS
RomanceKiraz Sayel 25 yaşında, Aşka kapılarını kapatan genç bir kızdı... Agâh Celikan 30 yaşında, bu zamana kadar kalbinin kapılarını kimseye açmamış, sevgiyi az da olsa kitap ve filmler de görüp, tatmış bir adamdı... ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ "Hani kız...