Kiraz'dan;
Agâh'ın daha fazla konuşmasına izin vermeden Hakan bey'e dönüp konuşmaya başladım.
"Hakan bey kusura bakmayın size tanıtmayı unuttum, müstakbel eşim Agâh Celikan, siz kendisini Ağa olduğu için tanıyorsunuzdur belki ama müstakbel eşim olduğunu bilmiyorsunuzdur o yüzden belirteyim dedim."
Ben konuşmamı bitirdiğimde karşımdaki adamın sinirlendiğini anladım.
'Buna da ne oluyorsa artık!'
İç sesime hak verirken Hakan bey sinsi bir gülüş sergileyerek konuşmaya başladı.
"Öyle mi? Hani şu 'evlenecek olduğum adamdan nefret ediyorum, hiç sevmiyorum, zoraki evlilik yapmamıza rağmen sülük gibi etrafımda dolaşıyor.' Diye bahsettiğin kişi Agâh bey miydi?"
Ne! Ben ne zaman öyle söyledim. Ben Hakan beyin dediklerini idrak etmeye çalışırken Agâh'ın odadan hışımla çıktığını gördüm.
"B-ben öyle anlatmadım size, ne saçmalıyorsunuz siz!"
Sinirden ve şaşkınlıktan kekelemeye başlamıştım resmen!
Agâh kapıyı çarpıp çıktıktan sonra Hakan bey konuşmaya başladı.
"Şey Kiraz yanlış birşey yaptıysam özür dilerim, ama ne bileyim... Sen berdel ile evlilik yapacağım diyince evleneceğin adamı istemiyorsun sandım o yüzden yardım etmek istedim. Tekrardan özür dilerim."
"Keşke yardım etmeden bana sorsaydınız Hakan bey, eğer yardıma ihtiyacım olsaydı belki yardım isterdim sizden ama, böyle saçma şeylere kalkışmanız hiç hoş olmadı... Neyse efendim iyi günler yarın sabah görüşürüz."
Hızlı bir şekilde odadan çıkıp aşağıya indiğimde Agâh'ın arabasına doğru ilerlediğini gördüm. Hızlı bir şekilde ona yetişmeye çalıştım ama arabasının yanına yaklaşmışken gaza basıp gitti.
Ahmak adam, çocuk gibi küsüp gitti ya!
Hızlı bir şekilde arabama binip onu takip etmeye başladım. Birkaç dakika sonra arabası görüş alanıma girmeyi başardı.
"Nereye gidiyor bu, evi ters tarafta kaldı!"
Arabanın gazına biraz daha yüklenip tam arkasına geldiğimde elimi kornaya koydum ve çekmeden bastım.
Ben kornaya basmaya devam ederken yan koltuktaki çantama uzanıp içinden telefonumu çıkararak bay meymenetsiz yazılı isme tıklayıp aramaya başladım.
Ama açmıyordu. O açmadıkça sinirlerim hatsafaya çıkıyordu. Tekrar tekrar aradım, hatta tehlikeli olmasına rağmen elimi direksiyondan çekip mesaj attım ama nafile bakmıyordu. Biraz daha hızlandım. Ben hızlandıkça Agâh'ta hızlanıyordu.
"Şerefsiz resmen oyun oynuyor benimle, ama ben sana gösteririm!"
Hızımı daha çok arttırarak arabasına yetişmeyi başardım. Arabasının sol tarafına hafif sürterek ilerlemeye devam ettim. Bir anda camı açıp konuşmaya başlayınca suratımda zafer gülümsemesi vardı resmen.
"Ne yapıyorsun delirdin mi kızım, kaza yapacaksın!"
Şu halde bile beni düşünüyor aptal! Sanki kaza yapacak olan tek kişi benim.
"Delirdim evet, deli ettin beni! Dinlemeden gitmek ne demek ya ergen misin sen!"
"Duyacaklarımı duydum ben, senin açıklama yapmana gerek kalmadı!"
Şu anda 10 yaşındaki çocuk gibi davrandığı'nın farkında mı acaba!
"Ergen gibi trip atıp gitmeseydin, duyduklarının doğru olmadığını anlardın Agâh, durdur şu arabayı da düzgünce konuşalım!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEYUS
RomanceKiraz Sayel 25 yaşında, Aşka kapılarını kapatan genç bir kızdı... Agâh Celikan 30 yaşında, bu zamana kadar kalbinin kapılarını kimseye açmamış, sevgiyi az da olsa kitap ve filmler de görüp, tatmış bir adamdı... ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ "Hani kız...