Bölüm 15

444 19 11
                                    

Hayatımın bir anda değişmesini istemezdim. Değişen hayatıma yeni kişiler giriyorsa ve giren kişi de beni kendi hayatında istemiyorsa hayatımın değişmesini hiç mi hiç istemezdim.

Berdeli kabul ettikten sonra neler oldu dediğinizi duyar gibiyim!

Berdeli kabul ettiğim de iki kişi hariç diğer herkes sevinmişti. Bu sevinçlerini kızlarını ölümden kurtardığım için olduğunu varsaydım.

Kabul etmeyen kişiler arasında olan Diyar Ateşoğlu silahın kabzası ile vurduğum kanayan burnunu tutarak berdeli kabul etmediğini ve Arjin'i kendi kadını yapacağını söylediği zaman Agâh'tan çok güzel bir dayak yemişti.

Agâh'ın elinden zorla da olsa alınan diyar ağa ve korumalarıyla birlikte Hamit ağa hariç diğer ağalar da gittiler. Bende halamı ve Aziz'i alarak gitmeyi planlıyordum. Ama sadece planlamakta kaldı.

Celikan ailesi bu evlilik meselesini konuşarak halletmek için akşam yemeğine kalmamız için döktükleri diller sonucu halamın zoruyla kabul etmiş bulundum.

Şimdi ne mi yapıyordum?
Nefesim daraldı bahanesiyle konağın arka bahçesinden ormana açılan yolda boş boş yürüyorum.

'kaybolduğunda nefesinin daralmasını gösteririm ben sana!'

Etrafta korumalar var farkındaysan kaybolsak bile yardım ederler bize.

'Ben neden göremiyorum o korumaları!'

Ne demek göremiyorum.

İç sesimin dedikleriyle etrafıma göz atmaya başladım. Gerçektende kimse yok!

'Bravo ayakta alkışlıyorum şuan seni! Geri dön hava zaten kararmaya başladı.'

Tamam sakin olalım ve geri dönelim!

'Etrafına bakınmayı kes ve şu lânet olası konağa geri dön!'

Ya sus senin yüzünden iyice stres oluyorum!

'Kirazcığım hava kararıyor ve ben karanlık sevmiyorum. Aklını kullanıp telefonun flaşını aç ve eve geri dön!'

Sanki ben karanlığı seviyorum. Tee Allah'ım!

Telefonun flaşını açarak etrafıma bakmaya başladım. Daha 5 dakika önce korumalar buradaydı ne ara gözden kayboldular anlamadım.

Tam yürümek için harekete geçmiştim ki çalan telefon sesiyle olduğum yerde donakaldım.

'Kiraz bu senin telefon melodin değil!'

İçimde oluşan anlamsız korku ile etrafıma bakmaya başladım. Az ileride olan ağacın gövdesine yaslanmış bir silüet görünce atacağım çığlığı geri yuttum. Bir erkek silüeti gibi duruyordu ama tam emin değildim.

'Erkek zaten salak korkudan karşısındaki kişiyi de göremiyor... Kendimi şuan alacakaranlıkta gibi hissediyorum. Tövbe tövbe!'

Derin bir nefes alarak konuşmaya başladım.

"Kim var orada?"

'Aynen Kiraz adam da sana kim olduğunu söyleyecekti zaten.'

İç sesime göz devirirken ağaca yaslı olan adam bana doğru yürümeye başlayınca ben korkudan mal gibi olduğum yerde kalmıştım.

'Salaak salaak! Telefonun flaşını tutsana adamın yüzüne kim olduğunu görürsün zaten, ben mi öğreteyim bunu da sana!'

İç sesimin dediğini yaparak telefonu kaldırıp bana doğru gelen adamın suratına tuttum. Suratına vuran flaş ile elleriyle yüzünü kapattı.

Birkaç dakika kim olduğunu anlamsamda dikkatli bakınca bu kişinin Agâh olduğunu anladım.

MEYUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin