Not: Daha önce Vegas'ta bulunmadım bu yüzden tasvir edilen Vegas bu dünyadan bir Vegas değildir sksmsks Tşkler
OYLAR VERİLDİYSE VE YORUMLAR HAZIRSA;
Keyifli Okumalar 💖
🌌🌌
"Simge."
Uykunun en tatlı yerinde birisi size soru sorardı ama bunu algılasanız dahi cevap vermek istemezdiniz ya, tam olarak onu yaşıyordum. Sanki ağzımdan bir kelime çıksa bir daha o huzuru hissedemeyecektim o yüzden cevap olarak sadece, "Hm," diye bir ses çıkarttım. Bir karşılığı var mıydı, benden istenilen cevap mıydı yoksa neye demiştim bilmiyorum ancak bir cevap vermiştim işte.
"Ne yapacağız senin bu dik başlılığını?"
Üzerimde gezinen ellerin sahibi hayalet dokunuşlarıyla bacaklarımı düzeltip beni kucağına aldı. İtiraz etmek istiyordum ama tek yaptığım o kucağa daha iyi yerleşmekti çünkü içten içe kim olduğunu da ne yapmaya çalıştığını da gayet iyi biliyordum. Arafta kalmış halime huzuru verdim ve uykunun derinliklerinde kayboldum.
Sırtımdan yukarı tırmanan soğuk hissine yabancı değildim. Çoğu gece deli gibi tepindiğim yatakta sırtımı açıp pencereye döndüğüm için bu his benim vazgeçilmez uyanma rutinlerimden birine dönüşmüştü zamanla. Ancak şimdi bana baş ağrısıyla gelen bu histe bir farklılık, yabancılık vardı.
Susuzluk hissiyle yutkunup gözlerimi açtığımda güneş beni kör etmek istercesine bakış açıma hücum etti. Kendimi hemen sırt üstü atıp inlerken çok ışıklı odaya alışmaya çalışarak etrafta göz gezdirdim. Sere serpe yatmıştım. Öyle ki elbisenin göğüs kısmı dağılmış, frikiğe müsait bir hale gelmişti. Yetmezmiş gibi bacaklarımın yarısını örten kumaşı yukarı çıkmış ve buruş buruş olmuştu. Yerimden doğrulup saçlarımı kaşırken üstümdeki ince pikeyi çıplak ayaklarımla ittirdim. Odama nasıl geldiğimi hatırlamıyordum en son hatırladığım kapının önünde çöküp kaldığımdı.
Tam dizlerimin üzerinde doğrulup elimi telefonumu almak için uzatırken suyun duvara çarpma sesinin kesilmesiyle donakaldım. Uyandığımdan beri odayı dolduran sesi kesilene kadar fark etmemiştim. Duruşumu düzeltirken hemen yatağın yanına baktım. Bozuktu ama bunu ben yapmış olmalıydım. Burası benim odam mıydı? Geceyi düşünmeye çalıştım. Kartım Eylül'de kaldığı için odama girememiştim. O anki duygu durumum da ne aşağıdan istememe ne de arayıp haber vermeye el vermişti. Ağlanırken kapının önünde uyuyakalmış olmalıydım.
Kahramanımın kim olduğunu sorgulamadım bile.
Bir oraya bir buraya dönen kafam yüzünden kırbaç gibi suratıma vuran saçlarımı hışımla geri ittirip yataktan kalkmaya çalıştım. Aynı anda birçok şey oldu; ayaklarım top halinde tekmelediğim pikeye takılırken düşme tehlikesi yaşadım. Bu da yetmezmiş gibi tam o anda banyonun kapısı açıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızların Buluştuğu Gece
General FictionYukarıda dolunay parlak ışığıyla bedenlerimizi kutsarken yanımda oturan adamın sözlerini dinliyordum. "Çoban ve dokumacı kız birbirlerinden ayrı düşmüş. Yılda bir kez görüşmelerine izin veriliyormuş. Bu geceye Yıldızların Buluştuğu Gece demişler,"...