Geçen bölüm oy atan ve yorum yapan herkese teşekkür ederimKeyifli okumalar 💜
🌌🌌
Tanıdığım bir çok şanslı insanın hayatında mutsuz olmak diye bir seçenek yoktu. İşler yolunda gitmediğinde, hoşlanmayacaklarından kesinlikle emin olduğum durumlar meydana geldiğinde ya da anlık aksiliklerde etrafa yaydıkları pozitifliklerle bunu şansa çevirdiklerini her zaman düşünmüşümdür.
Ama soruyorum şimdi size, tam burada ilgi duyduğum adam bana böyle bakarken kafamın içinde yankılanan babamın sesi de neyin nesi?
Kafamdan aşağı düşen damlalar bu sefer aklımı başıma getirirken hiç beklemediğim bir hızla arkama döndüm. Öyle ki boynumdan çıkan ses ve yakıcı his bir an nerede olduğumu şaşırttı bana.
"Baba?"
"Ve komşu çocuk," diye mırıldandı Yaman hemen arkamdan. Bırak şimdi komşu çocuğu babam bizi öyle gördü, demek istiyordum ama tek yaptığım sırtımı Yaman'ın göğsüne yaslayıp güç almaya çalışmak oldu. Neyse ki elini sırtıma götürüp beni tuttu. Yoksa gerçekten bacaklarım beni bugün taşımaktan vazgeçecekti.
Nasıl bir ortamın içine düşmüştüm böyle? Evimiz birkaç adım ötedeydi; sokağın ortasında Yaman ile öylece birbirimize yaslanmış dikiliyorduk ve babam bizi görmüştü. Bunlar yetmiyormuş gibi Ekin, apartman kapısından yeni çıkmış halde bana seslenmişti.
Ölmek için ne de güzel bir gün.
"Aa merhaba," diye öne atılan Ekin ile birlikte ben de Yaman'dan uzaklaşıp babamın yanına ışınlandım. Görmemesi için elbette geç kalmıştım ama manzarayı aklından ne kadar çabuk silerse o kadar iyiydi. Telaşla soluğu yanında aldığımda Ekin gülen yüzüyle babama boştaki elini uzatmıştı.
Babamın şemsiyesinin altında yerimi alıp koluna girdim. Bana izin verirken tek bir bakışla yalnız kaldığımızda konuşacağımız şeyler olduğunu haykırdı resmen.
"Binaya yeni taşındım ben, adım Ekin. Alt katınızda kalıyorum."
"Hoş geldin evladım. Cemal ben de."
Şu anda dikkatini çekmek büyük bir yanlış olacağından sessizce yerime sinip tanışmalarını izledim. Sanki yanlışlıkla derin bir nefes dahi alsam babam bana hesap sormaya başlayacak gibi hissediyordum. Gerginlikten ağzım kurumuştu.
"İyi akşamlar efendim! Yaman ben de. Uzun zamandır sizinle tanışmak istiyordum ama kısmet bugüneymiş."
Babamın elini Ekin'in elinden kopararak çekip el sıkışmaya zorlarken adeta bir çizgi film karakteri gibi Yaman'a bakakaldım; gözlerim ve dudaklarım kocaman açılmış aklım ise çalışmaz hale gelmişti. Kolumun altındaki beden gerim gerim gerilirken araya girmem gerektiğinin farkındaydım.
"Babacığım Yaman'ı biliyorsun," diye açıkladım ama çalışma azmi gösteren son beyin hücrem de bu açıklamayı görünce uzaklaştı.
"Memnun oldum," dedi aksi aksi. Dili başka şeyler söylese de ima ettiğinin bu olmadığını bizden saklamaya çalışmadı.
Ama ne biliyor musunuz? Yaman beni her zamanki gibi şaşırtmadı ve mutlu mutlu gülümsedi. "Ben de çok memnun oldum efendim." Gerçekten babamın memnuniyet içinde olduğunu düşünüyor olmalıydı. Yağmurda donuna kadar ıslanmıştı ve köpek yavrusundan halliceydi ama yine de mutluydu.
Ah Yaman. Ne hakkın var ki babamın karşısında içimi eritmeye?
"Biz de geçen akşam tanışma fırsatı bulamamıştık," diyerek araya girdi Ekin. Kalbim bir kez daha korkuyla çarparken boğazımı temizledim. Ağzından çıkacak her söz babamın karşısında beni yerin dibine sokacak diye korkuyla bekliyordum. Çaktırmadan babama bakarken onun da bakışlarının bana döndüğünü görüp gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızların Buluştuğu Gece
Fiksi UmumYukarıda dolunay parlak ışığıyla bedenlerimizi kutsarken yanımda oturan adamın sözlerini dinliyordum. "Çoban ve dokumacı kız birbirlerinden ayrı düşmüş. Yılda bir kez görüşmelerine izin veriliyormuş. Bu geceye Yıldızların Buluştuğu Gece demişler,"...