evet doğru görüyorsunuz
biz geldiiik 😭😭🧚🏻♀️🧚🏻♀️
sadece şunu söylemek istiyorum, bilin ki bu bölümü yazmak tam olarak 7-8 ayımı aldı... hayatımda neler olup bittiğini anlatsam roman olur (aslında hiçbir şey ama gelin bir de mentalime sorun bunu)
o yüzden yazmaya zorunlu bir ara vermiştim. eylülde bir sınavım var YİNE ve çok iyi geçmesi şu anda istediğim tek şey böylelikle hayatım bir düzene girecek ve bomba gibi döneceğim diye umuyorum
aynı zamanda umarım burada olan, bizi bekleyen birileri kalmıştır :') hepinizden özür diliyorum, sizi çooook özlediğimi söylüyorum ve bölümle baş başa bırakıyorum
🌌
Bütün duvarlarımın yıkılışı sadece birkaç dakika sürmüştü.
Ne fiziksel ne de zihinsel olarak kendimde değildim. Olduğum yere bayılıp battaniyenin içine gömüldüğümü ve ağlayarak babama Yaman'ı araması için yalvardığımı hatırlıyordum sadece. Ne kadar süre geçti, Yaman ne zaman geldi takip edemedim ama yanı başımda yere çökmüş bedenini ve saçlarımı okşayan elini hissettiğimde gözlerimi açmadan, kafama kadar çektiğim örtünün altından çıkmayı dahi reddederek boştaki eline sarıldım sıkı sıkı.
Beni dışarıdaki canavarlardan koruması için sığınıvermiştim bu battaniyeye.
"Güzelim?" Nefesi açıkta kalan alnıma çarptı. Sesi yumuşacıktı. Tüm yaşananlardan sonra şefkatli kollarına sığınmaktı tek yapmak istediğim. "İyi misin bir tanem?"
Kafamı iki yana salladım. Çocuk gibi nazlanıyordum ama gerçekten ilgisine öyle muhtaçtım ki utancımı sonraya saklamayı seçtim. "Anlatmak ister misin?"
Kupkuru dudaklarımı aralayıp yanan boğazıma rağmen mırıldandım. "Eve gitmek istiyorum."
"Tamam," dedi duraksamadan. Parmak uçları kafa derime nazikçe masaj yaparken sesi bir ninniyi andırıyordu. "Biraz dinlen. Sonra birlikte evimize gidelim olur mu?"
Usul usul kafamı sallayıp iyice sokuldum tutunduğum eline. Zihnim öyle yorgundu ki karanlığa gömüldüğüm an sesler anında kesildi. Sanki onun gelmesini beklemiş de öylece rahatlamışım gibiydi.
Saatler sonra yatağımda uyandım. Son iki günün bir rüya olduğunu düşünürken içeriden babam ve Yaman'ın seslerini duymak beni haksız çıkarttı. Sesleri yalnızca gürültüden ibaretti, ne söylediklerini anlayamıyordum ama varlıklarının farkında olmak dahi hem kaçıp saklanmak hem de koşup kollarına sığınmak istememe sebep oluyordu. Ölü ağırlığındaki yorgana iyice sarınmadan önce gece lambamı açtım. Anında gözlerimi alan sarı ışıkla birlikte yastığıma gömülürken kendime bu ruh halini taşımak için son izin verişimdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızların Buluştuğu Gece
General FictionYukarıda dolunay parlak ışığıyla bedenlerimizi kutsarken yanımda oturan adamın sözlerini dinliyordum. "Çoban ve dokumacı kız birbirlerinden ayrı düşmüş. Yılda bir kez görüşmelerine izin veriliyormuş. Bu geceye Yıldızların Buluştuğu Gece demişler,"...