| 28 |

1.5K 163 123
                                    


Herkese merhaba canlarım

Nasılsınız?

Söylemek istediğim çok şey olsa da, inanın dile getirip yazamıyorum. Çok zor günlerden geçerken, içimin burkulmadığı, gözlerimin dolmadığı bir an neredeyse yok. Hepimizin başı sağ olsun...

Bu süreçte sizlere ulaşabileceğim bir yerin olmaması da çok üzdü beni. Bazı okuyucularımla iletişim kurabilsem de ismini, hesabını bilmediğim birçok hayalet okuyucum olduğu için neler yaptığınızı, nerede olduğunuzu bilememek aklımı sizde bıraktı.

Umarım iyisinizdir, umarım aileniz de siz de sağlıklı ve güvendesinizdir.

Bu pasajda konuşup, dertleşebiliriz. İsterseniz bana özelden de ulaşabilirsiniz. Unutmayın, her daim sizin için buradayım ve olacağım 🤍

Bu bölüm umarım sizlere iyi gelir 🤍

🌌🌌


Aynada göz göze geldiğim yorgun beden bezmiş hareketleriyle dişlerini fırçalamakla meşguldü. Kaç dakikadır bu işleme devam ettiğimi sayamamıştım ve kafamı hareket ettirmek dahi acı verirken kendime bunu neden yaptığım muammaydı. En sonunda fırçamı yıkayıp ağzımdaki köpükleri defettikten sonra saçlarımı yukarıdan toplayıp yüzümü yıkadım.

Gözaltlarım morarmış, kafamın içi davul çalıyormuş gibi çınlıyorken yetmezmiş gibi bütün bedenim ağrıyordu.

Ayaklarımı sürüyerek yatağa geri döndüm ve yorganımın altına girdim. Saatler on biri gösterirken, güneş en yüksekteki yerini kazanmaya hazırlanıyordu. Önlemimi baştan alıp bütün güneşlikleri tek bir ışık girmeyecek şekilde kapatmıştım.

Mutlulukla kıvrıldım yorganımın altına.

Sıcacık, huzur dolu ve sonsuz bir dinlenmeden uyandığımda etraf daha da kararmıştı. İnsan tırnak uçlarına kadar yorgun hissedebilir miydi? Ben tam olarak o yorgunluğun en dibine batmıştım. Kolumu kaldırıp başucumdaki telefonuma uzanmaya çalışırken kapımdan yükselen seslerle kendimi yataktan attım.

Sabah her tarafım buz tutmuş bir halde uyandıktan sonra zorla duş almış ve şortlu pijamamı üstüme geçirebilmiştim. Saçlarım hala nemli, vücudum ise hala sersemdi. Bir yerlerden tutunarak kapıya ulaşmaya çalışırken kapım pat diye açıldı ve koridorun bütün ışığı odaya doldu.

Gözlerimi acıyla kıstım.

"Teşekkür ederim," dedi bana oldukça tanıdık gelen ses. Birkaç aceleci hışırtıdan sonra kapının önünde Yaman belirdi. Işıktan rahatsız olmuş gözlerimle bir süre yüzüne odaklanmaya çalıştım.

"Neredesin sen?" Gür sesi ve şaşkın bakışlarına karşılık tek yapabildiğim gözlerimi kırpıştırmak oldu. Yüzünde endişeli bir bakış vardı.

"Ne oldu," dedim sersem sersem.

Sinirle ellerini saçlarından geçirdiğinde yutkundum. Burnundan alıp verdiği gürültülü nefesle beni boğmaya çalışıyordu sanki. "Sabahtan beri seni arıyorum! Kızların senden haberi yok, kapına geliyorum açmıyorsun. Delirdim meraktan Simge!"

Yıldızların Buluştuğu GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin