Bucky'yle hastanede geçirdiğim bir haftanın sonuna gelmiştim.
Hafta boyunca minimum iletişim halindeydik. İçimden gitmesini söylemek geçse de yanımdan ayrılmasını da hiç istemiyordum. Kırgın olabilirim ama bu ona ihtiyacım olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Bu yüzden doktora yalan söyleyerek yatma süremi uzatmıştım. Normalde 3. gün çıkış vereceklerdi ama ben ağlaya sızlaya bir haftaya uzatmıştım.
O küçücük koltukta sıkış tepiş uyumasını izlemek içimdeki siniri de biraz da olsa yatıştırmıştı. Eğer kırıklarını toplamama izin verseydi beraber uyuyabilirdik... O kaybetti. Hiç üzülmeyeceğim. Yani şuan değil.
Omuzumdaki sargıyı çıkartmışlardı ama onun yerini kol askısı almıştı. Ev içinde çıkarma izni alabilmiştim. Ani hareketler hâlâ yasaktı ama. Benim için bu kural çok zorlu geçecek gibiydi.
"Teşekkürler."
Sessiz araba yolculuğu sonrasında evin önünde duran arabayla sakince konuştum.
"Nereye?"
Kapıyı açmak için yeltenirken Bucky tarafından durduruldum. Kolumdaki eline baktıktan sonra bakışlarımı yüzüne çıkardım. Sorgular bakışlarına anlam veremedim.
"Evime?"
"Park edeceğim. Bekle, beraber gidelim."
Elini çekerek önüne dönerken kaşlarımı kaldırdım.
"Bu hafta yardımın için çok teşekkürler ama bundan sonrasını kendim halledebilirim."
Ciddi bir şekilde konuşurken bakışları bana döndü. Benden ne bekliyordu bilmiyorum. Birlikte olmamız yanlış geliyorsa daha fazla hayatıma dahil olamazdı.
"Böyle mi olacak yani?"
Sert ve duygusuz gözleri beni gererken sakin kalmak için çabaladım.
"Sen ne olmasını bekliyordun?"
Sahte bir merakla konuşurken dudakları arasından sinirli bir soluk çıktı. Camdan dışarıya bakarken kasılmış çenesini görebiliyordum. Derin bir nefes alırken ters bir şey söylememek için kendimi kasıyordum.
"Çok bile yaptın Bucky. Gerçekten teşekkür ederim. Yarın zaten işe başlayacağım bu yüzden-"
"Sen kafayı mı yedin?"
İşe başlayacağımı duymasıyla hızla bana dönerken duygusuz gözleri sinirle doldu. Onun gergin duruşuna karşı gayet sakin duruyordum.
"İyi günler Bucky."
Bunu tabii ki onunla tartışmayacağım. Açtığım kapıyla birlikte üzerime bir gölge düşerken elimin üstünde hissettiğim elle, açtığım kapının kapanması bir oldu. Bucky kapıyı kapattıktan sonra bütün kapıları kilitlerken beklemediğim çıkışla şaşkınca bakıyordum.
Hoş geldin dengesiz Bucky.
Bir eli koltuğumun omuz kısmını tutarken diğer eli torpido tarafına yaslı bir şekilde duruyordu. İri cüssesiyle birlikte sinirli bakışları ve solukları gererken sertçe yutkundum.
"Ne istiyorsun Bucky?"
Yakınlık yüzünden kendime gelmem zor olurken sırtımı kapıya döndürerek biraz da olsa etki alanından çıkmayı hedeflemiştim.
"Bu halde eğitim veremezsin Y/N."
Yine başladık. Ben mi kendimi anlatamıyorum yoksa onlar mı anlamak istemiyordu bilmiyorum. Doktorumla da konuştum sol tarafımı kullanmadıktan ve kendimi zorlamadıktan sonra bir problem olmadığını söyledi... Tamam bu aslında yapmamalısın demenin farklı bir yolu olabilir ama problem olmadığını söylediği için cümlenin geri kalanı umurumda değil.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Man Down//Bucky Barnes×Y/N
Fanfiction"Ben hallediyordum." "Uzaktan pekte öyle gözükmüyordu. Ne o? Serumun mu azaldı?" Alayla konuşurken karşısındaki adama sert bir yumruk atıp bir kaç metre sürüklenmesine neden olmuştu. Adam yerde kıvranırken anlık bana bakıp diğer adamlarla ilgilenmey...