39

669 48 112
                                    

Tony'den

"Ne durumda?"

"Yemiyor, konuşmuyor, yüzümüze bile bakmıyor. Tüm gün köşede böyle oturuyor."

Yelena'yı sinirle cevaplarken bakışlarımı kollarını dizlerine dolayıp başını da dizlerine gömmüş olan Y/N'dan çekip geriye yaslandım.

Y/N'nın bu durumu canımı çok sıkıyordu ama haksız olduğunu da söyleyemem. İçinde neler yaşadığını tahmin edebiliyorum. Zorlandığının farkındayım. Hafızası tam gelmediği için çok fazla kafa karışıklılığı vardı ama buna rağmen bulunduğu konumun da farkındaydı.

Kendini cezalandırıyordu. Bende bunun farkındayım.

Arkadaşlarına zarar verdiği için kendini cezalandırıyordu.

Bu gerçekten ama gerçekten canımı sıkıyordu.

"Onu daha fazla orada tutamayız farkındasın değil mi?"

"Buraya beni darlamaya mı geldin?!"

Bende farkındayım zaten. Sadece gözetim altında kendine gelmesini bekliyordum. Kendisi tehlikeli değildi. Başkaları için öyleydi ama kendisine... Mental durumu beni endişelendirdiği için gözümün önünden ayrılmasını hiç istemiyordum.

Bay Barnes'a bir söz vermiştik bir kere...

"Hey! Ben sadece hatırlatıyorum. Dedikoduların yayılmasını istemeyiz."

Derin bir nefes alırken sakin olmam gerektiğini kendime hatırlattım.

Ama sakin olmam için bir sebep yoktu ki!

"Uydurduğunuz hikayeye inanmış gibi yapıyorlar sadece. Medyayı bir şekilde engelledik ama hükümet bu işin peşini bırakmış değil. Bu şekilde hapsederek şansımızı zorluyoruz."

Yelena çok net bir şekilde farkında olduğum şeyleri tekrarlarken ağrıyan başıma parmaklarımla mesaj yapıyordum.

"Biliyorum. Biliyorum ama ona bak Yelena." Elimle ekranı işaret ederken devam ettim. "Üstü başı kan içinde. Tedaviye bile izin vermedi. Gerçek anlamda hareket etmiyor. Uyuduğundan bile şüpheliyim. Bu halde nasıl bırakmamı beklersin?"

Boğazında ki morluklar, yüzündeki yaralar ve en önemlisi omzundaki kurşun yarası... İltihap kapmasından korkuyordum. Ki bunlar gözüken şeyler. İçindeki yaralar...

Derin bir nefes verdim.

"Kimseye zarar vereceği yok Tony. Aklının yerinde olduğuna eminim, korkma."

Ne?

Bunun için mi tuttuğumu düşünüyor gerçekten?

"Şaka mısın?" Düşündüğü şeye inanamıyorum. "Onun için endişeleniyorum Yelena. Kendisine zarar verecek diye korkuyorum. Onu ne hâlde aldığımı bir ben biliyorum. Tamamen pes etmişti. Rumlow'un kendisini öldürmesini bekliyordu." Nefes almadan cümlelerimi art arda sıralarken görüntüsü gözümün önünden gitmiyordu.

Y/N benimde arkadaşımdı. Sizin gibi saçma yarışlara girmiyor olmam onu düşünmediğim anlamına gelmiyordu.

Yelena bakışlarını kaçırıp ekrandaki Y/N'ye odaklanırken bende arkama yaslandım.

Bütün bunların bitmesine seviniyordum. Ama böyle olmasını hayal etmemiştim.

Kendimi suçlu hissetmekten alı koyamıyorum. Bu teklifi ben sundum. Belki bu şekilde çözülmesine gerek yoktu. Keşke biraz daha düşünüp farklı çözümler bulsaydım. Yapabilirdim çünkü biliyorum. Kurduğu düzeni mahvettim. Hayallerini de öyle. Geldiğimiz hâle bak şimdi... Bruce uyuşturucular yüzünden sağlıklı düşünemezken Clint ve Romanoff hayata tutunmaya çalışıyordu. Bucky'nin kemiğini parçalayan kurşun yüzünden bir süre yatağa bağlı yaşayacak ve Peter şahit oldukları yüzünden tamamen içine kapanmıştı. Onun da kendini suçladığının farkındayım. Onunla bir alakası olmasa da. Fiziksel olarak ne kadar berbat bir haldeysek iç dünyamız on katı beter haldeydi.

Man Down//Bucky Barnes×Y/NHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin