🥘22.Bölüm💙🎶

491 15 0
                                    

"Bunu da alalım mı?" Gösterdiği şeye bakar bakmaz yok artık dedim sessizce.

"Baran sen iyi misin? Onu ancak 14-15 yaşında giyer çocuk." Hevesi azalmış olmalı ki elindeki bluzu yerine koydu. Kaşlarını çatarken huysuzlanır gibi oldu.

"Ne olacak ki? Dursun 14-15 yaşında giyer." Küçük çocuk gibi mızmızlanmasına gülmeden edemedim. Yeni doğan bebekler için olan küçük kıyafetlere bakıyordum. Küçük ve peluş boleroyu gördüğümde hızla Barana gösterdim. "Baksana çok tatlı." Elimden alırken gözlerinin parladığını görmüştüm.

"Doksanlar ve seksenlerde yaşasaydık iyi olurdu." Kaşlarını kaldırarak gıcık bir yüz ifadesiyle geri uzattı bana. Aslında kendi de beğenmişti. Az önce uzattığı bluz büyük almayalım dedim diye böyle söylediğine emindim.

"Ama güzel. Sonuç olarak çocuğun yaşı. Her şeye mızmızlanma ayrıca. Ben bir kız çocuğuna bakmayı düşünüyordum. İkinizi birlikte mi büyüteyim?" Dediğimde kıkırdamıştı. İşine gelir tabi senin de. Bende ister istemez gülerken biraz daha baktık kıyafetlere, oyuncaklara, bebeğe dair her şeye...

Aldığım her şeyi arabaya doldurdum. Karnımdan gelen sesler ile acıktığımı anlamam çok sürmemişti.. "Yemek yiyelim mi?" Dediğimde şaşkınlıkla baktı en başında. Sonra ona söylediğimi anladığında onaylamıştı ve yakınlarda bir restorana gelmiştik.

Siparişleri verirken elini çenesine yaslayıp bana bakmaya başladı. "Ne oldu? Neye bakıyorsun?" 

"Eskiden elimi yüzüme yaşlar dakikalarca seni izlerdim. Şimdi bakıyorum da çok özlemişim o günleri. Çehrenin her karışını ezbere bilmeyi..."

O günler aklıma geldiğinde istemsizce yüzümde bir tebessüm oluşmuştu. "Bende utanır başka şeylerle ilgilenirdim." Saçımı kulağımın arkasına yerleştirdim. Masadaki şeylerin dizaynını incelemeye başladım.

"Şuan yaptığın gibi." Dediğinde başımı kaldırmış ve ona bakmıştım. "Ne? Hayır utanmadım." Güldüğünde kirli sakallarının arasında belirginleşen yüz çizgileri ona ayrı bir güzellik katardı. Parmaklarımı o çizgilerin üzerinde gezdirirdim.

"Ben seni çok özledim. Seninle geçen her anımı çok özledim."

Keşke zamanı geriye alabilseydik. Bu kadar büyük şeyler yaşanmasaydı. Keşke seni hemen affetmem kolay olsaydı. Keşke aramızdaki o güven bağı yeniden örülseydi.

Gelen siparişler ile bakışlarımı yemeğime çevirdim. Biraz daha ona baksaydım dayanamazdım. Kendimi biliyordum.

Çatal ile yemeğimi didiklemeye başladım. Ofladım.

Aklımdan geçen binlerce şeyden sonra kafamı kaldırdım ve ona döndüm.

"Peki." Dedim sadece. Ne dediğimi anlamamıştı ve devamını getirmemi bekliyordu.

"Farkındayım. İkimiz çok hatalar yaptık. Birbirimizin kalbini çok kırdık. Belki bunların geri dönüşü yok. En iyisi yeni bir başlangıç."

Yüzü aydınlanırken mutlu olduğu belliydi.

"İlk defa tanışıyormuş gibi." Dediğinde onu onayladım. "Belki bu bize iyi gelir."

*

Çocuk gibi oyun oynuyorduk belki ama denemekten zarar gelmezdi. İlk kez tanışmış gibi yapmıştık. İlk kez yemek yiyormuş gibi ilk kez sinemaya gitmiş gibi. Her şeye en baştan başlamıştık.

Şimdilik başarılıydık. Şimdilik sorunları yavaş yavaş çözüyorduk.

Aradan geçen ayların, günlerin sonunda bebeğimiz tam altı aylık olmuştu. Ailesiyle görüşmüştü ve buraya taşınmıştı. Birlikte burada yaşıyorduk. İki haftada bir onların yanına gidip haftasonları kalıp geliyordu. Lokantanın yarısını devralmıştı. Artık ortaktık. Bunun sebebi ise geçtiğimiz birkaç ay lokanta kötü durumdaydı. Batmak üzere olduğumuz için yarısını almıştı. Bende ondan aldığım para ile borçları yatırmıştım. Şimdi ise çalışamıyordum. Karnım yeterince büyüdüğü için çok bir işi de beceremiyordum.

𝚂𝚊𝚍𝚊𝚔𝚊𝚝𝚒𝚗 𝚁𝚎𝚗𝚐𝚒 𝙼𝚊𝚟𝚒 (Renkler Serisi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin