Hemdem ~ Can ~ 2.Bölüm

12.3K 1K 518
                                    

Merhaba, bölüm çok uzun olduğundan ikiye bölmek zorunda kaldım. Yarı Finali 18.Bölümde okuyacağız.

Bölümün diğer yarısını da tamamladığımda paylaşacağım. Keyifle okumanız dileğiyle.

Oy verdiyseniz ve bol bol yorum yapmaya hazırsanız. Hadi başlayalım.

###

Kalbinin üstündeki eli tutup usulca öptükten sonra kadının kulağına yaklaşmış,

"Kalbini sana sağ salim getirir, bana ait olduğuna inandığım kalbini de alırım." Deyip önce şakağına, sonra saçlarına, ardından da alnına üç küçük öpücük daha bırakmış ve gitmişti.

Tabii merdivenlerden inip gözden kaybolmadan önce Nazenin'i bir güzel süzmeyi ve

"Eve gir. Kimsenin seni bu güzellikle görmesini istemiyorum." Diyerek göz kırpmayı da ihmal etmemişti. Son sözleriyle kıpkırmızı kesilen Nazenin geceliğine bakıp hızla evine girdi. Yarım yamalak gülüyorsa da içinde kocaman bir boşluk hissi vardı. Endişe yüreğinin içine sızmış resmen kemiriyordu. Birkaç dakika sonra arayan Albay'ın da anlattıkları içindeki endişeye hiç yardımcı olmamıştı.

"Birkaç sınır köyünde kaçakçı çeteleri ve vatandaşlar silahlı çatışmaya girmiş. Hayatını kaybedenler ve ağır yaralılar var."

Aldıkları bu haberle Cihan ve Seyfettin de şehirden ayrılmamıştı. Geceyi uyanık geçiren Nazenin daha gün ağarırken hazırlanmış ve evinden çıkmıştı ki merdivenleri hızla çıkan bir teğmen kendisine selam verdi.

"Günaydın Sayın Valim."

"Günaydın. Bir şey mi oldu? Nedir bu telaşınız?" Teğmen bir soluk alıp

"Metehan komutanım göreve gitmeden önce bunu size vermemi emretti." Derken elinde sıkıca tuttuğu anahtarı uzatmıştı. Anahtara şaşkın şaşkın bakan Nazenin ne yapacağını bilemeyerek öylece kalırken, Teğmen elini cebine atıp bir kâğıt çıkardı.

"Bunu da vermemi istedi." Teğmenin karşısında kızarmamak için anahtarı ve not kâğıdını hızlıca alıp çantasına attı. Evinin anahtarını kendisine emanet etmesinin altındaki anlamı düşündükçe kalbinin atışı hızlanıyordu sanki. Ancak şu an bu heyecanı, duygusallığı yaşayacağı bir an değildi. Farkındaydı.

"Teşekkür ederim. Zahmet oldu."

"Görevimi yaptım." Deyip başıyla bir kez daha selam veren genç adama belli belirsiz tebessüm edip merdivenlere yöneldi. O önde, teğmen arkada dışarı çıktılar.

"Tekrar teşekkür ederim Teğmen. İyi günler." Diyerek aracına geçtiğinde, gözlerden uzak olmanın rahatlamasıyla derin bir soluk aldı. Emre ve Levent'in araca binmesiyle hareket edip Valilik binasına giderlerken eli de çantasına gidiyor, notu bir an önce okumak istiyordu. Ancak bunu yalnız kalınca yapması gerektiğini düşünerek kendine engel olmaya çalışıyordu.

Patlamadan sonrakine nazaran biraz daha toparlanmış binadan içeri girip hızlı adımlarla odasına çıkarken yanından geçen personelle ve ustalarla selamlaşmış, Rezzan Hanım'a hiç bakmadan 'Günaydın' diyerek odasına girdi. Odaya şöyle bir göz gezdirirken pencerelerin takıldığını ve etrafın temizlendiğini gördü. Gördüğünden memnun olarak soluk aldıktan sonra çantasındaki notu eline aldı.

Usul usul titreyen ellerine, kalbinin güçlü atışları eşlik ediyordu. Derin bir soluk daha alıp kâğıdı açtığında Metehan'ın el yazısını görmüştü. İnci misali sıralanmış kelimeleri sindire sindire okumaya başladı.

HEMDEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin