Hemdem ~ Bir ~ 11.Bölüm

14.8K 1.1K 466
                                    

Merhaba, hepiniz hoş geldiniz. Umarım herkes iyidir ve keyifler yerindedir. Bölüm içerisinde özellikle son kısımlarda değişiklik yaptım. Ancak siz baştan son okumayı ihmal etmeyin :)

Keyifle okumanızı diliyorum.

###

Sabah saat tam sekizde soluğu Nazenin'in kapısında alan Metehan, son kez üstüne başına bakıp kapıyı çaldı. Birkaç saniye sonra açılan kapının ardında şişme montunun içinde ufacık kalmış kadını görünce tebessüm etmeden duramadı.

"Günaydın." Derken omuzunda asılı olan çantayı alıp kendi omzuna asmıştı.

"Günaydın. Hazır mısın?"

"Tam olarak neye hazır olmam gerektiğini bilirsem..." şüphe dolu sesi ve meraklı bakışlarını gören Nazenin de gülümsedi.

"Sürpriz." evinde çıkıp kapıyı kitlemiş, vakit kaybetmeden de merdivenlere yönelmişti. Seri adımlarla basamakları inip aracına ilerlerken sabahın serinliğiyle ürperse de derin bir soluk aldı. Bugünün işten güçten ve dertten uzak bir gün olmasını diliyordu. Kendisi direksiyonun başına geçerken Metehan da çantayı arka koltuğa bırakıp yanındaki yerini almıştı. Aracı çalıştırıp park alanından geri geri çıkarken göz ucuyla yanında sessizliğini koruyan adama baktı.

"Hazır mısın komando?" Gözleri anlık olarak buluşurken

"Daima hazır." Cevabıyla gülümsedi.

"O zaman... Hadi gidelim." Her zamankinin aksine oldukça neşeli ve cıvıl cıvıl olan kadının ruh hâlini neye yorması gerektiğini bilemiyordu. Gece yaşananlar buna sebep olmuş olabilir miydi? Ya da şu an her nereye gidiyorlarsa, gittikleri yer miydi sebebi? Bilmiyordu ve epey kafası karışmıştı.

Şehir merkezinden uzaklaşıp dağ yollarının ıssızlığında ilerlemeye başladıklarında Metehan huzursuz olmuş, gerilen yüzü ise bunu belli etmişti. Elini belinin arkasına götürüp silahının kabzasını kavrayıp belinden çekti. Çok sakin ve olağan bir şey yapıyor gibi silahını yanına, bacağının altına doğru koyarken Nazenin ona bakmasa da ne yaptığının farkındaydı.

"Sanırım sürprizim seni huzursuz etti."

"Yolun ıssız olmasını sevmem." Sesi gergin ve endişeliydi. Gözünün biri yolda, biri ise daima Nazenin'in üstündeydi sanki.

"Gideceğimiz yer uzak değil. Az sonra varacağız." Diyen Nazenin ise onun aksine çok rahat görünüyordu.

"Sen uslanmazsın." Homurtulu sesine ve sözlerine gülen kadın ona dönüp

"Belki sen de bana uslu durmayı öğretirsin." Dediği anda Metehan'ın gözleri üstüne mıh gibi kitlenmişti. Gerilimin ve endişenin kol gezdiği gözleri anlık olarak rahatlayıp, yüzünde belli belirsiz tebessüm oluşurken

"Memnuniyetle..." demeden edemedi. Metehan'ın biraz olsun gevşemesiyle soluklanan Nazenin sol taraftaki tali yola döndü ve kısa süre daha ilerleyince önlerine bir göl çıktı.

"İşte geldik." Aracı park edip aşağı inmeye hazırlanırken Metehan bir ona, bir de buz tutmuş göle bakıyordu.

"Buz tutmuş göle girip zatürre olacak ve rapor alıp aylarca tatil yapacaksın. Sanırım sürpriz bu." Sözlerine kahkaha atan kadın

"Sen benim işten kaçtığımı ne zaman gördün Binbaşı?" Diyerek arabadan indi. Arka kapıyı açıp eşyalarını alırken Metehan da araçtan inmişti.

"Donmaya yemin falan mı ettin? Burası buz gibi."

"İyi ya işte, ben de buz arıyordum." Derken çantanın içinden çıkardığı buz patenlerini göstermesiyle adam bir şok daha yaşamıştı.

HEMDEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin