Hepiniz hoş geldiniz. Cumartesi günleri bölüm geliyordu ancak artık pazar günleri bölüm gelecek. Çünkü tek boş günüm pazar. Bu hafta sonu gelecek bölümü şu an paylaşmak durumunda kaldım. Çalışmaya başladığım için ve epey de yoğun olduğum için böyle bir değişikliğe gittim.
Pazar günleri saat 21.00'de görüşürüz. Aksi bir durum olursa da zaten duyurusunu yaparım.
Kendinize dikkat edin. Sağlıkla kalın. Haftaya pazar görüşmek dileğiyle.
Yorum yapmayı unutmazsanız çok sevinirim. Oy da verdiysek... Hadi başlayalım:)
###
Odasına geçtiğinde hâlâ durmak bilmiyor, düşünmeye devam ediyordu. Tarım Projesi için ilk adımı atmıştı. Şimdi sıra aklındaki diğer projeleri hayata geçirmek için adımlar atmaya gelmişti. Masasının üstünde duran telefonu eline alıp Akdağ ili Başsavcısını aramaya başladı. Telefon ikinci çalışında cevaplanırken soluk almadan konuştu.
"Sayın Başsavcım, Vali Nazenin Tuna. İyi Pazarlar. Bir saat sonra Valiliğe gelmenizi rica ediyorum. Bekliyorum."
Bir saat sonra odasının açık olan kapısında beliren Başsavcıyı karşılayan Nazenin adamın meraklı bakışlarına tebessüm ederek karşısındaki koltuğa oturmuş ve birkaç soru sormuştu.
Sorduğu soruların cevapları tam da umut ettiği gibi olunca onu uğurlayıp yine telefonuna sarıldı. Ama bu sefer aradığı kişi oldukça tanıdık bir kişiydi. Bir dost, bir kardeşti onun için.
"Sinem Savcım iyi günler. Nasılsınız?" Telefonun ardından gelen hışırtıyı duyuyordu. Muhtemelen Sinem her Pazar günü olduğu gibi yine yatağında keyif yapmakla meşguldü ve Nazenin bu keyfi bozmuştu.
"Nazo... Pardon. Sayın Valim." Diyerek hemen toparlayan arkadaşına gülmemek için dudaklarını kemirdi.
"İyiyim teşekkür ederim. Siz nasılsınız?"
"Sağ olun ben de iyiyim. Sizinle görüşürsem ve istediğim cevapları alırsam daha da iyi olacağıma şüphem yok." Dedikten saniyeler sonra kişisel telefonu çalmaya başlayan Nazenin ekrandaki ismi görünce neredeyse kahkaha atacak olmuştu. Kişisel telefonunu da diğer kulağına dayayıp
"Efendim Sinemcim." Dediği anda bir carlama sesi karşıladı kendisini.
"Nazo ne yapıyorsun ya? Pazar günü Vali olarak aramak nedir?" Kahkahasını bastırmak için dudağını kemirmeyi kesip soluklandı.
"Ben senin gibi aylak mıyım kızım! İşimin başındayım. Kes goyguyu, kapat telefonu. Diğer telefona dön." Dedikten sonraysa şahsi telefonundaki aramayı sonlandırıp hiçbir şey yokmuş gibi de resmi telefonunda konuşmayı sürdürdü.
"Cuma günü Ankara'da olacağım. Öğle molasında sizinle görüşmek istiyorum. Lütfen programınızı ona göre ayarlayın." Sinem kısa süre sessiz kalıp tedirginlikle
"Tabii ki Sayın Valim." Dediğinde gecikmeden cevap verdi.
"Cuma günü görüşürüz." Telefonu kapattıktan kısa süre sonra kişisel telefonuna gelen ileti sesini duyunca göz ucuyla ekrana bakıp
'Neler oluyor anlamadım ama hadi hayırlısı!' Mesajına gülümsedi. Derin bir iç çekip
"Hadi hayırlısı." Derken toparlanmaya başlamıştı. Günün birçoğunu burada geçirmişti ve artık eve dönüp biraz dinlenmek istiyordu. Yarın gün yeniden doğana kadar paydos verecekti.
Merdivenlerden inmeye başladığı sırada aklına gelen şeyle yüzü kaskatı kesilirken telefonunu yeniden eline aldı.
"Merhaba Figen, nasılsın?"
![](https://img.wattpad.com/cover/294279873-288-k468184.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEMDEM
Любовные романыHemdem; canciğer olmak, çok yakın dost, yoldaş olmak anlamına gelmektedir. Birlikte, manasındaki 'Hem' kelimesiyle, nefes, can, zaman manasındaki 'Dem' kelimesinden oluşmuştur. Hemdem olunan kişi ile aynı zamanda yaşamak, aynı nefesi almak, bir can...