48. Bölüm

171 20 1
                                    

İyi okumalar millet...

2. Mart

Hava aydınlanmış, ormandan sesler gelmeye başlamıştı. Kulağımı kuşların ötüşleri tırmalıyordu.

Kucağımda tuttuğum laptoptan mailleri okuyor, telefondan Luciano'nun mesajlarına cevap veriyordum. Kulağımdaki kulaklığı aktif hale getirerek dinlediğim çellocunun fon müzik türünü açtım. Yan sehpada tostum, cam matarada suyum ve büyükçe bir bardakta şeftali ile vişne suyunun karışımı meyve suyu vardı.

Huzurlu bir sabaha Günaydın demekti. Fakat uyuyamayan bir insana Günaydın demek biraz saçma olurdu.

Yukardan yükselen ses ile fon müziğin sesini yükseltim. Arada başımı hafiften sağa sola sallıyor, parmaklarımın klavyede ritim tutmasını sağlıyordum.

Luciano'nun son mesajına göz devirdim.

Gia anlarsa beni öldürür Timsah.

Mafyada yükselmek için ortalığı karıştırırken öleceğini hiç düşünmedin mi?
Sayılı gün kaldığı için mi korkmaya başladın?

Sen bir delisin Marcosun kardeşini kaçırarak kafayı yemişsin. Gianiden şüpheleniyor ve her an ona saldırabilir

Kaçırmadım. Bir süreliğine misafir ettim.
Ayrıca plana sadık kal, ayarlamarı kontrol et.

Tanrı beni sizin silahlarınızdan korusun. Her şeyi ayarladım. Lanet akşam yemeği için özel restorant  bile kapattım.

Mianın yemekten haberi olmayacak merak etme. Bir adamın karısını aldatmasına göz yumduğuma inanamıyorum.

Karımı hiç bir zaman sevmedim. Anlaşmalı bir şekilde evlilikti.

Luciano'nun bana derdini anlatmak isteyen tavrını hızla kestim.

Bilmek istemiyorum Luca. Yarın gece görüşürüz..

Görüşeceğiz Minerva...

Yataktan hareket eden kıpırtıları hissettiğimde, son maile cevap yazıyordum.
Arkamdan bana yavaş adımlar atarken sessiz olduğunu sanıyordu ama nefesini kontrol edemiyordu. Asistanım Ezgi'ye bu haftanın boş kalmasını istediğimi yazarak gönderdim.

"Nefesini bir tutup bir bırakırsan daha çok ses çıkarmış olursun. Yavaş nefesler almalısın"dediğimde olduğu yerde durdu.

"Beni nasıl fark ettin? Müzik dinliyorsun sesini ben bile duyabiliyorum"dedi.

Kulağımdaki kulaklıkları çıkararak, laptopla birlikte sehpaya bıraktım. Cam mataramı elime aldığımda koltuktan kalmış arkamı dönerek onunla yüz yüze gelmiştim.

Hafif gülümsedim. "Müzik değil çello dinliyordum. Ayrıca ben her şeyi duyarım"

Kaşlarını çatarak, tavana baktı.

"Her şeyi duymuyor gibisin. Yukarıda kim var, tavanı üstümüze yıkacak"

"Sadece bir misafir Kaan"diyerek elimdeki matara ile kapıya ilerledim.

"Benim gibi bir misafir mi?"

Omuzumdan ona döndüm. "Evet, önemli biri"

Timsah +18 [ Kardeşlik Bağı 1]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin