43. Bölüm

153 13 1
                                    

İyi okumalar millet...

15. Şubat

İnsan bir denize düştüğünde boğulmamak için çırpınır, hayatta kalmanın savaşını verir. Bahşedilen her hayatın bir şansı olmalı derler.

Elimi yavaşça karnıma bastırdım. Bir sınanmada olduğumu hissediyordum. Tanrının beni annemin hissettiklerini hissetmemi istediğini biliyordum. Yoksa korunduğum halde bu çocuğun olması, mucizeden başka bir şey değildi.

Gözlerimi etrafımda gezdirirken Akif'in gözlerini bana diktiğini gördüm. Belli etmemeye çalışsada endişeli duruyordu. Yada tedirgin mi?

Günler geçtikçe işler daha çıkmaz bir hale giriyordu. Lily ve Baykuşa hamile olduğumu söylemek ne kadar doğruydu bilmiyorum ama söylemem gerekiyordu. Lilyin gözünde büyük bir hata işlediğim farkındayım, sinirine de hak veriyorum. O böyle bir hata yapsaydı ondan daha büyük bir tepki verirdim. Fakat gel görelim ki hatayı ben yaptım ve telafi edecek kişide benim.

Zaman su gibi akar sözcüğü boşuna olmasa gerek, kolumdaki saati göz ucuyla kontrol edip kahvemden bir yudum aldım. Gözlerim pencere tarafından usulca kapıyı izliyordu. Ve beklenen kişi kapıdan giriş yapmıştı.

Sakince masada bulunan tabletten işlerimi kontrol ediyormuş gibi davrandım ve kulaklarımı delercesine gelen topuk seslerini dört gözle bekledim. Aceleci değil fakat ayaklarını yere sert basıyordu. Dur tahmin edeyim hamile olduğundan mı?

"Bu ne değişik bir tesadüf?"diyerek masanın ucunda durduğunda başımı kaldırıp ona döndüm.

"Siz... ah savcı hanım.
Gerçekten büyük tesadüf oldu"dedim hızla, hafiften kıvırcık sarı saçlarının arasına elinde tutuğu güneş gözlüğünü yerleştirdi. Bu soğuk havada gözlük kullanması da bir değişik geldi.

"Evet her cumartesi kahvaltımı burda yaparım" diyerek eliyle önümdeki masayı işaret etti. "Hepte bu masada "

Hafiften gülümsedim. "Öyle mi? Bende arada gelirim. Aynı şekilde hep bu masada otururum"

Açık kahve gözlerini buz mavisi gözlerime dikti. Sorguluyordu yada düşünüyordu. Çantasını masama yerleştirdi.

"Bu gerçek bir tesadüf mü sizce de?"dedi imayla, elimle karşımdaki boş sandalyeyi gösterdim.

"Oturun ve gerçek bir tesadüf olup olmadığına karar verin"

Kaşları çatılarak sandalyeye geçip oturdu. Garson hızla gelip siparişini alırken gözlerini benden ayırmamıştı. Benden rahatsızlık duyduğunu açıkça belli ediyordu.

"Bu bir tesadüf değil"dedi açıkça, kulpunu tutuğum kahveyi masaya bıraktım.

"Olabilir, peki sizin bana karşı açtığınız dava bir tesadüf müydü?"

"Ben gereni yaptım ve halada suçlu olduğunuzu düşünüyorum Azra hanım. Saraçoğlu imparatorluğu sadece yasal yollardan bu kadar yükselemez. Sizin şirket başkanlığına geçtiğiniz günden beri Saraçoğlu Holding zirveye oturdu ve oturmaya devam ediyor" dedi sinirle, duygularını çok net kontrol edemiyor, hamilelik hormonları olsa gerek.

"Ama suçsuz olduğum ispatlandı. Bana iftira attınız"dedim.

Sinirle güldü. "Elime geçen belgeler gerçekti adım gibi biliyorum. Ama nasıl olduysa belgeler değişti"

"Ben mi değiştirdim?"

Sağ elinin avucunu masaya yaslayarak öne eğildi.

"Siz veya sizi korumaya çalışanlar değiştirdi. Ama ne haltlar çevirdiğinizi bulacağım"dedi hırsla, hafiften gülerek sırtımı sandalyeye yasladım.

Timsah +18 [ Kardeşlik Bağı 1]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin