Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Arkama bakmadan bütün gücümle koşuyordum, ama yinede peşimdeki adamların adım seslerini duyabiliyordum. Bunlardan bir an önce kurtulmam lazımdı yoksa diğer dünyayı boylucaktım.
Ayaklarımda en ufak güç kalmadığı zaman bir apartmanın içine girmeye çalıştım ama kahretsin, kapı şifre ile çalışıyor!
Vakit kaybettim, bu yüzden yeni bir yere bakmadan hemen koşmaya devam ettim, arkamdan bağırışmaları duyabiliyordum.
"Hey buraya gel" "Kaçma!!" "Yaklaştım"
Dizlerimde en ufak mecal kalmamıştı, kendimi yere fırlatmamak için çok zor tutuyordum.
Sağa doğru döndüm ve karşımdaki duvarı görmemle duraksadım, ara sokağa girmiştim, çıkış yoktu.
Tam geri dönecektim ki çıkışı kapattılar, 20 den fazla adam üzerime doğru yürüyordu. Cebimden bir sigara çıkartıp dudaklarımın arasına koydum, siyah çakmakla sigaramı yaktığımda içime derin bir nefes çektim. Ortadaki bir adamla göz göze geldik, tek kaşını kaldırmış yapacağım hamleyi dikkatle izliyordu.
Dudaklarımın arasındaki sigarayı yere doğru fırlattım, çıkan sesle birlikte oluşan sis heryeri kaplamıştı. Duvara doğru tırmanmaya çalışırken etrafa rastgele saçılan silah sesleri çıkmama engel olmadı. Parmaklarımın taşlarda ezildiğini hissediyordum, biri tam olarak tırmandığım duvara vurduğunda ben çoktan çıkıp kendimi kurtarmıştım.
Büyük duvarda çevreme bakıp çıkış yolu aradım, şansımı sikeyim, duvarın arkasında yol yoktu kocaman bir ev harici.
Yan yan yürüyerek eve doğru ilerledim,balkona yaklaşıp ellerimi demir parmaklıklara doladım. Duvarda zıplayarak kendimi balkona sokmayı başarmıştım.
Cebimden çıkardığım bıçak ile tam kapıyı zorlayacaktım ki kilitli olmadığını farkettim, burası mutfak balkonu olmalıydı ve maalesef içeride bir oğlan vardı. Yaklaşık 18-19 yaşlarında olmalıydı.
Yapıcak birşey olmadığı için sesli bir şekilde içeri girdim, çocuk beni farketmediğinde kaşlarımı çatıp yavaştan yanına yaklaştım. Kulağında kulaklık vardı, ilgilendiği işle o kadar meşguldü ki ne beni duymuş nede görmüştü.
Derin bir nefes alıp mutfaktan çıkmak üzere hazırlandım ki yan taraftan "Mehmet!" Çığlığı geldi. Adının mehmet olduğunu öğrendiğim çocuk arkasını dönüp beni gördü, elindeki bıçağı refleks ile bana sallayıp "kimsin lan sen!" Diye bağırdı. Bende elimdeki bıçağı dudaklarıma götürüp 'sus' işareti yaptım. Kız ise benim yaptığım hareketi umursamadan "Beni yine mi aldattın ya sen!" Diye bağırdı.
Elimle anlımı ovuşturup "Sence aldatmış olsaydı mutfakta mı basardın?" Dedim "Yatak odasına bak ilk önce sen!"
Oğlanın korkulu yüzü bana döndüğü için kız hızla yatak odasına koştu, çocukta peşinden koşup "aşkım dur!" Diye bağırıyordu. Bende bıçağı botuma yerleştirip mutfaktan çıktım, direk karşımda olan çıkış kapısına ilerleyip kapıyı açtım. Çıkmadan kısa bir süre önce daha yeniki kızın sarı saçlı bir kızı yolduğunu gördüm. Dudaklarımdaki gülümsemeyle evden çıktım.
Bundan sonra çocuk birini aldatmadan önce odasının perdelerini örtmeliydi, yoksa biri dışarıdan açıkça olan şeyleri görebiliyordu.
Buda bir anne tavsiyesidir!
Ceketimin kapşonunu çekip evime doğru ilerliyordum ki bir çocuk sertçe bana doğru çarptı, kafamı kaldırıp "yavaş!" Dedim. Çocukta yüzünü bana doğru çevirdiğinde bunun peşimde olan çocuklardan biri olduğunu anladım, kaşını daha yeni yaptığı gibi kaldırdı ve üzerime doğru geldi. Sanırım yine başlıyorduk.
Yeniden tüm gücümle koşmaya başladığımda her yerden birilerinin çıktığını gördüm, birinin bana silah çekmesi ile tam duruyordum ki yere kapaklandım. Taş sağ olsun durma sürecimi hızlandırmıştı.
"Kaçabileceğini mi sandın!" Diye bağırdı eli silahlı adam, kafamı kaldırıp cevap vermek üzere kendimi hazırladım. Beni kesen şey ise 2 çift silah sesiydi.
Önümde biri durdu, çevrem yavaşça açılmaya başladı. Kafamı yavaşça kaldırdığımda siyah botlar ile karşılaştım, kafamı hafifçe kaldırdım ve oldukça yapılı, eli silahlı bir adamı gördüm.
Beni kolumdan tuttuğu gibi sertçe yereden kaldırdı, çevredeki adamlara dönüp "kimin peşinde olduğunuzdan emin olun bir dahakine" dedi. Hepsi kafalarını eğip hızla buradan uzaklaşmaya başladılar, bende kurtarıcım olan bu adama minnet dolu bakışlar atıyordum desem yalan olur. Kimdi buda beni kurtarıyordu? Ona neydi? Niyeti neydi? Neden böyle birşey yapmıştı amına koyayım!!
Yerimde sendelemem ile beni geriye itip gittiğini farkettim, beyninde sorun olmalıydı. Neden kurtarıp sonrasında da birşey olmamış gibi beni ortada bırakıyordu? Peşine takıldım.Adımlarını yavaşlattığında ve kendini tetiğe aldığında beni farkettiğini anladım, demekki aptal biri değildi, tanımadığı birine arkası dönerken tedbirli davranıyordu.
Bir evin önüne geldiğimizde durdu ve kafasını bana çevirme gereği bile duymadan konuştu "evime de mi benimle giriceksin" gerçi ben davet etmesini tercih ederdim ama gördüğüm kadarıyla bunu yapıcak biri değildi, sessizce"hayır, üzgünüm" dedim ve hızla arkamı döndüm. kendi evime koşar adımlarla ilerledim, adamı kontrol etmek için bir kaç kez arkama baktım, her seferinde de beni izlerken yakaladım.
Gerçi bunu saklamıyordu.
Evime yaklaştığımda eve girdim ve kapıyı kapatıp kilitledim, bunu yaptıktan sonra da hemen pencerelere kilit taktım çok güçlü olmasa da işe yarıyordu, gene başımı belaya sokmuştum, gene birilerini dolandırırken yakalanmıştım.
Ama bu seferki adamlar cidden beni öldürücek gibilerdi, sokakta bana yardım eden adam olmasaydı şuan hayatta olamazdım büyük ihtimalle.
Düşüncelerimden kendimi sıyırıp yatağa attım tam o anda kapım hiddetle yumruklanmaya başladı,sessizce kapıya gidip dinledim. "İçeri de olduğunu biliyoruz mina aç kapıyı"
Bu herifler daha yeni beni o adam yüzünden bırakmamış mıydı? Bu nasıl bir döneklikti, yanlız olduğum an üzerime üşüşmüşlerdi resmen.
Hemen kapının arkasından çekildim ve odama doğru gittim, ordan bir pencereyi açıp hemen sokağa atladım.
Sessiz bir şekilde kaçmaya çalışıyordum ta ki beni kurtaran adamı görene kadar bu daha yeni evine girmemiş miydi??
Eliyle gel işareti yaptı,beni korucağını düşündüm ve hemen yanına gittim, sonuçta adamlar sadece o varken benden uzak duruyorlardı. kurtarıcımın yanına gittim, beni kolumdan tutup kendine doğru asıldı "kimi dolandırdın sen" dedi dişlerinin arasından. Aslında bu bilgiyi saklamak isteyebilirdim ama istese öğrenebileceğinden emin olduğum için "Ayaz Akkurt"dedim. Kaşlarını çattı, arkama doğru evime hâlâ girmeye çalışan adamlara baktı, sonrasında asla beklemediğim birşeyi yaparak "Burada!" Diye bağırdı.
"Sikerim! Napıyorsun!!" Dedim. "Küfür edince çok çirkin oluyorsun" dedi. Elimle sertçe omzuna doğru vurup "kimsin lan sen!" Dedim. Cevap verme gereği duymadan peşimdeki adamlara döndü.Onlara kısa bir an bakıp yeniden bana döndü, ağzından çıkan cümle ise yerimde sabitlenmeme neden oldu.