Kanım dondu.
Daha fazla dayanamadım ve bir anda içeriye daldım. İkiside beni görmenin şaşkınlığını yaşıyordu
Ağzımdan tek çıkan şey "ben mi yaptım?" Olmuştu. Ablasını bilmiyordum, hatırlamıyordum ama onu cadıya verme ihtimalim beni deli ediyordu, ya yaptıysam. Ya gencecik bir kıza bu acıları yaşatan kişi bensem.
"Sana sormak lazım bunu!" Dedi selim bana doğru bağırarak "Elimizde bir kanıt vardı şimdiye kadar senin yaptığına dair ama oda yalan çıktı! Lakin hâlâ senin yaptığından şüpheleniyoruz"
Ayaza döndüm "ben bilmiyorum, yüzünü görmem lazım ablanın" dedim. Ayaz telefonundan bir fotoğraf çıkartıp bana gösterdi, fotoğraf karşısında nefesimi tuttum
"Söylesene mina, sen mi öldürdün benim ablamı?" Dedi ayaz.
Ben cevap vermedim. Veremedim. Ayaz panik yaptı Ve "ben yapmadım de,benim haberim yoktu de" dedi "nolursun bana yalan söyle mina suçlu ben değilim de"
Gözümden bir damla yaş aktı
"Sen dersen inanırım" dedi, ağlamaya başladım. Ağzımdan çıkan tek şey
"Ben yaptım" olmuştu.
Ayaz kafasını defalarca sağa sola salladı, yine titriyordu fakat bu sefer ağlıyordu da. Ayazı ilk kez ağlarken görüyordum
"Yalan söyle" dedi ayaz fısıldayarak "yalvarırım bana yalan söyle" diye tekrarladı. Bende ağlamaya başlamıştım.
Selim bana büyük bir sinirle bakıyordu, içeri arda ile Alper girmiş olayları anlamaya çalışıyorlardı. Ayaz bir anda üstüme doğru atılınca geriledim ve yere düştüm. Bunu farkeden Alper ile arda beni korumak için önüme geçtiler "abi noluyor sakin ol bi" dedi Alper ayazı tutmaya çalışarak
Ayaz ise bana doğru bağırıyordu "Yeminim var! Seni mahfederim!! Zorundayım! Yalan söyle işte nolcak, ben yapmadım desene bana! İnanırım nolursun yalan söyle!" Dedi. Kocaman adam gözlerimin önünde bir bebek gibi ağlıyordu
Bende kafamı sağa sola sallayarak ağlıyor sadece "ben yaptım" diyebiliyordum.
Ayaz bir süre sonra yorulmuş ve dizlerinin üstüne çökmüştü "neden" dedi "neden yaptın, neden onu cadıya verdin"
"İSTEDİ!" Diye bağırdım. "İstedi, onun kötü biri olduğunu söyledi! Sadece öldürüceğini ona işkence çektirmiyeceğini söyledi işte! İnandım, inanmamam lazımdı ama inandım! Napabilirim yaptım işte!" Dedim bende ağlayarak
"Git" dedi. Eğer gitmezsen çok kötü şeyler olucak der gibi "arkana bakmadan git mina"
Hızla arkamı dönüp ağlaya ağlaya uzaklaştım ordan. Hiçbirşeyimi almayıp çıktım evden. Yağmur yağıyordu, patronun öldüğü gün gibi, Ayaz'ın dövüldüğü gün gibi, ve bizim ayrıldığımız gün gibi...
Gidicek hiçbir yerim yoktu, eşyam yoktu, arkadaşım yoktu, canım tehlikedeydi
Ben ise gözyaşları içerisinde sadece koşuyordum,Kaçıyordum. Kaçtığım o muydu yoksa yüzleştiğim gerçekler miydi bilmiyordum, sadece koşuyordum.
Birden ayağım takıldı ve yeri boyladım. Her yerim çamur içinde kalmıştı ve ben ayağa kalkıp tekrar koşmaya başladım. Olmadı, düştüm. Kalktım tekrar koştum. Tekrar düştüm
Kimse kaldırmadı bu sefer beni,kimse ben senin yanındayım demedi, kimse yokdu, bu sefer cidden yapayalnızdım.
Pes etmedim tekrar ayağa kalktım ve aklımdaki tek yere gittim. Bir zamanlar babamla sürekli olarak gittiğimiz yere gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahkum
Aksiyon"ben neyim?" Diye sordu. "Düşmanım" dedim. "O halde düşmanımdan etkilenicek kadar aptal biriyim" dedi.