22. Bölüm(yeni karşılaşma)

332 15 0
                                    

Kendimi olduğu gibi yere attım ve yatağın altına girdim. Cadı uyanmış yastığının altından silahını almış ve koşar adımlarla kapıya doğru ilerlemişti

Hangi aptal benimle aynı gün cadıyı öldürmek isterdi ki!?

Çatışma durduktan beş dakika sonra yataktan çıktım ve kapıdan dışarı doğru baktım. Kimse yoktu. Merdivenlerden aşağı indim ve kafamı dışarı uzattım

Cadı dizlerinin üzerine çökmüş kafasına silah dayayan adama bakıyordu

Ayaz Akkurt cadıya silah doğrultuyordu

1 yıl sonra ilk kez görmüştüm onu

Eskisi kadar dinç ve iyi gözükmüyordu, daha çok çökmüş gibiydi. Onun cadıyı öldürmesini izlemeyecektim. Buna izin vermezdim, bu intikam benim hakkımdı

Cadıdan sonra Ömer'i de öldürüp işimi bitiricektim zaten ama Ömer'in ölümü bu kadar kolay olmayacaktı, gerçi cadıyı da hemen öldürüceğimi sanmıyordum

Kapının arkasından çıktım ve yavaş adımlarla onlara doğru ilerledim. Beni farkeden tüm korumalar silahlarını bana çevirdiler. Ayaz Akkurt kafasını kaldırdı ve beni gördü

Çok şaşırmıştı, yüzünde koca bir şaşkınlık ve umut? Vardı. Onlara doğru yaklaştım ve cebimden çıkardığım silahı ayaz akkurta doğrulttum "bu intikam benim hakkım Akkurt, çekil önümden" dedim. Elindeki silah yere düştü ve bana doğru ilerlemeye çalıştı fakat buna izin vermedim. Sağ tarafına silah sıkarak onu olduğu yere çiviledim

Oda eliyle korumalara bir işaret yapıp silahlarını indirmelerini sağladı. Bana yaklaşmak istiyordu fakat yapamıyordu

"Ölmedin" dedi kendini inandırmak ister gibi "ölmemişsin" dedi yeniden gülümseyerek. Neydi bu mutluluğu?

"İntikam almadan ölmem ben Akkurt efendi" dedim nefretle. Gözlerindeki umut, yüzündeki gülümseme soldu, ona bakışımı farketti "bana yaşatılanları bir bir yaşatmadan ölmem" dedim kafamı kaldırarak

Cadının ensesinden tutup ayağa kaldırdım ve cebimden çıkarttığım zincir ile bileklerini bağladım, sonrasında ayaza dönerek "bana arkanı dönme, karşıma çıkma, güvenme, çünkü güvendiğin an sırtına bıçağı ilk ben saplayacağım" dedim. Etraftaki korumalara doğru bakarak "andım olsun ki sırtına bıçağı saplamadan ölmeyeceğim!" Diye bağırdım

İki düşman dost olamazdı, olmadı da zaten

Cadıyı yürüttüm ve eve tekrardan soktum,ona işkencelerin en iyisini yaşatıcaktım.

...

Yapamadım.

Onu sandalye ye bağlamış elime de bir bıçak almıştım fakat ona zarar verememiştim. Ne kadar değişirsem değişeyim ben buydum

En sonunda cebimden çıkardığım silahı ona doğrulttum ve emniyet kilidini açtım. Bana gülerek baktı "Acınası görünüyorsun" dedi "ama ölüceğim için hiç mutsuz değilim" diyerek devam etti "çünkü senin acı dolu çığlıklarını duydum ben" dedi ve koca bir kahkaha patlattı

Kalbinin tam ortasına sıktım. Elimi istemsizce göğüs kafesine doğru bastırdım, sıkmıştım işte almıştım intikamımı, öldürmüştüm onu

MahkumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin