24. bölüm(geçmiş)

348 22 33
                                    

Daha önce hiç düşüp kalkamadığınız oldu mu? Yada tamamen kimsesiz kaldığınız zamanlar.

Şuan o anlardan birindeydim.

Ayaz gitmişti,selim gitmişti, Alper gitmişti, arda girmişti,babam gitmişti, herkes gitmişti.

Peki ya ben ne mi yapıyordum. Bir ağacın altında oturuyordum. Hadi tahmin edin o ağaç neresi

Tabikide her zaman gittiğim yer!

Yere uzandım ve çiseleyen yağmur eşliğinde gözlerimi kapatıp, hayal kurmaya başladım. Hayallerim yaşantımın tam tersiydi. Kendim ne kadar renksiz siyah isem, hayallerim de bir o kadar renkliydi

Benim en sevdiğim renk siyah değildi, ben siyaha mahkum edilmiştim.

O kadar yorgundum ki şuan burda ne pahasına olursa olsun uyumak istedim, dinlenmek istedim. Fakat kabuslar beni rahat bırakmıyordu,geçmişim beni boğuyordu..

Geçmiş
Yazarın anlatımıyla
Yaş 6

Mina küçük adımlarla annesinin istediği ekmeği almak için fırına gidiyordu. Akşam saat 8 olduğundan dolayı hava karanlık, etraf bir o kadar da tehlikeliydi. Fakat bu yaşlı kadının küçük kızını bu saatte fırına göndermesine engel olmamıştı. Küçük kız karanlıktan korkuyordu ve bir an önce ekmeği alıp evine gitmek istiyordu çünkü ona göre gece, karanlık çok korkunçtu

Bilmiyordu ki ileride karanlığın ta kendisi olucağını, bilmiyordu ki tek bir renge mahkum olucağını

Fırına girip 2 ekmek aldı ve parmak uçlarında yükselerek yaşlı adama parayı uzattı, fakat adamın gözleri kızın küçük vücudunda geziniyordu. Mina rahatsız olmuştu ama belli etmemeye çalışıyordu, adamdan korkuyordu ama büyüdüğünü düşündüğü için bunu göstermemeye çalışıyordu. Sonuçta o koca kız olmuştu! Annesi hep işlerini yaptırmak için kıza bunu derdi, o ise koşulsuz güvenirdi. Annesiydi çünkü o, anneler çocuklarının canının yanmasını istemezdi.

Yaşlı adam parayı aldıktan sonra kıza para üstünü vermesi için beklemesi gerektiğini söyledi, küçük kız korkuyla beklerken adam bir süre sonra elinde parayla birlikte geldi. Kıza parayı uzatmadan önce diz çöküp ismini sordu

Küçük kız ürkekçe "mina, benim adım mina" dedi. Adam gülümseyerek "kaç yaşındasın bakalım sen" dedi. Mina eliyle sayıyı gösterirken aynı anda da "6" demişti, babasının ona öğrettiği gibi.

Adam Sandalye ye oturdu ve kızı yanına çağırıp şeker uzattı, mina yabancıların elinden birşey almaması gerektiğini biliyordu, ama adam üzülmesin diye almış ve onu yememe kararı almıştı. Adam kızı kucağına aldı ve "ne kadar güzel bir kızsın sen, benimde böyle torunlarım var" dedi. Kızın saçlarını sevmeye başladı ve hiç sevgi görmemiş kız sevindi. Bu adamın ona zarar vermiceğini düşündü

Adam ellerini kızın vücudunda gezdirdi ve onu çok sevdiğini söyledi. Mina o kadar küçüktü ki bunun daha taciz olduğunu bile bilmiyordu, bu amcanın onu sevdiğini sanmıştı.

Adam pis ellerini kızın göğüslerine getirmiş elliyordu,oysa mina daha ergenlik çağına bile girmemişti. Öptü kızın dudaklarını, vücudundaki her yerini tek tek elledi. Kendini tatmin ettikten sonra ona bu olaydan kimseye bahsetmemesi gerektiğini yoksa insanların onu kıskanıcağını söyledi. Mina kafa sallayıp mutlulukla eve doğru gitmeye başladı, insanlar o kadar da kötü değilmiş diye düşündü. Adama güvendiği ve onun artık yabancı olmadığını düşündüğü için de yolda şekerini yemek için açtı. Fakat onu yiyemeden elinden düşürdü ve biraz morali bozuldu

MahkumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin