Yüzünü yüzüme yaklaştırmaya çalıştı, bunu farkettiğim an ona biraz daha sokuldum bilekleri acımasın diye. Kafasını kulağıma yaklaştırdi ve oda benim gibi yavaşça fısıldadı "biliyor musun, sikimde değil" beklemediğim bu cümle ile afallamış ve geriye çekilmiştim, bu hareketimden sonra rahatsız bir nefes verdi ve uzaklaşmamı istemediğini farkettim. Tekrar yakınlaştım
Bu sefer kafasını boynuma doğru yaklaştırdı, ürktüm ve çevreme baktım. Herkes ne ara çıkmıştı?
Bu hareketimden sonra tekrar rahatsız ve huzursuz bir nefes verip konuştu "yaklaş"
Dediğini yapıp tekrardan yaklaştım, yine kafasını boynuma yaklaştırdı ve beklemediğim bir anda kafasını boynuma gömdü. Kokumu içine çektiğini hissettim yada tamamen paranoyaklık yapıyordum."Beni çok fazla sinirlendiriyorsun, eğer odadan çıkmamış olsaydın bu durumda olmucaktık" dedi. Tek kızdığı şey sahiden de odadan çıkmış olmam mıydı? Aklımı okumuş gibi boğuk bir sesle "hayır" dedi. Dudakları tenime deydiği için ağzını açtığını ve birşey söylemek istediğini anladım, ama bekledi birşey demedi ve dudaklarını tekrardan kapattı.
"Sen benim düşmanımsın" dedim şu konumda olmamızın ne kadar yanlış olduğunu belirtmek ister gibi "sende benim düşmanımsın" dedi bana katılarak, ama ne o kafasını kaldırmıştı nede ben geri çekilmiştim
⛓️
Ne kadar bu şekilde kaldık bilmiyorum ama bu güzel anı bozan şey Ömer'in içeri girmesiydi, kapı sesini duyduğum an hızla geri çekildim ve bu yüzden de ayaz kafasını çekmek zorunda kaldı, Ömer yanıma yaklaşıp dosyanın yerini söyleyip söylemediğini sordu bende yalandan bir mutsuzlukla kafamı olumsuz anlamda salladım.
Sonrasında ise de ikimizde dışarı çıktık ve Ömer kapıya üç asma kilit taktı, bu kadar kilite rağmen kapının önünde de üç koruma vardı, ayazdan cidden çok korkuyor olmalılardı. Oysa bana çok nazikti...
Sırtımı duvara çarpmamış olsaydı!
"Yürüsene kızım ne yüzüme bakıyorsun? Aşık mı oldun yoksa" diye sırıtarak sordu Salih "hee Salih aşık oldum, ölüp bitiyorum aşkımdan" diyerek dalgaya aldım ve ikimizde salona doğru yürüdük.
"Bu sefer cidden büyük yol kat ettik, o dosyayı elimize geçirmemize az kaldı" dedi Ömer mutlulukla. bunlar da mı biliyordu dosyanın içinde ne olduğunu?
"Birşey sorucam" diyerek Ömer ile salihin karşısına geçtim "bu dosyanın içinde ne var? Neden sizin için bu kadar önemli"
Sorum üzerine Ömer ile salih birbirlerine baktılar, ne zaman bir konuda sıkışmış olsalar ne zaman bana yalan söylemeleri gerekse bu hareketi yaparlardı. Ömer ilk konuşan oldu: "yani bizde pek bilmiyoruz içinde ne olduğunu, belki yüklü bir miktar para vardır"
"Anladım" dedim yalanına inanmış gibi yaparak. "Neyse ben çok açım hadi birşeyler yiyelim, sonra da ayaza götürürüz"
Bu lafım üzerine tekrardan Salih ile Ömer bakışmaya başladı "şimdi noldu amına koyayım ya" dedim sinirle, benden sürekli birşey saklamaları sinirlerimi bozmuştu "burası bir otel değil ve sadece ölmemesi için biraz su biraz da kuru ekmek vericez o kadar" dedi Salih. Buna izin veremezdim!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahkum
Actie"ben neyim?" Diye sordu. "Düşmanım" dedim. "O halde düşmanımdan etkilenicek kadar aptal biriyim" dedi.