ឡΞ

165 17 64
                                    

"Hepsi senin yüzünden. Boka bastım diye bana gulmeseydin bende sana bok atmazdım"

"Ben sadece sana güldüm. Çok masum bir eylemdi, asıl sen suratıma bok atıp beni sinir etmeseydin kaybolmazdık"

"Ha ben suçluyum yani!"

"Evet ve bana bakma. Çamurlu kafana gülesim geliyor, Atiba ya benziyorsun ve daha fazla kaçacak mecalim kalmadı" yorgunca eğildim ve ellerimi dizlerimin üzerine koydum.

Tam beş saat, beş saattir bu ormanda kayıptık ve yürüyorduk. Her ne kadar durmamız gerektiğini söylesem de sırf bana inat olsun diye yürütmüştü beni

Nemrudun gızı sikime de tekmeyi geçirmişti ve sikim ağrıyordu

"Şu ilerde ki göl mü ben mi serap görüyorum!" Anında aynı tarafa baktım ve koca bir göl gözlerimin önüne serildi

O an öyle bir sevindim ki, en son neye bu kadar sevindiğimi bile unuttum. Götüme motor takıp ayaklarımı götüme vura vura göle koştum.

Bir saniye bile düşünmeden kafamı gölün içine soktum

Yarabbi şükür

Gölün o tertemiz suyu yüzüme temas edince kafamı salladım ve gölün içindeyken gözlerimi açtım

Yanımda bir kafa daha vardı, onun boklu ve çamurlu kafası.

Elimi suya daldırıp içimin bulanmasini görmezden gelmeye çalışarak yüzümde ki boku yıkadım.

Amına koyayım ömrümde götümden böyle bok yikamadım, kim sıçtıysa bu boku Allah onu kabız etsin inşallah

Yüzümün arındığını hissedince kafamı sudan çektim ve derin temiz bir nefes aldım

Ellerimi de suda yıkadım ve yorgunca kendimi yere bıraktım.

O da yüzünde ki ve saçlarında ki çamuru yıkayıp kendini yere attı

Akşam oluyordu nerdeyse, orman çok karanlıktı ve yağmur yağacak gibi duruyordu. Toprağın temiz kokusu iç bulantımı aldı götürdü.

Acıkmıştım.

Yorgunca nefeslenirken "Hepsi senin suçun" dedim ama benimle aynı anda o da bunu söylemişti. Dirseklerimin üzerine çıktım

"Nah benim suçum..." Nah çekecek mecalim yoktu "suratıma bok fırlatın bok! Senin benimle derdin ne ya!" sonunda dayanamayıp patlamıştım

Hakikaten derdimiz neydi amına koyayım, bütün bu olanlardan sonra unutmuştum

O da benim gibi dirsekleri üzerinde durdu "Senin ismin Furkan ismin! Seninle bir derdim olmasına gerek mi var!"

Suratımı buruşturdum "What?"

Hadi her şeyi anlarım, görünüşüm ile yargılanmayı, burcum ile yargılanmayı hatta saç rengim ile yargılanmayı anlarım da isim ne lan?

Kafamı iki yana salladım ümitsizce "Siz kadınlar çıldırmışsınız"

"En azından siz erkekler gibi şerefsiz değiliz"

Ona uzaylı gibi baktım "Nerdeyse hiç tanımadığın bir erkek sana ne yapmış olabilir? Bence ne biliyor musun, sen geçmişte ki sorunlarını hala çözememişsin. Eğer çözebilseydin geçmişinde ki birinin adını taşıyan bir insana bu şeklide yaklaşım sergilemezdin. Yani sorun bende veya diğer Furkanlar da değil, senin takılı kaldığın Furkan da" dedim. Gerçekten anlamıyordum, insanları tanımadan yargılamak, hele ki ismi senin geçmişin de ki birinin ismiyle aynı olduğu için o insanı da iğrenç kefesine koymak bok gibi bir şeydi ve karşında ki insana da hakaretti

Striprizci Bey ∆texting∆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin