Cariye'nin İkinci Hayatı

34. Bölüm "Gümüş Zambaklar Tomurcuklandığında"

Veliaht Prens Yewan Ji Tsu Hsien askerlerini cariyelerin odalarına arama için gönderdiğinde asıl suçluyu bulamayacağını biliyordu. Cariye Turina'nın söylediği gibi suçlu zehrin ne olduğunu bulana kadar muhtemelen suçunu başkasının üzerine atmış olacaktı.

Askerler yanlarında cariye Layla'yı neredeyse sürükleyerek getirdiklerinde ikinci kurbanın kim olduğunu da anlamış oldu. Sacae cariyesi tıpkı babası gibi oldukça kurnazdı ama prens suçlu olmadığını bildiği bir kadını cezalandıramazdı. O yüzden ceza olarak onu seçimden çıkaracağını ilan ettiğinde kadın yere diz çöküp ağlayarak yalvarmaya başladı ama prens onu dinlemedi. Kadının yaşaması için saraydan gitmesi daha iyiydi.

Yöntemin yanlış olduğunu bilse bile bir cariyeden daha kurtulmuştu. Üstelik Yuel festival gecesi ziyaret edeceği adamı bulmuş ama dişe dokunur bir bilgi edinememişti. Başladıkları noktada oldukları gibi hala elleri boştu. Belki isyanlar durulmuştu ama yakında başlayacağını biliyordu. Her ne kadar Sacae ile yolları bir şekilde ayrılsa bile cariye olarak Agram ve Tthaya'yı almak zorunda kalacaktı. Bu gidişle Agram cariyesiyle geceyi geçirecekti. Ülkesi için ödenecek küçük bir bedel. Erkekliğinin onu yarı yolda bırakmayacağını umdu.

İsyanlar olmuyordu belki ama insanlarının karnı açtı. Onlara yardım etmesi gerektiğini biliyordu. Tahıl desteği yapacaktı ama imparatorluk oldukça geniş topraklara sahipti. Tahıl desteği dışında daha dişe dokunur ve kalıcı bir çözüm yolu bulmalıydı. İşleri bu olması gerekiyordu. Kadınların imparatoriçe olmak için katile dönüşmelerini izlemek değil. Agram Krallığının kızı seçim için parmağını oynatmıyordu çünkü seçileceğini biliyordu. Üstelik haremlerinde aldıkları eğitimle geniş bir cinsel bilgiye sahip olduğuna emindi. O da bir erkekti. Kadınlardan zevk almasını bildiği gibi vermesini de bilirdi ama bir yerlere gelmek isteyen kadınların bedenlerini kullanarak ona yakınlaşma düşüncesi midesini bulandırıyordu. Yine de Agram cariyesi ile yatmak zorundaydı ama eğer başka bir cariye ondan önce hamile kalırsa imparatoriçe olamazdı. Bu şekilde Agram Krallığı yardımlarını çekmek için de bahane bulamazdı. Bu düşünce prensin gözlerinin önüne cariye Turina'nın gelmesine neden oldu. Kadının soyu şaibeliydi ama yanında durmasını isteyeceği kadının özelliklerini taşıyordu. Üç cariyeden biri seçilmek istemesinin nedeni sadece özgür olmak istemesiydi. Yatağına girmek istemediğini son konuşmalarından anlamıştı.

Sacae cariyesi bir iblisti onu sarayın kapılarından bile içeri sokmak hataydı. Jahol cariyesinin imparatoriçe olması Jahol krallığı ile bir savaşa neden olabilirdi çünkü ondan başka kraliçe olacak kardeşi yoktu. Tthaya cariyesi ise fazlasıyla yabaniydi. Onu üç cariyeden biri yapsa bile elini sürmeyeceği kesindi. Bu durumda elenebilirdi. Wei cariyesi kazada, Koharistan cariyesi ise zehirlenerek ölmüştü. Abertina Ross cariyesi ise suçlanarak seçimden çıkarılmıştı.

Asihna cariyesi ise hiç beklediği gibi değildi. Aslında oda da beraberken ona şaka yapmamıştı. Düşünce yapısı, özgürlüğüne düşkünlüğü ve amacının peşinde yılmadan koşması onun iyi bir imparatoriçe olacağına işaret ediyordu. Bir an için kadına bunu dile getirdiğinde gözlerinde gördüğü korku ve endişe kelimelere gerek kalmadan cevabını almıştı. Bu da adamın aklında bir sorunun var olmasına neden olmuştu; Kadın imparatoriçe olma düşüncesinden mi nefret etmişti yoksa onun karısı olma düşüncesinden mi?

Askerlerine cariye Layla'nın sabah yola çıkana kadar odasını korumalarını söyledi. Bu emir kadının yalvarmalarını kesmiş için için ağlamasına neden olmuştu. O da artık bu emirden dönüş olmadığını anlamıştı. Bu yüzden prens arkasını dönüp oradan ayrıldığında tek kelime etmedi.

Prens sarayın iç kısmına giderken karşıdan gelen imparatoriçeyi gördüğünde bıkkın bir ifade takınmamak için kendini tuttu. Bunca olaydan sonra kadının söylemlerini çekemeyecekti. Her ne kadar kısa bir selam vererek ilerlemek istese de imparatoriçe önüne geçerek gitmesine engel oldu.